ÇANKIRI DA GEÇEN BİR OLAY 2

1.5K 39 18
                                    

     evden çıktık.
herkes birbirine bakıyordu bi sessizlik bürümüştü ortalığı. o sessizliği ismail bozdu.

olm ne halt yicem lan ben, napıcaz  muHEn dedi.

haklıydı 2 günde bambaşka bi hayatımız olmuştu. her saniye biraz daha boka sarıyordu sanki.

fırat cinleri çağıralım özür dile iso sende kurtul bizde kurtulalım amk dedi gülerek.

başta bize kapıyı açan kız yanımızdan elinde bir kova ile geçerken bize bakıp kurtulamayacaksınız dedi ve bize bişey söyleme fırsatı vermeden hızlıca yürümeye devam etti. arabaya bindik köye doğru yol aldık. bir taraftan ne yapacağımızı düşünüyorduk diğer taraftan işleri nasıl düzelteceğimizi. köye vardık herkes evine dağıldı akşam oldu. evde hiç kimseye bahsetmemiştim başımıza gelenlerden. gece saat 11 gibi sesler duymaya başladım odada uzanırken. köy yerinde olduğumuzdan herkes erkenden yatmıştı. bazı sesler duymaya başlamıştım.

kafamı çevirdiğimde camda bir gölge olduğunu gördüm noluyo lan kim var orda dediğim anda camın patladığını gördüm ve bağırdım her taraf cam kırığı olmuştu. babam dedem hepsi odaya geldiler. ne oldu oğlum diye soruyordu dedem.

gördüklerimi anlattım. dedem bikaç birşey okudu suya üfledi suyu içirdi ve tekrar yattı herkes.

gece saat 03:21 di çok iyi hatırlıyorum elimde telefon vardı. gözümün önünde bir halka belirdi halka dönüyordu sürekli ve birden sıradan el yapımı bi tahta merdivene dönüştü merdiven üzerime doğru geldi ve üzerime basamakları teker teker yıkılmaya başladı. üzerime düşen her tahta parçasınının acısını vücudumda hissediyordum.

     babasından dayak yiyen bi çocuk nasıl yere kapanıyorsa. yatağın üzerinde öyle kapandım sırtıma düşen tahta parçaları bitmek bilmiyordu bağırmaya çalışıyordum ancak sesim çıkmıyordu.

kafamı kaldırıp yatağın yanındaki bardağı tuttum ve duvara fırlattım ses çıkarabilmek amacıyla. bardağın kırılma sesine evdekiler tekrar uyandı ve yanıma geldiler. nefes nefeseydim artık, noluyor amk diyordum kendi kendime. dedem yanıma geldi oğlum iyi misin dedi. pek birşey söylemek istemedim ama yanımdanda gitmelerini istemedim.

yanlız kalmak istemiyordum tekrar. birşey yok dede ama bi kişi bu odada yatsın yanlız yatmak istemiyorum dedim. herneyse dedemde benle aynı odada yattı o gün. sabah olduğunda hemen fıratı aradım görüşmemiz gerek dedim fırat evet benimde anlatacaklarım var dedi, sonrasında tam ismaili arayacaktım ki o beni aradı.

muHEn dün gece başıma neler geldi biliyor musun dedi. o an anladım hepimize gece birşeyler olduğunu.
tahmin ediyorum hemen giyin köyün girişinde buluşalım diyip çıktım evden.

     ben köyün girişine vardığımda, fırat çoktan orada bitmişti bile. yanına gittiğimde.

olm dün gece öldüreceklerdi lan beni karabasan gibi bişey çöktü üstüme diye anlatırken
biliyorum fırat bende yaşadım aynılarını derken ismail belirdi yolun karşısında. topallayarak geliyordu.

fırat bizi korkuttular oglum seni dövdüler heralde diye bi espiri patlattı hemen.
ismail birşey söylemeden pantolonunu bacağından sıyırdı. sol bacağı baldırdan aşşağısı mosmordu.

noldu lan derken, o cinin üzerine bu bacağımla basmıştım, dün bizimkiler yaylaya gitti evde tek başıma kaldım. gece evde kapılar çarptı sabaha kadar çeşitli silüetler gördüm. bacağım karıncalandı bayılmışım sabah kalktğımda bacağım bu haldeydi, gece o kadar aradım sizi neden açmadınız dedi..

     ne zaman aradın oğlum dedim fırat şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. telefonun arama kaydını açtım iso al bak sen beni hiç aramadın diye gösterdim.

işler çığrından çıkıyordu artık git gide daha kötü bir noktaya varacağı belliydi.
köyün girişindeki musalla taşının önünde mustafa amcanın bizi izlediğini fark ettim birden.

asla bitmeyecek diye hafif bi tonla bağırdı bize.

     yanına doğru yürümeye başladık hep beraber.

sen nerden biliyorsun mustafa amca başımıza gelenleri dedim.

bende o türbede yıllar önce birşeyler yaşadım orası bir türbe değil onların evi dedi.

nasıl yani dedim.

bütün köylü evliya yatıyor derken sen orası cinlerin evi diyorsun dedim. milletin sana deli demesine şaşırmamak lazım dedim kafamdaki kuşkularla birlikte.

benim hakkımda duyduklarınız sadece küçük bir kısmı, benim düğünüm o evde oldu. sizin duyduğunuz orada onlarla eğlendiğimdir, ancak ben o gece o evde evlendim dedi.

nasıl yani sen şimdi...

evet benim karım bir cinnia herşeyi ordan biliyorum. siz ne kadar kaçsanızda o gece orada lanetlendiniz dedi, bıyık altından gülüp sırtımı sıvazladı arkasını dönüp yürümeye başladı.
ulan neye bulaştık biz amk dedi fırat.

belkide senin dediğini yapmalıyız fırat, köyün üzerindeki mağarada cinleri çağırıp hepimiz özür dilemeliyiz dedim.

buna gülüp hassiktir tir yalan hikaye cinden özür mü dilenir amk diyebilirsiniz ama 18 yaşında bi çocuğun aklına o durumda başka ne gelebilirki? olayın ne kadar ciddi birşey olduğunu yaşım ilerleyince anladım.

ismail en riskli durumda kendi olduğunu düşünüdüğü için direk yapalım diye atladı.

fırat şaşırdınız mı olm siz, cin çağırmayı kim biliyo içinizde öyle filmlerdeki gibi olmaz bu işler bi dua bişey bilmek lazım dedi.

biz istemesekte onlar bizim yanımıza geliyor zaten fırat, şansımızı deniyeceğiz sadece çağırmadan gelen çağırıncada gelir heralde diyip bi gülümseme attım.

karar vermiştik, akşam türbenin karşısındaki tepedeki mağarada cin çağırıp af dileyecektik. gülünç ama mantıklı gelmişti.

     akşam oldu yatsı ezanı okunduktan sonra elimizde el fenerleri ile mağaraya doğru yola koyulduk.

mağaraya varmıştık elimi cebime attığımda elime bir kağıt gelmişti. cebimden kağıdı çıkarıp feneri tuttum değişik bir dilde birşey yazıyordu ama ne olduğunu anlayamamıştık.

fırat eyy cinler biz geldik buradaysanız işaret verin dedi yüksek bir ses tonuyla. klişeydi bu yaptığı yere gazete parçaları serip oturduk beklemeye başladık. arada işaret verin diyordu fırat. ismail nedense çok içine kapanıktı sabahtan beri pek konuşmuyordu.

bir gürültü koptu bi anda şimşek sesiydi belliki irkildim. mağaranın içinden baykuş seslerini andıran sesler geliyordu. tepenin yukarsından kaya parçaları yuvarlanmaya başladı, mağaranın dışına taş vurma sesleri geliyordu, taşlanıyorduk sanki. kafamı o an mağaranın girişine çevirmiştim ki

     üzerinde yağmurluk ile mustafa amca hızlı adımlarla bize geliyordu. defolun gidin öldürdüler onu öldürdüler sizin yüzünüzden diye bağırıyordu üstümüze gelirken dur mustafa amca sakin ol diye tutmaya çalıştım beni ittiği gibi düştüm.

sizinle görüştüğüm için karımı öldürdüler defolun gidin köyden diye devam etti bağırarak mustafa amca. ismailin koluna girip hızlıca mağaradan çıktık ki karşıda simsiya yüzleri kapalı 1.40 boylarında 2 tane varlık belirdi. üzerimize doğru geliyorlardı. mustafa amca arkadan beni bırakın onları alın diyordu.

biz dona kaldık o anda fırat aşşağı doğru koşmaya başlamıştı bile, ismailin bacağından dolayı koşma şansı yoktu onu orda bırakamazdım.

bu iki varlık gözlrimizin önünde mustafa amcanın iki koluna girip alıp türbenin olduğu eve doğru hızlıca götürdüler. cinlerin ayakları ters olur rivayetinden dolayı ayaklarına bakma istedim ama yere basmıyorlardı sanki daha çok havvada duruyor gibiydiler

     

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin