Bölüm 66

19.9K 1.3K 624
                                    

Hellooo!
Bugün biraz duygusal, biraz mutlu, biraz da heyecanlıyım. Bugün 23. Yaş günüm. Bu platformda 2014 yılından beri varım ve çoğunuzla yaklaşıl 7 yıl doğum günümü kutladım. Geçen her senede ailem büyüdü, ben büyüdüm. Sizlerin desteklerinizle kurgularım dahi büyüdü. Bunun için hepinize teşekkür ederim! Bunun şerefine benden bir bölüm gelsin!

Sizde hediye olarak yorum ve vote verebilirsiniz bence...
:)💙

Bölüm şarkısı;

Bahadır Sağlam - Sana Bir Şey Olmasın

Kesitler;

İnstagram: _mavinintonuu7
Ve
Twitter: mavinintonuu7
Hesabımda şu an! Takipte kalın.

Sokağın ortasında yankılanan silah sesiyle gözlerim büyümüştü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sokağın ortasında yankılanan silah sesiyle gözlerim büyümüştü. Kalp ritmim değişirken sesin geldiği yöne bakmaya çalıştım. Karan, ellerini koluma yerleştikten sonra bir silah sesi daha duyulduğunda aynı zamanda bacağımda çok büyük bir acı hissettim. Beklemediğim acı karşısında inlerken Karan korku dolu gözlerle bana bakıyordu.

"Zümra..." Bana sarılan ellerinin şimdi daha sıkı sarmaladığını hissediyordum. Acı dolu bir şekilde dişlerimi sıkarken "Zümra! Konuşsana!" diye kükreyen Karan'la nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Endişesi yüzünden yaramı bile görmüyordu gözleri. Gözünü kırpmadan bana bakarken bir elimi bacağıma doğru götürdüğümde bulmuştu. Dişlerimi dökülecek gibi sıkmaya devam ettiğimde bir elini yanağıma götürdü.

"Şimdi hastaneye gideceğiz." diyerek hareketlendiğinde beni kucağına aldı. Kafası allak bullak gibiydi. Arkaya doğru yaklaşarak kapıyı açtığında, "İlker'i çağıralım." dedim ilk defa sesimi duyurarak.

"Ne İlker'i? Bizim hastaneye gitmemiz gerekiyor!"

"İlker'i çağıralım." diye yinelediğimde dişlerini sıktı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bakışlarını benden çekerek eve döndüğünde, "İlker'i arayın!" diye inletti ortalığı. Kapıda geriye kalan eli silahlı iki korumadan birinin elini cebine attığını görmüştüm. Daha sonrasını görmeye fırsat bulamadan beni evin bahçesine soktu. Kucağında evin kapısına yaklaştı. Zile basmadan açılan kapıyla Sisu meydana çıkmıştı. Gözlerindeki korkudan silah seslerini duyduğunu anlayabiliyordum. Beni görmenin üzerine siyah gözleri daha çok büyürken aksanlı sesiyle, "Zümra Hanım..." diye fısıldadı. Acımın içinde Dide'nin beni bu halde görmesinden korkuyordum. Sisu duyduysa o da duyabilirdi. Kuruyan dudaklarımı bir nebze olsun ıslatmak adına ıslatırken Sisu geriye çekilmiş, Karan içeriye girmişti. Bacağımı tutan avucumdan artık kanlar akmaya başlarken merdivenleri çıkmaya başlayan Karan'a güçlükle, "Hayır." dedim. Duraksamıştı. Telaşla bana bakarken, "Bodruma inelim." diye fısıldadım. Sorgulamadan çıktığı birkaç basamağı geri döndükten sonra daha hızlı yürüyordu.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now