Bölüm 67

20.8K 1.3K 654
                                    

Bölüm şarkısı;

Sena Şener - Teni Tenime

Gelecek bölümlerle ilgili kesitleri görmek için hesaplarımı takip edebilirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gelecek bölümlerle ilgili kesitleri görmek için hesaplarımı takip edebilirsiniz.
İnstagram: _mavinintonuu7
Twitter: mavinintonuu7

Oy vermeyi unutmayın aşklarım.
Cayır cayır bir bölüm...

"Yaptığınız bağışları görmezden gelemiyoruz. Bizim kurduğumuz çocuk yurdu içinde çok güzel bağışlar gerçekleştirdiniz." dedi Engin memnuniyetini gizlemeden.

"Hepsi sahipsiz evlatlar. Sizin yaptığınız yanında benimki ne Allah aşkına?" diyerek kafasını iki yana salladı Ekrem Bey. Eşi Gül Hanım, gülümseyerek onu izlerken kafamı soluma çevirdim. Dide, kendine bulduğu arkadaşla kahkahalar içinde eğleniyordu. Yüzü bu sıralar o kadar sık gülüyordu ki, bir yanım üzülüyordu.

Babasının yanında iki haftadır kalıyorduk. Yarın yeni evimize döneceğimizden habersizdi. Belkide söylersek üzülecekti, bilemiyordum. Karan'la geçen iki hafta zor muydu?

Zordu.

Yine vazgeçilmez imaları altında çok gün geçti. Ama en çok Dide'ye yaramıştı geçen günler. Dolu dolu vakit geçiriyorlardı. Bilmediği yepyeni oyunları öğrendikçe daha zevk alıyordu o evde kalmaktan. Kral en garip yakın arkadaşıydı. O evdeki her şeye çok bağlanmış gibiydi.

Şimdi Candaş'ın evinde misafirlerimizi konuk etmiştik. Kurduğumuz yurda bağış yapan çok iyi bir çiftle yemek yiyorduk. Dide, onların oğlu Atakan'la vakit geçirirken sıkılmadığı belliydi. Ara sıra kapı tarafına bakışlarını yakalasamda farklı anlamlar yüklememeye çalışıyordum.

Babasını beklemek gibi.

Kimse onu bu eve davet etmemişti. Çünkü bu işi Dide halletmişti bile. Şimdi dört gözle onu beklediğine emindim; ama bunu görmezden geliyordum.

"Zümra Hanım?" Gül Hanım'ın sesiyle Dide'den bakışlarımı çekip onlara baktım. "Bugün sizi biraz durgun görüyorum. Sorun yoktur inşallah."

"Yok." diyerek tebessüm ettim. "Sabah Dide beni biraz yordu. Sanırım onun yorgunluğu." İkisi anlayışla kafasını sallarken Engin, gözlerini devirerek geriye yaslandı. Tadımı nelerin kaçırdığını biliyordu.

"Baba..."

Atakan'ın hüzünlü sesinden sonra herkesin bakışları ona döndüğünde babasına yaklaştı. Elinde tekeri çıkmış kırmızı bir araba vardı.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now