Bölüm 82

16.8K 1.2K 210
                                    

Finale yakın kurgunun klibini tekrar izleyebilirsiniz...

Parmak uçlarımı sakallarına doğru uzattım yavaşça

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.


Parmak uçlarımı sakallarına doğru uzattım yavaşça. Dide'nin söylediği şeyler aklımda dolaşırken, dudaklarım kıvrıldı. Kocaman adam uyurken bir çocuktan farksızdı. Eli karnıma sarılı, çenesi omuzuma yaslıydı.

"Seni seviyorum..." diye fısıldadım usulca ona doğru. Şimdi avucumu yaslamıştım yanağına. Sakalları avuç içime batıyordu. Başparmağım yanağını okşarken iç çektim. Bir süre kokusu burnumda gezinirken günlerdir içimde tamamlanamayan bir his vardı.

Annemle yüzleşmek gibi. Bugün içimdeki bu duygu daha ağır basarken elimi Karan'ın yanağından çektim. Kollarının arasından çıkmak için hareketlenirken sıçrayarak gözlerini açmıştı.

"Ne oluyor?" Sabaha karşı uykulu vaziyette sorduğu soruya karşı gülümsedim.

"Sen uyu, birazdan ben geri döneceğim." dedim. Kafasını ağır ağır salladığında yeniden gözlerini yummuştu. Yataktan aşağıya inerek komodinin üzerinden cep telefonumu aldım. Yine de sessiz olmaya dikkat ederek odadan çıktıktan sonra merdivenleri indim. Salonun köşesine geçtiğimde telefonumu kaldırdım. Onun numarasını bulup kulağıma götürerek derin bir nefes aldım. Bekledim bir süre. Hâlâ açılmadığında tam kulağımdan çekecekken, "Alo?" diyen sesini duydum. Telefonu yeniden kulağıma yaslarken penceredeki yansımamdan yüz ifademi görebiliyordum. "Kızım?"

"Alo?" Sesim çok soğuk çıkmıştı. Bununla beraber annemin acı dolu iç çekişi her şeyi kanıtlıyordu.

"Döndüğümden beri telefon başında bekledim." dedi ağlamaklı bir tonda. "Beni azarlayacağını bile bile bekledim."

"Madem bu kadar kızacağımı bilecektin, neden sustun?" diye sordum. Nefret doluydu sesim. "Ben onun karşında birde haklıymışım gibi dönmesine rağmen nasıl davrandım, bir fikrin var mı? Ama yine de bunun için gıkı çıkmadı o adamın! Çünkü beni kendimden daha çok seviyor." Gözlerim nemlenmişti.

"Bunu zaten görebiliyorum..." diye mırıldandı. "Ama eğer o gelmeseydi, ölü olduğunu sansaydın bunu sana söylediğimde sen vicdan azabından yaşamak bile istemeyecektin." Elimi stresle başıma koyup ovaladım. Her iki ucu boklu değnekti. "Şimdi de o döndüğü için söylemek istedim. Sizin mutlu olmaya hakkınız var, Zümra." dedi bir anne gibi. "Onun çektiği kadar sen de çektin. Seni çok görmeme izin vermiyordun belki; ama ne zaman Dide'ye baksan bir burukluk vardı içinde." O günler bir bir gözümün önünden geçerken karnımı okşadım. Gözümden dökülen yaşlar çeneme varıyordu.

"O her şeye rağmen yine kendine pay çıkardı." dedim sesim düşerken.

"Çünkü Karan, babası Selim gibi biri. Selim, nasıl biriydi biliyor musun?" dediğinde dudaklarımı yaladım. Hani ona kızmak için arayacaktım? Şimdi onun ağzından dökülecekleri merakla bekliyordum. "Selim bu zamana kadar hiçbir kadınla sevgili olmadı. Üç beş günlük birliktelikleri vardı, onlar da Selim tarafından bitti. Bu adam böyle devam eder sanıyordum. Ama yanıldım. Selim, Alessia'yı görür görmez ona tutuldu. Sevgili oldular, hiç sevgili olma taraftarı olmayan adam aylar sonra o kadına evlilik teklifi etti." dedi. "Şimdi Karan'ın onun olduğunu bildiğim için anlıyorum. Karan'da ilişki konusunda babasına çekmiş." dedi iç çekerek. Penceredeki yansımama yeniden bakıp gözyaşlarımı sildim.

ALTIN VURUŞOnde histórias criam vida. Descubra agora