Bölüm 3

39K 2.1K 216
                                    

"Bırakın beni! Ne olur bırakın!" diye bağırıyordu, mekana getirilen Giray

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bırakın beni! Ne olur bırakın!" diye bağırıyordu, mekana getirilen Giray. Kırmızı loş ışığın altında ahşap bir sandalyeye, gözleri siyah bir kuşakla bağlıydı. Korkuyla çırpınıyordu. "Abi! Abi yalvarırım bırakın beni!" diye bağırmaya devam ederken adım sesleri doldurdu kulaklarını. Karan, karşısındaki ödlek adama alayla bakarken belini yavaşça büküp ona doğru eğildi. Boynundaki incecik zincir aşağıya doğru sallanırken parmaklarını kuşağın düğümüne götürdü. Birkaç saniye içinde kuşak gözlerinden düşerken Giray kırpıştırarak bakıyordu etrafa. Karan'ı karşısında gördüğü an da derin bir nefes aldı. "Kimsin?" diye sorarken sesi titremişti. Adamın bakışları titremesine yetiyordu. Onun yüzünden tehlike akıyordu ve Giray hissediyordu, o korkunç biriydi.

Karan, adamlarının arkasına bıraktığı sandalyeye ağır bir şekilde oturduktan sonra kollarını göğüsünün üstünde doladığında, Giray dikkatle takip etti onun hareketlerini.

"Adımı o kadar duydun. Tahmin edemiyor musun?" dediğinde Giray'ın gözleri büyümüştü.

"Şah..." diye fısıldarken sandalyeye bağlı kollarını çekiştirdi. "Şah mısın?" derken sesi ağlamaklıydı. Korkunçtu, çok korkunç! "Abi valla özür dilerim! Ne olur abi! Ne olur affet!" diye yalvarırken Karan dişlerini gıcırdatmıştı.

"Sus lan!" diye bağırdı, kollarını çözdü öfkeyle. "Yanındaki kız kadar cesaretin yok mu he?" Diye sorarak ayağa kalktı. Bir eliyle çenesini sertçe kavradığında Giray'ın korkudan gözlerinden yaşlar dökülüyordu.

"Abi..." diye kekelerken Karan daha da öfkelenmişti.

"Lan oğlum!" diyerek daha çok sıkmıştı çenesini. "Yalvarma lan! Ödlek ödlek yalvarma!" diye bağırdı yüzüne doğru. Çenesini birden bıraktıktan sonra bir eliyle kendi çenesini sıvazlayıp diğer elini beline götürdü. Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordu. Arkasındaki adam ağladıkça sabrı daha çok taşıyordu. Sesli bir şekilde nefes verdikten sonra tekrar ona döndü. Giray, onunla göz göze gelmemek için kafasını aşağıya eğerken, Karan yerine oturdu. Elini saçlarına götürüp dağıttıktan sonra burnunu çekti. "Anlat." dedi sakinleşerek. "En başından ne bok yediğini anlat." yerek öne doğru eğildi. "Adamımı nereye gömdüğünüze kadar." diye eklediğinde Giray sertçe yutkunmuştu. Onlar sandığından çok daha fazla şey biliyordu.

"Giray..." diye adını söylediğinde Karan, daha çok korkmuştu. "Sabrım taşıyor. Haberin olsun." diyerek elini yana uzattı. Yanı başındaki adamlardan biri hemen avucuna silahı bıraktığında ağlamamak için savaş veriyordu karşısındaki adam. Bakışlarını silaha indirip oynarken, "Hadi." dedi onu uyararak. Sesi, az önce bağıran o değilmiş gibi çok sakin çıkıyordu. Giray, derin bir nefes aldığında dudaklarını ıslatmıştı.

ALTIN VURUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin