Yetişkin İçerik.
"Sen uyuşturucu gibisin. En kalitelisisin. En kafa yapanı. En zevk vereni." dedi nefesinin arasında. "Seni daha çok içmek istiyorum. Daha daha çok. Ama her şeyinle beni öldürüyorsun. Bu yüzden benim için altın vuruş sensin, sen."
Bugün instagramdan soru/cevap yapacağım. Beklerim.
Küçük yıldıza basmayı unutmayın.
✨
İnstagram: _mavinintonuu7
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Bölüm şarkısı; Cem Adrian & Sena Şener - Yine mi Yol?
Yemyeşil çimen, koyu kırmızıya bulanırken Karan'ın elindeki silah yere doğru düştü. Kenan, daha dikkatli olarak yerdeki silahı almış ve beline koymuştu. Geri kalan hepsi donmuş gibiydi.
"Iııı!"
Zümra, annesinin iniltisiyle yere yığılan sözde babasından gözlerini çekti. Ağır ağır annesine döndüğünde bakışları, sertçe yutkundu. Leyla, daha fazla dayanamamıştı. Eli göğüsünde yüzü kıpkırmızı kesilirken gözleri Koca'daydı.
"Anne..." diye fısıldadığında, "Baba..." diye eşlik etti Eyşan.
"Anne!"
"Baba!"
İki kadında birbiri için en değerli insana bağırmıştı. Zümra, Leyla'nın olduğu yöne koşarken Eyşan babasının yanına çöktü. Avuçlarını Koca'nın yanaklarına yerleştirip, "Baba!" Diye haykırdı. "Baba! Baba ne olur ölme!" Diye bağırmaya devam ettiğinde gözyaşları dökülüyordu.
Zümra, annesine ulaşırken, "Anneciğim..." diye fısıldadı. Leyla'nın gözleri kapanmıştı. Zümra'nın onu sarsmasıyla sandalyenin üstündeki bedeni daha fazla dik duramadı. Zümra'ya doğru düşerken, Zümra iliklerine kadar korktuğunu hissetmişti. "Anne!" Diye bağırdı çaresizce. "Annem!" Diye bağırırken Eyşan'ın feryadına karışıyordu sesi. İlker, kime daha önce koşacağını bilmiyordu. İlk defa bir doktor olarak soğukkanlı değildi. Elleri ayakları titreye titreye Koca'nın yanına eğildi. İki parmağının ucunu boynuna götürüp nefesini tuttu. Parmaklarında o akışı hissetmediğinde Eyşan'a dikti gözlerini. Ardından oyalanmadan ayağa kalkıp Zümra'nın yanında koştu. Eyşan, şaşkınca İlker'in peşinden bakarken, "Ne yapıyorsun?" Diye bağırdı. "Babam ölüyor benim! Gel buraya!" Diye inletti çığlıyla ortalığı. İlker sırtı dönük bir şekilde Eyşan'a bakmadı.
Baban ölmüş, diyemedi.
Onun yerine Leyla ile ilgilendi. Kalp krizi geçiriyordu. Telaşla Candaş'a çevirdi gözlerini. "Çabuk arabaya götürelim!" Diye bağırdığında Zümra endişeyle İlker'e baktı.
"İyi değil mi?" Diye sormuştu. İlker, "Bir dur, Zümra!" Diye terslerken Candaş'ın yardımıyla Leyla'yı tuttular. Onu arabaya doğru götürürken Zümra, duraksayarak Karan'ın Koca'ya bakışını gördü. Bedeninin titrediğini görüyordu. Karan, yavaşça kafasını Zümra'ya çevirdiğinde yutkundu. Her şeyin daha kötü olduğunu sevdiği kadının gözlerinde görüyordu. Gerçekleri öğrendiğinde nefret ettiğini düşünmüştü. Peki karşısındaki kadının gözlerindeki şey şimdi neydi? O da nefret değil miydi? Eline silah verseler, Zümra'da ateş eder miydi? Bir kez daha yutkundu çaresizce. Dudakları aralanırken, "Z-Zümra..." dedi kekeleyerek. Çok zor duyulmuştu. Zümra, son kez Koca'ya baktı. Yerde yatan babasıydı; ama kalbinde bir sızı bile oluşmamıştı. Eyşan'a acıdı bir tutam. Yerde kucağına çektiği babası yaşasın diye haykırıyordu.
