Bölüm 8

35.7K 2K 679
                                    

Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen. ^^

Başımdan gözüme vuran ağrıyı hissederken gözlerimi aralamaya çalıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Başımdan gözüme vuran ağrıyı hissederken gözlerimi aralamaya çalıştım. Boğazımın kuruluğuyla hafifçe öksürürken sersem bir şekilde doğrulmuştum. Etraf zifiri karanlıktı; fakat bir yatağın üstünde olduğumun farkındaydım. Yutkunarak kendime gelmeye çalışırken bir elimi başıma götürdüm. Kafamda geriye sararak nasıl bu halde olduğumu idrak etmeye çalışıyordum. Aklıma gelmeye başladığında odanın içinde birinin nefes aldığını duydum. Kaşlarım çatılırken düğme sesinden sonra odanın içi aydınlanmıştı. Solumdaki gri rengindeki koltukta oturuyordu. Bir bacağını kırarak diğer dizinin üstüne yerleştirmişti. Kolları göğüsünün üstündeydi. Gözleri pür dikkat bende.

Öylece yüzüne bakarken gözlerini kısarak duruşunu bozup ayağa kalktı. Yatakta gidebildiğim kadar geriye giderken dirseğime giren ağrıyla iki büklüm olmuştum. Bakışlarımı dirseğime çevirirken elimin arasında sıkıca tuttuğum zincire baktım. Kaşlarım çatılırken yere doğru fırlatmıştım. Zincir, Karan'ın ayaklarının önüne gelirken bakışlarımı tekrar dirseğime çevirdim. Yüzümü buruşturarak ovalarken yatağın üstüne çöken ağırlıkla kaskatı kesilmiştim.

"Korkudan öldüğünü düşünmüştüm." Diyerek yatağın üstünde üzerime doğru geldiğinde ayaklarımla iterek gelmesini engellemeye çalıştım. Fakat iki eliyle bacaklarımdan tutarak beni sertçe kendine çekmişti. Saçlarım önüme düşerken üzerime doğru eğildiğinde bu defa ellerimi kullanarak göğüsünden itekledim.

"Çekil! Uzak dur benden!" Diye bağırırken ben, ağrıyan kolumu tuttuğunda acıyla inlemiştim. Yatakta benimle birlikte doğrulurken hızlı nefesler alıp veriyordum.

"Kim bilir ne fesat şeyler düşünüyordun?" Derken keyifliydi. Bir elinin arasında tuttuğu zincir kolyeyle parmaklarını ağrıyan yerimde gezdirdi. "Malesef kolun kopmamış veya kırılmamış." Derken o, yutkunarak esmer yüzünü seyrediyordum. Gözleri gözlerimle buluştuğunda dudaklarını ıslatmıştı. Kafasını omuzuna doğru eğerken bu defa yüzündeki alaycı ifade kaybolmuştu. "Bir şey demeyecek misin?" Diyerek elindeki zinciri gevşetti. İlgisini tamamen ona verdiğinde tamir etmeye başlamıştı. "Alışık değilim bu haline." Dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Dilimi yutmuş gibiydim. Fakat bilincim buradan gitmem için yeterince yerindeydi. Derin bir nefes alarak yatakta hareketlendiğimde kolyeden bakışlarını kaldırmıştı. Zinciri göz hizama sokarken dudakları kıvrıldı.

"Seni çok sevdi." Diyerek iki ucundan tuttu. "İkidir senin ellerinde." derken yatakta arkama doğru geçtiğinde kaşlarım çatılmıştı. Zinciri önümden geçirerek boynuma değdirdiğinde gözlerimi kırpıştırmıştım.

"Ne yapıyorsun?" Diye nihayet sorgulayabildiğimde ensemdeki saçları yana doğru iteklemişti. Parmakları tenimle buluştuğu an da dudaklarımı güçlükle ıslattım.

"Senin kolyen madem bende..." derken nefesi ensemi yokladığında donmuş gibiydim. Tekrar önüme geçtikten sonra boğazıma baktığında elini zincire götürdü. Bu defa boynuma değmişti parmakları. "Bu da seninle kalabilir." Dediklerini henüz idrak edebildiğimde kaşlarımı çatarak elini itekledim.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now