Yetişkin İçerik.
"Sen uyuşturucu gibisin. En kalitelisisin. En kafa yapanı. En zevk vereni." dedi nefesinin arasında. "Seni daha çok içmek istiyorum. Daha daha çok. Ama her şeyinle beni öldürüyorsun. Bu yüzden benim için altın vuruş sensin, sen."
Lütfen votelerinizi esirgemeyin. Sadece yıldızcığa basacaksınız.🤭
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ellerimle yatağın başlığını daha çok sıkarken iniltilerimi bastırmaya çalışıyordum. Gözlerimiz kesiştiğinde bacaklarımı kollarının arasından indirdi. İçimden çıkmadan yeniden üzerime doğru uzanıp hareket etmeye devam ediyordu. Ellerimi yatak başlığından çekerek Karan'ın ensesine doladığımda hareketleri yavaşlamaya başladı. Ter bedenimizden akıp gittiğinde kalçasını hareket ettirmeyi bırakmayıp dudaklarıma uzandı. Uzun bir öpücük bıraktı, içime bıraktığı sıcaklıkla birlikte. Dudaklarımız birbirine sarılıyken iniltiyle daha haz dolu öpmeye devam etmişti. İçimdeki ritim yavaşlasa bile sönmemişti. Kendini iyice bana ittiğinde ensesindeki ellerimi sıktım. Bana yaşattığı bu zevk yüzünden çıldırıyordum.
Nefes nefese birbirimizden ayrılan dudaklarımızdan sonra içime bıraktığı sıcaklık yoğunlaştığında alınlarımız birbirine yaslandı. Nefes alışverişlerimiz yavaş yavaş toparlanırken Karan hâlâ içimde hareket ederek yüzüme öpücükler bırakmaya başladı. Bu durumdan hiç rahatsız değildim. Dediği gibi uzun geçen bir gece olmuştu ve biz bunun sonuna geldiğini bile bile uzatmaya gayret ediyorduk. Ağırlığını artık üzerime iyice verdiğinde durmuştu. Gözlerini yumarak, "Seni seviyorum." diye fısıldadığında bende yumdum. "Çok fazla seviyorum... Çok..."
Onun erkeksi kokusu burnuma hâlâ dolarken mutluydum. Sevişmekten bıkmayacağım adamla, yeniden birlikte olmuştuk bugün. Dudaklarımı aralayıp ben de ona az önceki dediği sözler için karşılık verecekken dudağımdan öptü. Söyleyeceklerim ağzıma tıkılmıştı. Minik öpücükleri dudak üzerimde devam ederken kafamı biraz olsun çekmeye çalıştım.
Yorgun bir sesle, "Halletmemiz gereken şeyler var." diye mırıldanıp ensesindeki saçlarla oynamaya başladım. Burnu burnuma değdiğinde gözlerimi araladım. Bana bakıyordu. "Artık çıkmalısın." diyerek gözlerimle aşağıyı işaret etmeye çalıştım. "Duş almalıyız, sonra yatağın çarşafını değiştirmeliyiz. Sabah olduğunda Dide bu odaya gelecektir." dediğimde derin bir iç çekmişti. Bir elini ters çevirerek yanağımı okşarken dudaklarıma yeni bir öpücük bıraktı. Peşinden yine bıraktığı minik öpücüklerle birlikte dişlerimi göstererek gülümsemiştim. "Hadi Karan..."
"Biraz daha..." diye mızmızlandığında öpücüklerini bırakmaya devam etti.
"Yorulmadın mı?"
"Yoruldum." dedi bekletmeyip, "Ama hâlâ devam etmek istiyorum." diyerek yeniden içimde hareketlenmeye başladığında, "Yapma." diye fısıldadım. "Toparlandıktan sonra en azından biraz uyuyalım." dediğimde duraksamak zorunda kalmıştı. İçimden yavaşça çekildikten sonra bıraktığı boşlukla birlikte üzerimden yana doğru devrildi. Yatakta doğrulduğumda dirseğimden tutmuştu. "En azından biraz böyle duralım." dedi çıplaklığımızı imâ ederek. "Beş dakika..."
Ondan bakışlarımı çekerek elimi yere doğru sarkıttım. Attığımız battaniyeyi üzerimize çektikten sonra gelişi güzel örttüm. Karan yeniden dirseğimden tuttuğunda göğsüne yatırdı beni. Bir eli belimi sarmalarken öteki eli göğüs uçlarımda geziniyordu.
