Bölüm 75

17.7K 1.2K 350
                                    

Selamlarrr!
Sizlere yeni bölümle geldim. Ama önce size bir kurgu tavsiyesi yapacağım. Birazdan bu bölümde geçecek Yağız karakterinin kendi olaylar çerçevesinde başka bir kurgusu var. Ahhh yazarı arkadaşım ve cidden iyi yazıyor. Yazar; yldzozgeybl , kurgunun adı ise; Kartalın Pençesi.
Gerçekten ama gerçekten klişeden uzak bir kurgu. Bence bir bakmalısınız.

Şimdi de...

Yıldıza basma zamanı.

Bastığınıza göre okumaya başlayabilirsinizzzz!

💙

Meral, masayı toparlarken Sisu'da ona yardım etmeye başladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Meral, masayı toparlarken Sisu'da ona yardım etmeye başladı. Hepimiz koltuklara yerleştiğimizde Kenan, yeniden söze girmişti.

"Ne kadar süre burada kalacaksın?" diye sorduğunda Fulya dudaklarını büktü.

"Belki sizinle birlikte dönerim." diye göz kırptığında tek kaşım havaya kalktı.

"Kenan'ı bilmem de Karan'ın dönmeye niyeti yok." dedim. Bakışları bana dönmüştü. "Malum... Burada bir kızı var." Gözleri bu kez Dide'ye kaydığında umursamaz bir şekilde gülümsemeye devam etti.

"Haklısın." diyerek bacaklarını üst üste attı.

"Ailen burada mı? Yoksa seninle birlikte yurt dışında mı?" diye sorduğunda İlker, Fulya kafasını salladı.

"Yurt dışındalar. Yine de çok sık görüşemiyoruz. Ayrı ülkelerdeyiz."

"Zaten bayağı Kenanların ekipten olmuşsun sen." dedi Candaş alayla. Belki o da bir şeylerin farkındaydı.

"Dile kolay üç yıl. Üç yıldır aynı şirketi yükseltmeye çalışıyoruz. Başarıyoruz da." diyerek Karan'a göz kırptı. Karan'ın dudakları yarım yamalak kıvrılırken yanı başındaki kutuya dikti gözlerini.

"Hazır işten güçten konu açılmışken, Fulya'nın asıl gelme sebebini göstereyim." dedi. "Babacığım biraz izin verir misin?" diyerek Dide'nin kafasını göğsünden uzaklaştırdı. "Şimdi sana güzel bir sürprizim var." diyerek yanlarına kutuyu çekti. Dide'yle birlikte heyecanla açtıklarında koltukta öne doğru kaydım. Herkesin gözü o kutudaydı. Karan, mor bir şişeyi gözümüzün önüne serdiğinde, "Evet..." dedi. Ardından bir kez havaya sıkarak, "Şirketimizin yeni parfümü." dedi gururla. "Dide."

Dudaklarım aralanırken Dide gözlerini kırpıştırarak parfüm şişesindeki yazıya küçük parmağını dokundurdu.

"Burada Dide mi yazıyor?" dedi şaşkınca.

"Evet, babam... Dide yazıyor. Yeni parfümümüz senin isminde. Sen bir tek bizim değil, herkesin göz bebeği olacaksın. Bu kokuyu koklayanlar, her seferinde senin adını anacaklar. Birbirine önerirken, satın alırken, sevdiğini söylerken... Hep sen dillerinde olacaksın." Gözlerim dolduğunda oturduğum yerden kalktım. Onların oturduğu koltuğun başlığına kalçamı yasladığımda Dide'nin saçlarını okşadım.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now