Bölüm 50

17.2K 1.3K 337
                                    

Duruunn! Sayfayı kaydırmadan önce bir yıldızlayalım lütfen. 💙

Karan, ellerini başına yerleştirirken kafasını salladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Karan, ellerini başına yerleştirirken kafasını salladı.

"Hayır."

Bedeni endişeye bürünürken, "Hayır, lan!" Diye bağırarak arabasına koştu. Korumalar endişeyle ona bakarken korkmuşlardı. Şah iyiydi, hoştu; fakat sinirlenince gözü hiçbir şey görmezdi. Karan sürücü koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırıp bahçeden çıktığında hepsi peşinden baktı. Meral dahil.

Korumalardan birinin telefonunu cebinden çıkardığını gördüğünde kaşlarını çattı. Adam parmaklarını aceleyle ekrana dokundururken Meral onun yanına yürüyüp, "Yazıklar olsun!" Diye bağırdı. "O gelip giden adama haber vereceksin değil mi?" Dediğinde, adam utanıp sıkılmadan kafasını salladı.

"Koca, ne olursa olsun söylememizi istedi. Biz Zümra Hanım'ında yurtdışına gittiğinden haberi var sanıyorduk. Ama Karan Bey bilmediğine göre o da bilmiyor."

"Bende arayayım, gambazlayayım dedin öyle mi?" Diye bağırdığında Meral, adam alayla telefondan bakışlarını çekip ona baktı.

"Senin benden ne farkın var? Koca buraya gelip giderken söyledin mi ev sahibine?" Dediğinde Meral dudaklarını bastırmak zorunda kalmıştı. Adamın lafı altında ezilirken Karan Bey'in gittiği yöne doğru baktı.

Karan, gaza basarken direksiyonu tutan elleri titriyordu. "Hayır." Dedi bir kez daha. "Öğrenmiş olamazsın." Derken bir elini direksiyondan çekip abisini aramaya çalıştı. Hoparlöre verdikten sonra açmasını bekledi.

"Efendim?" Diye telefonu açan Kenan'la birlikte Karan'ın gözleri dolmuştu.

"Zümra yok." Diyebildi sadece.

"Karan?"

"Abi gitmiş... Yok." Dediğinde Kenan'ın gözleri kısıldı.

"Sahile geçiyorum. Gel." Dediğinde, Karan kafasını olumsuzca salladı.

"Duymuyor musun beni abi? Zümra, yok! Benim onu bulmam gerekiyor!" Diye dayanamayıp bağırdığında Kenan derin bir nefes almıştı. Her şey bok yoluna girmişti belli ki artık.

"Önce buluşalım. Sanki şimdi gitsen bulacaksın. Gel, konuşalım bende sana yardım edeceğim." Diyerek onu sakinleştirmeye çalıştığında Karan'ın başka çaresi yoktu. Abisi görmese bile kafasını salladı. "Çabuk orada ol. Ben geliyorum." Diyerek telefonu kapattı. Kenan, Karan'ın emrine dudaklarını kemirirken, Karan bir elini direksiyona vurup, "Zümra!" Diye bağırdı. Zümra'yı birden kaybetme ihtimali ona yapılacak en büyük cezaydı. Kalbi ağrıyordu. Hayatı boyunca çekmemişti bu ağrıyı. Zümra'nın yokluğu onu şimdiden kahrederken sahile yanaştı. Kenan'da çoktan gelmişti. Karan, gözleri dolu bir şekilde arabadan inerken Kenan dudaklarını ıslattı.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now