Bölüm 21

30.7K 1.5K 92
                                    

Giden aracın arkasından birkaç dakika bakakalmıştık hepimiz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Giden aracın arkasından birkaç dakika bakakalmıştık hepimiz. Alp, Ertan ve Karan'ı ellerini kelepçeleyerek yanımızdan uzaklaştırmıştı. Bu onun için büyük bir fırsattı; ve Karan'ı içeriye tıkmak için elinden geleni yapacakmış gibi görünüyordu.

"Zümra! Hadi!" Gözlerim onların peşinden ayrıldıktan sonra arkamı döndüğümde herkes arabaya binmişti. İlker bedeninin yarısını kapıdan uzatarak bana bakarken kafamı olumsuzca salladım.

"Siz gidin." Diye mırıldandıktan sonra kendi arabama yöneldiğimde, "Ne demek siz gidin?" Diye sordu. "Kendi arabanla mı geleceksin?" Dediğinde kafamı yine salladım. Bir elimle kapıyı açarken tekrar ona bakış attım.

"Hayır. Evime gideceğim. Ne işim var benim orada." Dediğim an da Candaş kapıyı açarak arabadan inmişti.

"Senin sevgilin yüzünden Karan gitti. Hatta senin o sevgilin yüzünden işimizde ortaya çıkacak!" Diye bağırdığında Ahsen arka koltuktan aşağıya inmişti. Tedirgince herkese bakış attıktan sonra, "Ne işinden bahsediyorsun?" Diye sordu. Candaş onu duymamazlıktan gelirken İlker'in gözleri büyümüştü.

"Ben sana sonra anlatacağım." Diyerek onu yatıştırmaya çalıştığına Ahsen'in kaşları çatıldı. Onların yanından ayrılıp benim yanıma geldiğinde umursamaz bir tavırla kollarımı göğüsümün üzerinde doladım.

"Ne bakıyorsunuz? Şah'ınızı duymadınız mı? Yarın görüşürüz dedi." Diyerek omuzumu silktim. "Yani yine çıkacak bir neden bulur." Dediğimde Candaş kafasını sallamıştı.

"Çünkü onu çıkarmak için bir neden bulmak zorundayız! Bize şans tanımıyor! Anlamıyor musun?" Diyerek öfkesini kustuğunda havaya doğru üfledim.

"Ya da Ertan bir şeyleri ötecek kadar cesur değildir. O yüzdende çıkacağına emin olabilir değil mi?" Diye söylendikten sonra kaşlarımı çattım. "Hem sen cidden üzülüyor musun? Ne güzel bir gün Karan olmayacak. Koş Eyşan'ına işte." Dediğimde yüzü şaşkınlığa bürünmüş, dudakları aralanmıştı. İlker ve Çiçek'te afallayarak Candaş'a bakarken, göz ucuyla Giray'a bakıp açtığım arabanın kapısından içeriye bindim. Ahsen'le göz göze geldikten sonra o da yanımdaki koltuğa yerleştiğinde bir şey deme gereği duymayıp aracı çalıştırdım. Dakikalar dakikaları kovalarken Ahsen boğazını temizlediğinde alt dudağımı dişlemiştim.

"Anlatmanı beklediğimin farkında mısın? Siz ne işlere bulaştınız?" Derken ses tonu hesap soruyordu.

"Bir işe bulaşmadık Ahsen. Abartma."

"Nasıl abartma? Sen kafayı yedin herhalde! Ya yıllar sonra Alp'le karşılaşıyorsunuz, şaşırmıyorsun! Alp,Karan'a için iki çeşit tutuklama nedeni sunuyor, yine şaşırmıyorsun. Bence hepimiz bir abartmalıyız Zümra." Diye yakındığında dudaklarımı yalayarak sırtımı dikleştirdim.

"Bazı şeyleri anlatamazsın. En azından ben anlatamam. Git o Şah bozuntusuna sor. Sevgiline sor." Derken kaşlarım çatıldı birden. Kafamı ara sıra ona çevirmiştim. "Sevgili demişken; kızım siz tanışalı ne kadar oldu? Hemen sevgili olmuşsunuz." Diye sorduğumda gözlerini devirmişti.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now