Bölüm 59

16K 1.2K 501
                                    

Bölüm şarkısı;

Fatma Turgut - Ben Vardım

Yıldızcığımıza basmayı aman unutmayalım!

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Yıldızcığımıza basmayı aman unutmayalım!

Bölümü bitirdikten sonra İnstagram'a beklerim. Soru/Cevap yapıyorum.
Instagram: mavinintonuu7_
Twitter: mavinintonuu7_

"Bildiğin şey için..." Zümra, onun sesini duyduğunda telaşla elini göğüsünden çekmişti. Birkaç adım gerilerken endişeyle sandalyeye bağlı adama bakıyordu. "...daha ne kadar kanıt görmen gerekiyor, Dide?" Demişti o adam. Engin hariç herkes duyduğu bu tanıdık sesle gözlerini büyütürken Zümra bir elini boğazına götürdü. Gözlerinden akan yaş yanağına ulaşırken yanakları alev alıyordu. Doğru duyup duymadığını aklından birkaç kez geçirirken boğazını tutan elleri şimdi daha çok titriyordu. Hatta artık bedenide buna dahildi. İlker, adamdan gözlerini çekip şaşkınca Candaş'a baktığında Candaş pür dikkat çuvalın altında gizlenen yüze bakıyordu. Göz ucuyla Zümra'yı yokladığında o da idrak etmişti kafasından silmeye çalıştığı gerçeği.

"Ne zırvalıyorsun sen, lan?" diyerek öne doğru ilerlemişti Engin. Kaşları çatılıydı. Bir eliyle adamı işaret ettikten sonra, "Açın şunun yüzünü!" dedi. Zümra, şimdi çok daha korkuluydu. Göz göze gelmek mi? Yüz yüze bakmak mı?

Dişlerini öyle bir sıkıyorduki dökülecek kadar ağrıyordu. Koruma, Engin'in talimatıyla adamın başından yavaşça çuvalı çektiğinde adam her zerresiyle karşısındaki beş kişiye bakıyordu. Gözleri birkaç saniye kamaşmıştı; fakat en karşısında olan kadınla birlikte odağını buldu. Onu bu kadar yakından görmenin hissiyle yutkundu sertçe. Gözünü kırpmadan ona bakmak istiyordu. Saçlarından topuklu ayakkabısına kadar süzdü onu. Tekrar gözleri buluştuğunda alımlı kadını izledi.

Dide'sini.

Sessizce birbirlerine bakarken ikisininde kalbinden bir sızı geçip gitti. Sonra bir daha, bir daha... Kavuşmaların hep güzel olunacağı düşünülürdü. Ama bugün, bu saniyelerde bu iki insan ölmekten beter olmuşlardı. Kalplerinde kabuk bağlayan yara soyulmuş ve o duran kan yeniden akmaya başlamıştı. Belkide en yıpranan Zümra olmuştu şu mekanda. Onu oturduğu yerde sayamadığı kadar inceledikten sonra tekrar gözlerinin içine baktı.

"Ne sandın, merak ediyorum?" diyen Engin'in tınısıyla ikisinin bakışları koptuğunda ağır ağır uzun boylu adama çevirdi gözlerini Karan. Zümra'nın sürekli dibinde gördüğü itti. "Kapıdaki korumaları biz boşuna mı diktik sence?" diyerek göz kırparken ellerini cebine sıkıştırdı. "Kıskıvrak yakalarlar işte seni böyle." Dediğinde Karan'ın dudakları her şeye rağmen alayla kıvrılmıştı. Keyifle kafasını sağa ve sola esnettikten sonra arkada birleşen ellerini kolaylıkla kucağına bıraktığında Engin dumura uğramıştı. Az önce söylediği tüm laflar ağzına tıkılırken gözlerini kırpıştırarak öne doğru adımladı.

ALTIN VURUŞKde žijí příběhy. Začni objevovat