Bölüm 6

36.2K 2K 296
                                    

Arabadan indikten sonra adımlarımı sahilin karşısındaki banka çevirdim

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Arabadan indikten sonra adımlarımı sahilin karşısındaki banka çevirdim. İç çekerek oturduğumda sıcak havada rüzgar savrulmuştu yüzüme doğru. Bir elimi boynuma giderken kafamı eğdim. Beş yıl boyunca boynumdan bir kere bile çıkarmadığım kolyenin yokluğunu ağır yaşıyordum. Babamdan bir parçayı hep yanımda taşımak bana iyi gelmişti; fakat artık o da yoktu. Hüzünle sahile çevirirken bakışlarımı, telefonumun çalmasıyla irkilmiştim. Dudaklarımı yalayarak cebimden çıkardığımda gördüğüm isimle gözlerim açılmıştı. Aramayı aceleyle cevapladıktan sonra kulağıma götürdüğümde, "Giray!" Diye bağırdım.

"Zümra... Kurtuldum." Diye cevap verdiğinde kaşlarım çatılmıştı.

"Kaçtın mı yoksa?" Diye merakla sorarken ayağa kalktım.

"Hayır. Sen borcu kapatmışsın. Beni öyle bıraktılar." Dediğinde kaşlarım daha çok çatılmıştı. "Çok sağol Zümra. Sen olmasan... Çok kötü olacaktı her şey." Diyerek sesli bir nefes vermişti. "Bana bir paket bile hediye ettiler." Dediğinde gözlerimi devirmiştim.

"Giray hâlâ mı ya?" Diye öfkelenirlerken etrafta dönüyordum. "Bu adamdan nasıl uyuşturucu alabiliyorsun?" Diye sordum sertçe. "Hemen o zıkkımı atıyorsun bir çöpe. Sonra seninle hastaneye gideceğiz. Tedavi olman gerekiyor." Dedim kararlılıkla.

"Saçmalama! Tedavi falan olmam!" Diye bağırarak tepki verdiğinde afallamıştım. Bu işin bu kadar zor olacağını tahmin etmiyordum. "Sende bana köstek olacaksan şimdiden bileyim." Dediğinde histerik bir kahkaha atmıştım.

"Köstek mi? Sana köstek mi oluyorum şu an? Giray biz kaç gündür ne yaşıyoruz, söylesene bana! Kim yanındaydı söyle!" Diye bağırdım öfkeden deliye dönerek. "Ama aptal olmasan zaten baştan içmezdin onu." Diyerek saçlarımı arkaya attım. "Bıktım senden be! Cidden bıktım! Ne halin varsa gör!" Diyerek telefonu suratına kapattım. Hızlı hızlı nefesler alırken sahile diktim gözlerimi. Atlayasım geliyordu. Derine inip saatlerce beklemek istiyordum. Tatsız bir şekilde sahile sırtımı dönerken arabama yaklaşıp bindim. Ellerim direksiyonu kavrarken karşıma baktım.

Önümdeki her bir saniye kolay bir hayat yaşayamayacağımın bir göstergesiydi.

Ama benim bir annem vardı. Bana ihtiyacı olan, bensiz yapamayan bir annem. Düşünmeden bir belaya bulaşmıştım ve şimdi doğurulan belalara karşı onu korumam gerekiyordu. Dudaklarımı keyifsizce yalarken arabayı çalıştırdım.

Evin her köşesine defalarca göz gezdirdim. Annemden gözlerimi defalarca kaçırarak baktım evimizin ezbere bildiğim her bir yerine. Babamın anılarının saklı olduğu bu eve kanlı ellerimle girmek, onun anılarına ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyordu.

Canım yanıyordu.

Bulaştığım adam, çok tehlikeliydi. Anılarımı bile elimden söküp alabilecek kadar tehlikeliydi. Kolyemi alması da bunun büyük bir göstergesiydi...

ALTIN VURUŞOnde histórias criam vida. Descubra agora