Psikolog Hikayeleri Bölüm 2

1.1K 46 5
                                    

     " Gülçin bak.. Kolaymış değil mi kızım ? Ben sana zarar vericek bir şey yapmıcam sadece biraz daha duyarlı olmanı istiyorum. "
" Korkuyorum, korkuyorum o kafamın içindeki sesten korkuyorum abi ne yapıyım ne ediyim bilmiyorum o cümleleri size ben söylemedim yemin ederim size.. "
" Biliyorum, biliyorum atlatıcaz bu hastalığı birlikte sen bana güven. "
Ardından Gülçin'i bir odaya götürecektim oda özel olarak karanlık olması için 3 kat kaplatılmış, kapıyı kapatınca göz gözü görmeyen bir oda... Bu odada hastalarla daha iyi bir telepati kurduğumu düşünüyorum.. Sessiz sakin karanlık önce Gülçin'in ellerini açmalıydım biraz işkilleniyordum yine bir şeyler yapar diye ama hayırlı dedim, çıkardım ellerini ayaklarını çok sakindi, son ayağına çözünce birden kulağıma atladı, ısırdı kulağımı şansa bak ki tam da Ebrar geliyormuş yukarıya geldi zar zor sakinleştirdik kızı bu böyle kolay bir şey olmıcaktı Ebrar'a banyo yaptırıp bunu pislikten arındırmamız gerektiğini ardından karanlık odayı hazırlamasını ve bunu oraya götürmemiz gerektiğini belirttim...
Kulağımda da hafif diş izleri kalmıştı, kanamamıştı ama çok derindi biraz pasuman yaptım ve sardım.. Gülçin'i ameliyat masasına bağlamıştık oradan yıkıyacaktık çünkü çok asi ve agresif hareketler sergiliyordu.
    
işim gereği bende bakıcaktım onun bedenine çünkü gördüğümüz en küçük bir çizik bile koyacağım teşhise yardım edebilirdi benim... Üstünü yani kıyafetlerini çıkardık, her yeri çizik içerisindeydi ve midenizi bulandırmam istemem lütfen beni affedin ama yaptığı dışkıları yıkamamıştı, hayrete düştüm ben annesi falan nedene yıkamadı diye düşünüyordum birden bağırmaya yine delirmeye başladı.. Su döktükçe kuduruyordu sanki
" Bırakın beni, bırakın beni orospu çoçuklarııı, bırak bııraaaaaaaaaaak, tecavüz ediyorlar yetişin... Şeytan bunu yanınıza bırakmazzz, yetişiiiin "
Annesi sesleri duyucak oldu ki kapıdan içeri girdi, kızı almak istedi ama artık çok geçti, Ebrar a söyledim dışarı çıkartıp kapıyı kitledi, ben yıkadım ama bunu böyle götüremezdim bayılttım gazlı bir bez yarıdımıyla, ardından içerideki koltuğa üstünde bir bez ile bağlayıp içerideki yani karanlık odaya taşıdım, uyanmadan malzemeleri getirdim...

Bakın bu yaptığım ritüel gibi gelebilir yani cinci hocaların cin çıkarma merasimi gibi ama tamamen öyle bir şey yok sadece hastanın kendisinin farkına varması için yapılan şeyler bunlar..
     1 Adet ayna (hastanın kendisini vücuduyla görebilecek boyutta.) odaya loş ortam sağlıyacak kadar mum, bir adet boş kağıt, büyük bir kalem, zencefil otu (kokusu için) 1 tas kaynar su kolanya ve yünlü bez...

Her neyse ben bu eşyaları içeriye dizerken Gülçin uyanmış beni izliyordu kaymış olan gözleriyle... Her şey yerli yerindeydi aynayı tam karşısına aldım, ilk önce ellerini ve yüzünü yine kaynar olan suyla yıkadım, kolanya onu ferahlatıcaktır.. Ardından eline resim kağıdını verdim biraz zar zor tuttu, aynaya bakmasını söyledim.. Hiç konuşmuyor dediklerimi harfi harfine yapıyordu.. Ardından ne görüyorsan çiz dedim.. ilkte elini bile kıpırdatma dı bir daha bağırdım " ÇiZZ" bu sefer bir şeyler karalamaya başladı.. o karaladıkça sanki içeride bir değişiklik oluyordu mumların yönü değişiyordu içeride rüzgar olmanın mümkünati yok halbuki.. Çizdiği resim arttıkça mumlar teker teker sönüyordu.. Son noktayı koymuş olucak ki mumların hepsi söndü ve aynanın çatlama sesini duydum... hemen kendimi dışarıya attım Gülçin'i almadan.. Kendime gelmem gerekiyordu, demin yaşadıklarımın anlamı yoktu çünkü..
     içeri tekrardan girdim.. Işıkları açtım, mumlar hala yanıyordu şaşırmıştım, daha demin kapkaranlık odada duran bendim aynaya baktım çatlaktı evet çatlaktı... Üzerinde "Murab" yazıyordu, Gülçin yazmıştır dedim ama elleri bağlıydı, yazdığı resime yaklaştım almak için birden bana dikti o gözlerini... O anı anlatamam o kadara hasta, o kadar vaka o kadar olay.. hiçbirinde yaşamamıştım o korkuyu çok büyüktü... Ben ona baktıkça anılarım, gördüğüm kabuslar, yaşadığım korku dolu anlarım gözümün önünden geçiyordu bir film şeridi gibi. tokat attım Gülçin'e gülmeye başladı, kahkalar atıyordu çizdiği resmi aldım, anlamsız saçma bir resime benziyordu, karaladı herhalde diyip çöpe attım...

Ardından içeri annesi ile Ebrar girdi, korktuklarını söylediler aşağının camlarının patladığını ne olduğunu sordular.. cevap veremedim, bunun mantıklı bir açıklaması yoktu çünkü bir şeyler uydurdum..

" Cereyan yapmıştır, önemli bir şey yok.. Bu arada Gülçin'i iyileştiriceğim, yarın bidaha buraya getirin" dedim açtık koltuğun kilitlerini çok sakindi yorulmuştu kız haliyle evine ben götürmek istedim, hem kadına zahmet olurdu hem de evlerinin yolunu öğrenmem benim içinde iyi olur diye düşünmüştüm.

     Ebrar'ı ofiste bıraktım, daha sonra arkaya oturttum bunları, yolda iki üç aksilik yapsada pek problem olmadı benim için, evleri biraz uzak kalıyordu, bir ova gibi bir yerde çiftlikleri vardı, gittik bıraktım, yemek yemem için ısrar etti bu arada annesinin adı " Nurdan" hayır dedim çünkü Ebrar tek başına ordaydı, havada hafiften kararıyor ve yağmur yağıyordu babaları yoktu, ölmüş trafik kazasında 2 sene önce zaten Gülçin ile iyi anlaşamıyor babası bunu hep dövüyormuş, içkici ayyaşın tekiymiş anlıyacağınız bende içimden " iyi olmuş" dedim başladım tekrardan ofise gitmeye giderken eşim aradı, nerede kaldığımı yemeğin hazır olduğunu söyledi, birazdan geliceğimi belirtip ofise gitmeye devam ettim...
Ofisin dışına geldiğimde yerde kan izleri vardı, kapıya girince biraz daha artmaya başladı, üst kata çıkıyordu kan izleri..
" Ebrar, Ebrar neredesin ? "
dedim.. oraya tek başına girmeye açıkçası korktum, polisi aradım şüpheli bir durum var diye... Ben polisi beklerken üst katın camından Ebrar bana baktı bir ara göz teması kurduk resmen 2-3 dakika ama sadece göz teması.. bir süre sonra elimle gel işareti yaptım ne olduğunu falan sordum sadece öyle dikiliyordu çok geçmeden polis geldi zaten.. O hala camda bana bakıyordu polislerle vakit kaybetmeden üst kata çıktık.

     Yukarı kata çıkarken kanlar artıyor ve sıklaşıyordu, " ne oldu burada " demekten kendimi alı koyamadım.. Kanlar benim hastaları tedavi ettiğim karanlık oda dediğim yere giriyor ardından çıkıp başka odaya geçiyordu, girip baktım odaya ayna yere düşmüş kanlar orada son bulmuştu hemen gidip yan odaya geçtik.. Ebrar orada yatıyordu kanlar içerisindeydi hemen kucaklayıp arabaya götürüp hastaneye yatırdık.. Polisler o sırada soru sordular bana ama hiçbir şeyden haberim olmadığını söyledim..
Ebrar'ın uyanması için bekliyordum... 15-20 dakika sonra Ebrar'ın yanına gittim ağlıyordu kız cağız hemen söze girdim.
" Ebrar, Ebrar niye ağlıyorsun ne oldu sana ? Kendine gel ağlama ben geldim tamam geçti işte.."
" abi ben bu işi bırakıcam kusura bakma hakkını helal et.. Olmıcak bidaha o ofise adım atamam ben kusura bakma.."
" Ne diyorsun kızım sen bi sus ilk önce kendine gel ve ne olduğunu anlat, sil bakıyım o gözyaşlarını."

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin