Bölüm 11

30.5K 1.8K 67
                                    

Arabayı bahçeye sokmadan hemen girişe park ettim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Arabayı bahçeye sokmadan hemen girişe park ettim. Vakit kaybetmeden inip koşarak bahçeye girdiğimde bir köşedeki topluluğa baktım. Dişlerimi sıkarak onlara doğru adımladığımda plastik koltukta oturan bakıcıya baktım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Gözleri benimle buluştuğunda daha çok ağlamaya başlamıştı.

"Annem nerede?" Diye bağırırken ayağa kalkıp elindeki peçeteyle dudaklarını kapattı. "O kadar insan bu kadının başına toplanabiliyorsunuz! Ama benim annemi kaybedebiliyorsunuz!" Diye bağırmaya devam ettiğimde hepsi başlarını eğmişti. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladığında ellerimi saçlarıma daldırdım. "Nasıl oldu?" Derken sesimi yumuşatamıyordum.

"Ben... Ben bahçeye çıkarmıştım. Su getirmek için mutfağa gittim. Ama yemin ederim üç dakika bile sürmemişti. Sonra döndüğümde yoktu." Derken hıçkırıklarını durdurmaya çalışıyordu Meral.

"Her yere baktık Zümra Hanım. Yani Leyla Hanım kendide gidemez ki." Diye mırıldandığında güvenlik, daha çok sinirlenmiştim. Elimle göğüsünden ittirdiğimde birkaç adım gerilemişti.

"Sen niye kapıda bekliyorsun Bekir? Oturmak için mi bekliyorsun? Yoksa eve giren çıkanı bil diye mi?" Diye tersledim. "Kameralara falan bakmadınız mı?" Diye sorduğumda kafasını sallamıştı.

"Baktık ama... Zümra Hanım açıkçası planlanmış bu iş. Dün ki görüntüler var. Hatta sabahta var; fakat öğlene doğru hiçbir görüntü yok." Dediğinde sertçe yutkunmuştum. Sırtımı hepsine çevirirken düşünmeye çalıştım. Mantıklı düşünmeye.

Aklıma gelen ilk isim Karan'dı; fakat sonra en sona koydum o ismi. İstediği gibi anlaştığım için onun yapmadığına inanıyordum. Daha çok istediğini yapmadığım biri olmalıydı.

Dilimi keyifsizce dudaklarımın üstünde gezdirirken hepsine bakış atıp bahçeden çıktım. Tekrar arabama bindiğimde çalıştırıp gaza bastım. Bir elimle amcamın numarasını tuşlayarak kablosuz kulaklıkla kulağıma bağlayarak yola diktim gözlerimi. Saniyeler sonra aramam cevapladığında, "Efendim?" Demişti.

"Annem nerede?" Diye bağırırken gaza daha fazla yüklenmiştim. "Sen yaptın değil mi? İki üç kuruş için canımı yakmak istedin?"

"Ne saçmalıyorsun Allah aşkına? Kafayı yedin iyice." Dediğinde sertçe yutkundum. Arabaya acı çığlıklar artırarak ani fren yaptığımda kulaklığı kulağımdan çıkarıp telefonu elime aldım.

"Annem yanında değil mi?" Diye sordum acıyla.

"Hâlâ anneni soruyorsun Zümra. Ne yapayım ben o yatalak kadını? Yürü desem yürüyemez, kollarını kaldır desem kaldıramaz. Gelmiş bana-" telefonu suratına kapattıktan sonra elimden kayıp kucağıma düşmüştü. Gözlerim dolu bir şekilde ellerimi başıma götürürken oturduğum yerde sallanmaya başladım.

Annem gerçekten ortada yoktu. Nerede, kiminleydi? Tahmin yürütemiyordum artık. Bitik bir şekilde tekrar yola bakarken telefonum çalmaya başlamıştı. Dudaklarımı yalayarak elime aldıktan sonra ekrana baktığımda kayıtlı olmayan bir numarayla karşılaştım. Bekletmeden açıp kulağıma götürdüğümde, "Efendim." Dedim sesimi güçlü çıkarmaya çalışarak.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now