Bölüm 36

25.1K 1.4K 355
                                    

Evettt :) Haydi, parmaklar klavyeye. :) :*

Yerlere, göklere sığdırılamayan Şah, ağzını açıpta bir kelime dahi söyleyememişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yerlere, göklere sığdırılamayan Şah, ağzını açıpta bir kelime dahi söyleyememişti. Gözlerini bana dikmiş, öylece bakıyordu. Dişlerimi gıcırdatarak elimi yatağının üzerimde gezdirdikten sonra avuçladım. Örtüyü kendime doğru kuvvetlice çektiğimde üzerindeki yastıklarda etrafa dağılmıştı.

"Bu yatak..." diyerek yutkundum. Saçmalıyor muydum? Peki ya buna bakarak çektiği acı? "En son ne zaman seviştin?" Diyebildiğimde gözlerini kırpıştırmıştı.

"Anlamad-"

"Eyşan'la en son ne zaman seviştiniz?" Diyerek karşısına dikildim. "Bu yatağa hüzünle baktın Karan! Sebebi ne?" Dediğimde kaşları çatılmıştı.

"Ne ima ediyorsun sen? Sana ihanet ettiğimi mi?"

"Evet!" Diye bağırdığımda inanamıyormuş gibi baktı.

"Saçmalama!" Diyerek karşılık verdiğinde alayla suratına bakmıştım.

"Konu ihanete gelince kendini savunan erkek ilk bunu söyler!" Dedim ellerimi iki yana açarak. "Sorgulamamaya çalışıyorum. Bu saatten sonra yalan söylemeyeceğini düşünüyorum; ama bana bunu düşündürüyorsun! Efkarlı efkarlı içmişsin alkolünü! Neden?" Dediğimde ellerini yüzüne yerleştirip kapattı.

"Zümra." Diye inlerken yatağına oturdu. Ellerini yüzünden çekerek tekrar gözlerini gözlerime dikti. Birkaç saniye bekledikten sonra belini düzeltmişti. "Koca'yla ilgili bir şey öğrendim. Canımı bu sıktı. Oldu mu?" Dediğinde gözlerimi kıstım. Yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyordum. Gözlerini benden kaçırmamıştı. Sanki doğruyu söylüyormuş gibi.

"Ne öğrendin?" Diye yine soru sorduğumda gözlerini kırpıştırdı. Ardından dudaklarını ıslatarak yüzünü buruşturdu.

"Canımı sıkacak bir mesele. Sana şimdi söylerdim; ama henüz Kenan kimse bilmesin istedi." Dedi çabucak.

"Kimse bilmesin mi?" Derken gülmüştüm alayla. "Zaten benden başka bilen yok, Karan." Diyerek kafamı salladım. "Tamam, sorun yok. Sonuçta Kenan bilmemi istememiş." Diyerek dudaklarımı büzdüm.

"Tamam mıyız yani?" Dediğinde omuzlarımı silktim.

"Tamamız da..." diyip kollarımı arkamda birleştirdim. "Bir dahakine direkt söyle. Durduk yere kavga ediyoruz." Diyerek iç çektim. Olduğum yerde ona alıcı bir bakış attıktan sonra kolumdaki saate baktım.

"Öğlen olmuş artık." Dediğimde yataktan kalktı.

"Eve gidelim. Yarın sabah yine buradayız ne de olsa." Diye mırıldanmıştı.

"Ben anneme geçeceğim. Beni bırakırsın." Dediğimde yüzü asılmıştı.

"Yeni evliyiz. Şimdiden evde olmayacak mısın?" Diye sorduğunda tek kaşımı havaya kaldırdım. Laf sokacağımı anladığında dudağına fermuar çekiyormuş gibi hareket yapmıştı. "Tamam, tamam. Bir şey demedik." Diyerek iç çekti. "Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok." Diyip gömleğini düzeltti.

ALTIN VURUŞWhere stories live. Discover now