Bir Psikoloğun Anıları 6

1K 44 14
                                    

     2. kata çıktım ve Başhekim Kevser Hanımın yanına gittim. Bir kaç günlük işimin olduğunu , izin almam gerektiğini söyledim. Aramız iyiydi , samimiydik. Sağolsun kırmadı beni. Odama dönerek klavyeyi önüme çektim ve internete *** hastanesi yazdım. Küçük bir kağıt parçası alarak hastanenin adresini yazdım. Atkımı ve şapkamı taktım , paltomu ve eldivenlerimi giyerek kağıdı cüzdanımın arasına koydum. Çantamı ve telefonumu aldıktan sonra bilgisayarı kapatarak çıktım. Kapıyı kilitledim , Seher oradaydı. Korku dolu gözlerle bana bakıyordu , yanına doğru yaklaştım kendini geri çekiyordu. Deliy mişim gibi davranıyordu. Korkarak ve çekinerek " Kaan nasıl ? " dedim." Uyuyor. " dedi kekeleyerek ve " Gidiyor musunuz ? " dedi." Evet, bir kaç gün yokum. " dedim ve yanına yaklaştım. Kulağına eğildim " Seher , Kaan'dan bir an bile gözünü ayırma. Sakın boş bırakma , yanına kimsenin girmesine izin verme ve asla dışarı çıkarmak onu , eğer seni çağırırsa , sakın gitme. " dedim ve hastaneden çıktım.
     Eve uğradım , kavanozun altından birazcık para alarak cüzdanıma koydum. Üst katta ki ev sahibi Ferhan Bey'in yanına çıktım ve kapıyı çaldım. Kapıyı 9 yaşında ki oğlu açtı ve beni görünce " Babaa , Ramazan Abi geldi. " diye bağırdı. Ferhan abi geldi kapıya ve " Oo , Doktor Bey , nasılsınız ? " dedi." iyiyim Ferhan Abi , sen nasılsın ? " dedim." Nasıl olak oğlum uğraşıyoruz işte. " dedi ve " Hayrola bir yere mi gidiyorsun ? " dedi. Çenemi kaşıyarak " Bende onun hakkında konuşacaktım. Bir kaç günlüğüne şehir dışına gitmem gerekiyor. Senden de bir ricam olacaktı. " dedim." Ne demek oğlum söyle ne yapabilirim ? " dedi." Senin arabayı bir kaç günlüğüne almamın imkanı var mı ? " dedim." Dediği lafa bak hele ya , tabi oğlum dur getireyim arabanın anahtarını. " dedi. Bir kaç dakika sonra geldi. Anahtarı ve ruhtası uzatarak " Buyur oğlum. " dedi." Çok sağolasın Ferhan Abi. " dedim." Ne demek oğlum hayrola nereye böyle , yardım edebileceğimiz başka birşey var mı ? " dedi." Teyzemin oğlu hastalanmış , onu görmeye gideceğim Ferhan Abi ölüm döşeğindeymiş , tekrardan çok sağolasın " dedim ve elini öperek dışarı çıktım. 96 model Broadway'i vardı. Arabanın kapısını açtım ve arabaya bindim. Hava hala soğuktu ve yollar karlıydı." Umarım birşey gelmez başımıza. " diyerek Besmele ile kontağı çevirdim. Beş on dakika motoru ısıttıktan sonra yola koyuldum.
    Yollar epey kar kaplıydı hava da sisliydi. Yolum çok değildi , nereden baksan bir veya bir buçuk saatlik yolum vardı. Yolda olan kazaları gördükçe aklıma eşim ve kızımı kaybettiğim trafik kazası gelmişti aklıma. Lunaparka gotürmüştüm onları , o zamanlar ***'da yaşıyordum. Gece saat 2.30'du. Eşimle bankta oturmuş çekirdek yerken kızlarda atlı karıncaya biniyordu. Onları izliyorduk uzaktan. Neredeyse her ay yapardık böyle , işimden arta kalan her vaktimi ailem ile geçirdim. Onları çok seviyordum hatta tapıyordum. Gece daha da geç olduğunda arabaya bindik , ormanlığın yanında uzanan bir yol vardı. Oradan geçiyorduk , boştu yol genelde de boş olurdu , birde saat bu kadar geç olunca. Yol boş olduğu için eşimle birbirimize bakarak gülüyor , şarkılar söylüyorduk. Yavaş yavaş sürüyordum , bir yandan elimi arkaya atıp kızları gıdıklıyordum , Merve gülüyordu. O esnada eşim çığlık attı, önüme döndüğüm de küçük bir çocuk önümde duruyordu. Çarpmamak için direksiyonu sola doğru kırdım. Yol yerden yükseltilmişti. Ormanlığa doğru uçtuk. Araba takla atmıştı. Gözlerim kapanıyordu , engel olamıyordum. Kızlarım bayılmıştı , her yeri kan içindeydi. Eşimin her yerine cam kırığı batmıştı , yüzü parçalanmıştı. Ağlamaya başladım , doğrulmaya çalıştım fakat omuzumu ve ellerimi kıpırdatamıyordum , kırılmıştı. Kafamı yola doğru çevirdim. Küçük bir çocuk yolun ortasında yüzü bana dönük bakıyordu. Kısa boylu, zayıf , yüzü gözükmüyordu karanlıktan ve elinde bir cisim ...

Tüm gücümle frene bastım. Şimdi hatırladım , Kaan'ın anlattığı cisim vardı o gece çocuğun elinde. Donup kalmıştım , Bu nasıl olabilirdi ? Tekrar düşünmeye başladım o geceyi , belki olayın etkisinde kalmışımdır diye fakat Kaan'ın anlattığı cisimin aynısıydı bu. Kafamı direksiyona vurmaya çalıştım ve bağırıp ağlamaya başladım." Böyle birşey nasıl mümkün olabilirdi ? " dedim. Üşüyordum , içim buz gibi olmuştu fakat bunun sebebi dışarıda ki kar değildi. Geri dönmeyi düşündüm fakat oraya gittiğimde karşımda Kaan mı yoksa başka bir şey mi var bilmiyordum , yoluma devam etmeye karar verdim. Hastanenin ışıkları görünmeye başlamıştı.
     Hastaneye varmıştım , arabayı park ederek çantamı alıp hastaneye girdim. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Lobiye giderek "

Merhaba , kolay gelsin. " dedim." Merhaba , sağolun ? " dedi lobide ki kız. Sesi telefonda konuştuğum kıza benziyordu."

Doktor Serap Hanım ile görüşmek istiyorum. Müsait mi acaba ? " dedim." Bir dakika , arıyorum. " dedi. Bir kaç dakika sonra "

Şuan da hastası olduğunu başka zaman gelmenizi söyledi. " dedi." Odası ne taraftaydı ? " diye sordum." Hemen solda 2. oda

fakat şu- " kızın tarif ettiği odaya doğru gittim. Odanın kapısını çalmadan içeri daldım. Serap Hanım içtiği çayı püskürterek

" Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz ? " dedi. Arkamdan ise o kız geldi." Serap Hanım , lütfen bana bir kaç dakika verin. "

dedim , fakat bunu kibar bir dil ile değil bağırarak , sinirli bir şekilde söyledim." Odama böylece giriyorsunuz birde benden bir kaç dakika mı mı istiyorsunuz ? " dedi." Onun için kusura bakmayın. " dedim." Lütfen çıkar mısınız ? Yoksa güvenlik çağırmak zorunda kalacağım. " dedi." Ben Ramazan Serhatlı , Kaan Bahadır'ın doktoruyum. " dememle Serap Hanım'ın lobideki kıza güvenlikleri çağır demesi bir oldu. Yerinden irkilerek geriye doğru gitti , " Lütfen sakin olun , sadece bir kaç dakika konuşmak istiyorum. " dedim. Lobideki kız çoktan gitmişti. Serap Hanım çığlık atıp yardım istemeye başladı. Fakat hiç birşey yapmamıştım , yapmayacaktım da sadece konuşmak istiyordum. Tüm gücüyle bağırarak " Defol! " dedi." Lütfen sakin olun. " diyerek yanına yaklaştım. Elini gelme dercesine uzatarak " Sakın , orada kal! " dedi. Güvenlikler gelmişti , kollarımdan tutup beni çıkarmaya çalışıyolardı fakat ben çırpınıyor bir yandan ise " Serap Hanım , lütfen , sadece bir dakika. Yalvarıyorum. " dedim. Dinlemiyordu , güvenlikler ise beni çoktan hırpalamaya başlamıştı beni. Tam odadan çıkacakken " O kabusları sizde gördünüz , Kaan'ın sadece 10 yaşında ki çocuk olmadığını sizde anladınız , o yüzden ondan soğudunuz. Biliyorum , bende aynı durumdaydım. Yalvarıyorum , yardım edin ? " dedim bağırarak. Serap Hanım gözlerime baktı. Acınası gözlerle bana bakmıştı , gözlerinde düşündüğünü görüyordum. Güvenliklere " Durun! " dedi. Yanıma geldi , beni güvenliklerin elinden aldı ve güvenliklere " Tamam. " diyerek kapıyı kapattı. Oturmamı söyledi.
    

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin