Sesler ve Goruntuler

2.1K 46 0
                                    

     Bundan birkaç yıl önce kurbanı köyde kesmeye karar vermiştik. Yaklaşık 10 gün kadar köyde kalacaktık.
Mezarlığa yakın olması etkenmidir bilinmez her gece farklı bir olaya bizzat şahit oldum ve anlattığımda herkes benzer korkular yaşadıklarından bahsettiler
      oda yetersizliğinden ben ve diğer iki kardeşim aynı odada yatıyorduk. Kulaklığımı taktım ve müzik dinlemeye başladım.
Ev sobalıydı ve soba yeni yakılmıştı. Müziğin etkisiyle ahenkle dans eden alevler insana huzur veriyordu.
insanın neden köyü terk ettiğine akıl sır ermezdi.
Bu düşünceler içerisinde uykuya dalmıştım.
     uykuyla uyanıklık arasındaydım ama ateşi hala ayırt edebiliyor, kardeşlerimin ne halde olduklarını görebiliyordum. Kardeşlerimden biri habersiz sere serpe yatıyor diğeride nasıl bir rüyanın içindedir bilinmez sayıklıyordu. Birden kulağımda bir ses yankılandı.
- Buraya neden geldiniz?
Kulağımda kulaklık olduğu halde bu sesi duymam şaşırtıcıydı. Ses tekrar konuştu.
- Bizi rahatsız ettiniz.
Önce aşağıya doğru çekildiğimi zannettim, ayağım yanıyordu ama ne haltsa hareket edemiyordum.
Üzerimden yorgan çekilmeye başladı ses bu arada hala konuşuyordu.
- Gidin buradan.
Çabalarken sıçrayarak uyandım ve rüyaymış diye düşündüm. Taki sobaya tamamen yasladığım ve yorganı yapıştırdığımı fark edene kadar
     Gün ağardı ve ben sabaha kadar her çıtırtıya kulak kabarttığım için uykusuzluktan geberiyordum.
Yapışıp yanan yorganın mahcubiyeti bile o an katlanılır geliyordu. Öyle şeylere inanmadığım için kötü bir rüya diye yorumladım ve gecenin hıncını öğlene kadar uyuyarak çıkardım.
     ikinci gün gece oldu aklımda hiçbir kötü düşünce yokken uykuya daldım.
Gece tuvalet için uyandığımda bir farklılık vardı.
Her yer yeşil ışıklar içinde, yatırların olduğu, yeşil arapça yazılı, sarıklı sandukalarla doluydu.
Ama akla gelebilecek her yerdeydiler.
O güne kadar evi hiç gezmemiştim ve her odada olan sandukaları gezmeye başladım. Sıra banyoya geldiğinde orada beyaz bir dolap ve o dolabın altında aynı sandukaların çocuk mezarları olanları vardı.
Rüyada olup olmadığımı anlamak için Arapça sülusları okumaya çalıştım.
Okuyabiliyordum bu benim rüyada olmadığımı gösterirdi. Çünkü rüyada herhangi bir yazıyı okuyamazdım.
     Korkuyla yatağıma geri döndüm. Çünkü kardeşlerimin yanı bana en güvenli yermiş gibi geldi. Gözlerimi yumdum ve içim geçer gibi olduğu anda kapı çalındı. Annem sabah olduğunu ve kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Gece kalkıp taş patlasın 15 dakikada gezip geri döndüğüm odada, uyumaya başlamadan annemin gelmesi benim rüya gördüğüm anlamına gelirdi. Derin bir oh çekip ayağa kalktım.
Elimi yüzümü yıkama bahanesiyle bu sefer lavaboya değil daha önce hiç gitmediğim banyoya girdim.
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Çünkü gece gördüğüm dolap aynen oradaydı. Banyo zaten başlı başına korkunç literatürüne girerdi.
Aklımı kaçıracaktım ama gene de uyur gezerliktir, gece kalktım ve banyoya gittim ondan sonrasını rüyamda kurdum diyerek kendimi rahatlatmıştım.
      Yavaştan korksamda inanmadığım için kabullenemiyordum. Düşünmedim gene günümü köyde kahvede orda burda geçirdim. Gene gece olmuş yataklara yatmış ve uykuya dalmıştık. Kardeşlerime -Arada bana bakarak olun. Demiştim ama pek oralı olmadılar. Benden önce uyudular
+Saçmalama abi ya. Diyerek
     Tekrar uykuya daldım ve birkaç dakika sonra kapı açıldı içeriye 5 tane siyah pardesülü, siyah fötr şapkalı adam girdi. Ortam karanlıktı yüzlerini göremiyordum. -Kimsiniz?
Demeye yeltendim ama konuşamıyordum.
Kekeledim, zar zor nefes alıyordum hatta.
Lider olan adam kafamın oraya geçti ve kalan diğer dördü ellerim ve ayaklarımı tuttular.
Gözlerim açıktı bilincimde öyleydi hakeza.
Çünkü kardeşlerimin tekinin sayıkladığını, ötekinin de ayağıyla yorganı üzerinden attığını görüyordum.
Acır ve yalvarır gözle baktım lakin kimsenin ruhu bile duymuyordu.
Yada bana öyle geliyordu.
Beni havaya kaldırmaya başladılar yerden tamamen kesildim.
Kesildiğine yemin edebilirim çünkü yorganın ağırlığını üzerinde hissetmiştim. Yerden kesilen uçlarınında sallandığını hissedebiliyordum.
Büyüklerimden öğrendiğim üzere bildiğim duaları okuyacaktım ama konuşamıyordum.
Birşeyler oldu kafamdan tutan liderleri birşeyler şöyledi ve beni yere indirdiler. Girdikleri sırayla başta liderleri olmak üzere çıkıp gittiler.
Vücuduma kan yürümüş, boynum düzelmiş, artık konuşabiliyor duruma gelmiştim.
Gene de bir ümit yorgana baktım eğer beni gerçekten kaldırmışlarsa yorganın bir kısmı altımda kalmış olmalıydı.
Gerçektende yorganın bir kısmı altımdaydı.
Başka bahaneler uydurup unutmaya, düşünmemeye karar verdim
     Ama her gece başıma gelmesi kafamı biraz bulandırmıştı.
Kardeşlerime üstü kapalı sordum.
-Karabasan falan hissettiniz mi siz hiç?
Benzer cevaplar aldım işte korkulu rüyalar görüyorum. Nefes alamadan uyanıyorum gibi. Koca günü avare avare geçirdik. Çocuk sayıldığımız için kimse bize birşey demiyordu kafamıza göre takılıyorduk.
     Gün çok çabuk bitiyordu aksi gibi.
Gündüzler sanki bir saat gibi bitiyordu.
Gene gece olmuş herkes yatağına çekilmiş ve beni rüyalarımla baş başa bıraktılar.
Gece uyandım gene kapının önünden sesler geliyordu. Orta yaş üstü bir adam yaşlı diyebileceğim bir kadınla tartışıyordu. Bir anda adam eline bir cisim geçirdi ve sertçe kadının kafasına vurdu. Kadın oracıkta kan revan içinde yere yığıldı.
Adam etrafına bakındı halı gibi bir örtü buldu kadını içine sardı.
Sırtlandı ve taşımaya başladı. Gezdi gezdi bir kuyunun içine atıp kapağını kapattı.
Köyün o mahallesine hiç gitmemiştim.
Gütsem bile kuyulardan korktuğım için kuyuyu görmüş olamazdım. Bu rüya olamazdı açıkçası.
Kadın kutunun içinden bana sesleniyordu.
- Beni bul, beni buradan çıkar.
Bir kaç kez daha tekrarladı ve kan ter içinde uyandım.
Oh be rüyaymış dedim kendi kendime.
Ama içimde bir korku vardı ne yalan söyleyeyim.
Gidip korka korka gece gittiğim yere tekrar gittim.
Olmaması için dua ettiğim kuyu tam da oradaydı. Kapağı bile aynıydı.
Daha önce hiç görmediğim bir yerdeki kuyuyu nasıl bu kadar net görmüş olabilirdim.
Görüp te fark etmediğimi falan telkin ettim kendime.
Bie sela okundu o sırada. Bir kadın ismi söylendi ama tanımam.
Öğrendim ki bizim evin yanındaki evdeki yaşlı teyze ölmüş.
Zorla gittiğim başın sag olsun ziyaretinde duvarda gordüğüm resim tamamen kafamı bulandırdı.
Kadın gece öldüğünü gördüğüm kadındı.
Yanındaki adamda istanbulda yaşayan ve daha önce hiç görmediğim geçen gece rüyamda o teyzeyi öldürem adam
    












Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin