Bolum 12

1.9K 25 8
                                    

     uyandığımda aklımda tamamen o kadın vardı. arkadaşlar en deli aşkınızı hatırlayın emin olun zerresi bile denk gelmez. haşa tüm benliğim ile ona aitmişim gibi geldim. çok çekici bakışlar ve sanki bir parçammış gibi o derece özümsedim bir anda. anlam verilemez bir halde muhtarın kızı gözümde sıfırlandı uykudan uyandığım anda. şuursuzca bir hareket farkındayım ancak, tamamen beynim ele geçmiş gibi
     günler boyu çıkmadı aklımdan o kız... her gece yatarken tekrar görmek ümidi ile geçti tüm vakit... muhtarın kızı ile randevulaştığımız gün gitmedim oraya, şimdi düşünüyorum da hayvanlığın daniskasını yapmışım. kendi kuyumu kazmışım. randevuya gitmediğim gece rüyamda tekrar gördüm bu kadını. deli gibi seviştik, ancak gerçek gibi o kadar tuhaf bir histi. tüm aklım fikrim bu rüyadaki hatun oldu, tarifi imkansız... nerdeyse haftada 2-3 gece görüyorum ve sürekli yiyişiyoruz.
     bu olay sürekli olmaya başladı. mustafa'ya danışma ihtiyacı hissettim. bende ne malzeme var ne birşey.se-le-na deyince gelmiyor bunlarda yardıma. saati var ,ona uygun tütsüsü var,otu tak ,taku var.

karar verdim gittim mustafa'nın evine bulamadım yerinde. doğaldır,pek şaşırdığım da söylenemez hani. oyun salonuna gittim sadece kutlu var görmediğini söyledi mustafa'yı uzun zamandır. derneğe uğradım, adamlar sitem etti nerelerdesin diye. başkan çekti kulağımı 'o adamın peşine takılma demedim mi ? ' falan diye fırçaladı. onlar da bilmiyordu. birkaç yere daha baktım orda da yok ve bilen gören yok adamı.bir ara ciddi ciddi düşündüm şizofreni falan mıyım diye.bu adam yok olmadı ya.üstelik mustafa nerde diye sorduğum an bakışlar değişiyor. pala ve arkadaşları zaten nerde oldukları belirsiz adamlar.
     eve döndüm aldım kitabı, olmayan malzemeler ile büyük ruhani varlıkları çağırmaya giriştim,bir sonuç alamadım. yavaş yavaş aklımı oynatma noktasına gelmiştim. rüya dışında tuhaf bir durum yoktu lakin sürekli bir boşluk,bir bıkkınlık içine girmiştim. sanırım anladınız neleri demek istediğimi.1-2 gece sonra yeniden bu geldi rüyama. ancak şuna dikkat çekmek isterim ki ben normal hayatında çok sık rüya gören bir kimse değilim ve bu rüyadan öte birşey. teninin sıcaklığını falan hissedebiliyorum.'ne istiyorsun benden ? ' diye sordum, kırk yıllık ahbabım gibi... 'bir şey mi istiyormuşum senden ? ' dedi gülerek...

'korkuyorum dedim,ama seviyorum seni... gerçek değilsin halbuki... keşke gerçek olsan' yine aynı şekilde birlikte olduk ... uyandığımda gerçek mi hayal mi anlayamıyorum...

tıpkı 'onlar insansa biz neyiz ? biz insansak onlar ne ? ' diye haykıran nihat doğan sendromu yaşıyorum... bunu sanırım ne yaparsam yapayım tarif edemeyeceğim... çok sonra anladım ki onlar rüya değilmiş... çoğu zaman uyumuyormuşum bile...
      tüm bu olaylarla meşgulken , ortaokuldan beri bahsettiğim hedefimden yani okuyup bir meslek sahibi olmaktan da o derece uzaklaşmaya başlamıştım. lise bitmişti . bahar ayları ve yaz tatilinde girdiğim bu ipsiz sapsız mücadele neticesinde derslere de pek alaka göstermemiştim. zaten iyi bir okul kazanabilecek puana sahip bile değildim. aklımı başıma alıp eğitimime dönmeye ve ailemi de ikna ederek kursa yazılmaya karar verdim. babam öyle baskıcı bir adam değildi,o dönem lise mezunları da abartılı olmasa dahi çeşitli memuriyetlere atanabiliyordu. aklını başına al ve sende benim gibi memur ol,sırtını devlete yasla demişti.ben ise hem yaşadığım duygusal açlığı tatmin etmek,hem de dışardan çok ışıltılı anlatılan üniversite hayatını tatmak adına tercihimi şansımı denemekten yana yapmıştım. allah razı olsun çok diretmedi ,sonradan beni suçlamasın düşüncesi ile gereken ücreti vererek kaydımı yaptırdı.
     sürekli kendime aynı telkinleri veriyordum. bunların çoğunun beynimde yarattığım şeyler olduğunu,bir tür şartlanma olduğunu telkin ediyordum. elbette bazı insanlar farklı güçlere sahip olabilirdi, buna bir itirazım yoktu. fakat geldiğim noktada artık olmayan varlıklarla rüyalanmak ciddi bir psikolojik bozukluğa işaret ediyordu. kitabın bendeki bölümüne hiç ilişmemeye karar verdim uzunca bir süre. öncelikli hedefim bir şekilde ,gücüm nispetince gayret edip üniversite kazanmaktı.o dönem yaş olarak liseyi yeni bitiren biri olduğum doğrudur, fakat şimdiki liseliler ile kıyaslanamaz bizim jenerasyon.18 yaşında evlenip, aile kurup, sorumluluk alacak olgunlukta bir nesildi eskiler. şimdiki gibi sanal alem olmadığından, gerçeklerle daha çok yüzleşiyor ve hayatı kısmen öğreniyordun.ben istisna sayılabilirim, kısacası bu işlere takılarak yapabileceğim en büyük aylaklığı yapmıştım...
    
meseleden uzaklaşınca rüyalarımda ve sıkıntılarımda azalmalar oldu. sadece ara ara gelen ani sıkkınlıklar, öfleyip pöflemeleri saymazsak. onlarda her insanda olurdu her ne kadar sınırına erişsemde hala ergen sayılırdım. dediğim gibi tüm gücümü ve konsantrasyonumu derslere vermeye niyetlendim.bu işime de yaradı, kursta yeni arkadaşlar edinip farklı meselelerden sohbet edip ufkumu genişletmeme yaradı. kozmopolit bir şehir olması hasebiyle çok farklı kültürlerden arkadaşlarım oldu. mustafa ile bu süre zarfında çok ama çok nadir görüştüm.ona geçen yaşadıklarımdan zerre_i miskal bahsetmedim. çünkü onun konuşmalarının beni bir şartlandırmaya ittiğine inanmıştım.ne kadar çok sohbet edersek,ne kadar ilginç mevzular anlatırsa bilinç altı bunları emiyor ve uyku gibi durumlarda da kusuyordu. yıllardır görmediğim bir rüyayı görmüş, belki de hafızamda yarattığım ideal kadın tipi ile beraber olmuştum. bunların hepsi olasıydı. insanın fiziki uzuvları rahatsızlandığı kadar ruhu da türlü rahatsızlıklar geçirebilirdi. mustafa ile artık paradan puldan, kadınlardan bahseder olmuştuk.o malları ne yaptığını sorduğumda, okuttuğunu söyledi bir şekilde. palalar ile görüşüp görüşmediğini sordum, pala dükkanı mustafaya devretmiş ve odun işine girmişti. fakat bu devretme işlemi tam olarak gerçekleşmemişti, arada sırada bir şekilde haracını yiyordu. işletmesini mustafaya vermiş diyelim. pala kendi payını nerde nasıl bozdurdu o konuda bilgisi yoktu mustafanın. hakan ve ali'de pala ile beraber oduncu ile ilgileniyordu. oduncu derken aklınıza ufak bir yer gelmesin. cidden o dönemler sağlam para vardı bu tip işlerde
    
içimde biriken onca şey olmasına rağmen ,asla ve asla mustafaya soramıyordum.bu şeyler az önce açıkladığım mistik unsurlar falan değildi. kısmen hükmümü koymuştum ; bunlar kendi kafamda yarattığım yahut karşıdaki kişinin bana empoze ettiği şeylerdi. fakat muhtarın karısı meselesini merak etmiyor değildim. yeniden ahbap - çavuş ilişkisine dönmesi korkusu ile birşey soramıyorum fakat dediğim gibi merak tuhaf bir şey. yine ufak görüşmelerimizden birinde , çay içip laflarken dayanamadım.

abi , sırrın bendedir. fakat ne oldu o kadınla hala görüşüyormusun ? diye sordum.
ben sana bunları unutmanı söylemedim mi kardeş ? diye terslendi .
hayır, sadece merak ediyorum. kimseye birşey anlatmışlığım yok dedim...
'hele bir anlattttdedi sahte bir gülümseme ile.aba altından sopa göstermek dedikleri budur...

söz veriyorum... ne badireler atlattık senle,bu meseleyi mi gidip deşeceğimdedim...

yaaaa, madem öyle diyorsun o halde tamam. aramızda kalsın, onun kızı çok hoşuma gitti ya... geçen yolum oralara düştü, muhtara uğradım kız pek bir tatlı geldi... ben buna çakarım ' falan yaptı

başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki... allahın 'aşırı gidenlerden' kastının ne olduğunu gözümle gördüm bizzat... cehennem varsa bu adam kütüğüydü işte oraların.

ne oldu lan ? tipin değişti seviyor muydun yoksa aslanım ? dedi kahkaha ile... bu lafı beni daha bir incitti,o aslanım hitabı falan.ben sevsem bile onun için bir önemi yoktu,ben çocuktum ve böcek gibi ezebileceği biriydim onun gözünde...

senin yaptığın ayıptır yahu , ben seni böyle bilmezdim... dini kitabı geç, vicdanın yok mu senin deyince,

bana bak kitabın 1 bölümünü aldın, gotün kalktı kendini ne sikim sanıyorsun lan sen dallama ? peşimde gezerken, sana herşeyi görmen adına vakit ve imkan tanıdım... o zamanlar beni bir güzel yağlıyordun,ben hala aynı benim... o zaman aklın yok muydu ? gözlerin mi kördü ? allah kitap şimdi mi düştü aklına ? yoksa dediğim gibi 2 sayfa kitap aldın, icazet verdik diye mi bu efelenme ? sen bir hiçsin lan dedi... daha 1 bile aşama katedemedin, bağın var ancak hükmün yok... böyle sabit bir şekilde yerinde saydıkça, onlarda senle pek durmaz üzülme dedi... adına ister şeytani de,ister rahmani... sen meleklerle falan mı görüştüğünü sandın... sadakat ve sır nedir ? bunları unutmadedi...

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin