Bir Psikoloğun Anıları 3

1.2K 39 11
                                    

     " Evet " dedi soguk bir ses tonu ile.
" Dinliyorum. " dedim.

Anlatmaya devam etti ;

Birazcik kotu kokuyordu fakat yikadiktan sonra tertemiz oldu. Cismin üstündeki bebek ve yaşlı kadın geceleri ay gibi parliyordu. O kadar hoşuma gitmişti ki bazi günler hic uyumadan sabaha kadar onu izliyordum. Cok buyuleyiciydi. Bir gece yine onu izlerken uykuya dalmisım. Uykumda karanlik bir odadaydim. Odanin icinde bir mezar vardi ve odada benim ile beraber 3 kisi var. Bunlardan biri benim, diğerleri ise o cisim de ki kadin ve bebek.

Konusurken sesi titriyordu , nefes alışverişi hızlanmıştı." iyi misin ? " dedim Kaana. Cevap vermedi. Seheri cagirarak bir bardak su istedim. Birazcik hava almasi icin hava soğukta olsa cami bir kac dakikaligina actim. Kaan suyunu ictikten sonra anlatmaya devam etti.
     Mezarin üstünde bir bebek yatıyordu. Basinda ise yasli bir kadin. Hemen mezarin yani basinda duruyordu. Yavas bir sekilde bilmedigim dilde birşeyler söylüyordu. Kadinin saclari ve gözleri simsiyahti , saclari beline kadar geliyordu. Fakat arkadan degil onden vermisti saclarini. Bembeyaz teni vardi , o karanlik odada parliyordu adeta. Elinde , o gün bulduğumuz cisim duruyordu. iki eliyle bebegin üstünde havada tutuyor ve tuhaf bir dille konusuyordu. ilk basta sakince , daha sonra ise sesi gittikçe yukseliyordu. Sesi yukseldikce kadinin teni sönüyor elinde ki cisim daha da parliyordu. Cani yanıyor gibiydi fakat cani yandikca dahada bagiriyordu.

Kaan aglamaya baslamisti. Yanina giderek diz çöktüm ve " iyi misin ? " dedim. Elleriyle gözlerini sildi ve hıçkıra hıçkıra aglamaya başladı.
     Tamam , bişeyin yok.Gel elini yüzünü yıkayalım. " dedim. Saçlarını okşayarak elinden tutup lavaboya götürdüm ve elini yüzünü yıkadım. Az da olsa kendine gelmişti." Şimdi daha iyi misin ? " dedim." Evet Ramazan Abi, tuvalete de gidebilir miyim ? " dedi." Tabi , ben dışarıda bekliyorum. " dedim. Tuvalete girdi , bende dışarı çıktım , Kaan'ı bekliyordum. O esnada meslektaşım Haluk Bey ile karşılaştık. Eşinin doğum yaptığını duyduğumu söyledim ve tebrik ettim. Yaklaşık 10-15 dakika sohbet ettik. Zaman iyice geçmişti ve tuvaletten cam çatlama sesleri geldi. Neredeyse tüm civara yayılmıştı ses. Tuvalete koştum , tüm aynalar paramparça olmuş , etrafa saçılmıştı. Kaan ise bir köşeye çöküp kafasını dizlerinin arasına alarak ağlaya ağlaya " Vecede " kelimesini tekrarlıyordu. Sürekli bu kelimeyi kullanıyordu. Yanına koşup diz çökerek " Kaan , iyi misin ? " diye sordum. Yüzünü kaldırmıyordu. Hala o kelimeyi kullanmaya devam ediyordu. Şiddetli bir şekilde sallayarak tokat attım ve tüm gücümle " Kaan " diye bağırdım. Durdu ve kafasını kaldırdı. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu elleri, yüzü kan içindeydi. Gözlerimin içine bakarak " Buldular. " dedi.
     Odamdaydım. Seher Kaan'ı alıp pansuman yaptırmaya gitti. Gözlerim askıda ki paltoma dalmış , 1 saat boyunca boş boş bakıyordum, düşünüyordum fakat hiç bir mantıklı , bilimsel açıkmala bulamıyordum. 1 saat sonra Kaan odama geldi. Gözleri ağlamaktan şişmiş , her yerinde kesikler ve izleri gitmemiş kan izleri vardı. Odama girince kapının önünde öylece dikildi kaldı." Geç otur, sorun yok. " dedim. Tedirgin bir şekilde karşımda ki koltuğa oturdu. Bir kaç saniye sessizlik oldu , ne diyeceğimi bilmiyordum. Sert bir tepki vererek onu kendimden uzaklaştırıp güvenini kaybetmek istemiyordum ama normal bir dil ile sorarakta orada olanların nedenini öğrenemezdim. Kafam karışmıştı. Ben söze nasıl gireceğimi beklerken bunu Kaan benim yerime kolaylaştırdı ve " Ne oldu orada ? Bana ? " dedi. Kaşlarımı çatarak " Hatırlamıyormuş gibi konuşma. " dedim . ip ince ve masum sesiyle " Gerçekten hatırlamıyorum Ramazan Abi , gözlerimi açtım sen karşımday- " cümlesini bitirmeden lafını böldüm ve " Sen benimle dalga mı geçiyorsun ? Tüm aynaları kırıyorsun , kendine zarar veriyorsun sonra da ben birşey bilmiyorum diyip işin içinden sıyrılıyorsun. Sen kendini çok mu uyanık sanıyorsun ? " dedim. Sinirlenmiştim. Bu sözlerim onun kalbini kırmıştı , sonradan pişman olsamda kendimi tutamamıştım. Çünkü hastaların kendilerine zarar vermeleri beni çok sinirlendirirdi.
     Dakikalardır kimse konuşmuyordu , koridordan gelen hemşire seslerinden başka hiçbir ses yoktu. Seher Hanım'a seslendim , " Kaan'ı odasına götürebilirsiniz , bugünlük bu kadar aksiyon yeterli. " dedim. Seher odaya girerek Kaan'a " Gel canım. " dedi ve elinden tuttu. Tam çıkacakken yanına gittim Kaan'ın ve " Küs değiliz öyle değil mi ? " dedim gülerek. Zar zor bir tebessüm ederek " Hayır Ramazan Abi. " dedi ve odadan çıktılar.

Çıkış saatime kadar , saatlerce düşündüm olayı. Kendi kendine o kadar kısa sürede yapması imkansızdı o olayı. Hadi yaptı diyelim , hangi sebepten ötürü yapıcaktı ki ? Günlerdir konuşuyorduk , tanımıştım az çok Kaan'ı. Güler yüzlü , konuşkan , sempatik bir çocuktu. Hiç bir sorun görememiştim onda. Belki de anlattığı olay tekrar gözünün önüne gelmişti. Yaşadığı olayı da bilmiyordum. Kafamın içinde bin bir türlü soru işareti vardı ve ben hiçbirini çözemiyordum. ilk defa bu kadar arada kaldım. Gerçi daha önce hiç Kaan gibi bir hastam olmamıştı. Belki de bu yüzden bilmiyordum çözümünü. Daha yüksek yerlere mi başvurmalıydım ? Belki Hocam Sadık Bey'e danışabilirdim olayı.
    

Bir kaç gün daha kendim ilgilenmeyi tercih ettim. Hava iyice kararmıştı , Kaan ile yarın tekrardan görüşecektik. Paltomu ve çantamı alarak kapıdan çıktım ve Seher'e " Kaan'a bir tane uyku ilacı verin. Rahat uyusun. " dedim ve evimin yoluna koyuldum.
     O gece bir kabus gördüm.

• ** otobanında *** ormanının içindeydim. Buraya nasıl veya nereden geldiğimi bilmiyordum. Kendimi bi anda orada buldum. Bulunduğum yerde topraktan çizilmiş bir daire vardı ve tam ortasındaydım.2 veya 3 metre çapındaydı. Yaklaşık on veya on beş metre ileride ise ağaçlar. Etrafım ağaçlarla çevriliydi ve ağaçların arkası hiç gözükmüyordu." Baba. " diye bir ses duydum arkamdan. ip ince ve çok güzel bir sesti. Bu kızımın sesiydi. Yıllardır , 11 senedir ilk defa duyuyordum bu sesi. Bir hışım ile arkamı döndüm. Ağaçtan başka birşey yoktu. Tekrar arkamdan bir ses daha duydum bu sefer " Uzak dur! " diyordu." Nerdesin kızım ? " dedim ağlamaklı bir ses tonu ile. Etraftan köpek hırlamaları duymaya başladım. Ağaçların arasından , tüyleri , dişleri simsiyah , gözleri masmavi onlarca köpek. Ağır adımlar ile üstüme doğru geliyorlardı. Bir ses daha geldi , tekrar " Uzak dur! " diyordu. Korkmuştum , " Neyden uzak durayım ? " diye bağırdım ağlayarak. Tüylerim diken diken olmuştu. Hayatımda duyup duyabileceğim en kalın ve korkunç bir ses sanki beynimin içinde bana " O şerliden uzak dur! " diyordu. Tam kafamın içimdeydi. içimde , her tarafımda hissedebiliyordum o sesi. Kanımda dolaştığını hissedebiliyordum. Kafam patlarcasına acıyordu. Dizlerim tutmuyordu , yere çöktüm. Ellerimi kafamın arasına alarak çığlık atıyordum. Kafam aşağı eğikti ve " yeter " diye bağırıyordum. Yere uzanmıştım , yan bir şekilde yarı baygın yatıyordum ve ses kesilmişti. Yavaşça dizlerimin üstünde doğrulmaya çalıştım ve iki bacağımın arasında , toprağın üzerinde kan ile " Vecede " yazıyordu." Bu , bu yazı... " dedim kendi kendime ve " Baba " diye bir ses duydum. Kafamı kaldırdım.Bu kızımdı, Merveydi. Bembeyaz bir elbise giymişti. Sapsarı saçları , masmavi gözleri vardı. Elini uzatıyordu , tam elimi uzatıcağım anda köpeğin kızımı saçından tutarak yerde sürükleyip paramparça edişini izledim. Diğer köpekler üstüme doğru koşmaya başladığında çığlık atarak uyandım.

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin