Bir Psikoloğun Anıları 15

1K 35 11
                                    

     Evden çıkmış tüm gucumle kosuyordum. Cisim hala bende mı diye cantami kontrol ettim. Duruyordu. Alt gecit merdivenlerini zıplayarak indim. Arabaya kostum , arabanin üstünde " Rabbin benim çamur , benden kacamazsin , ben her yerdeyim. " yaziyordu. Kirmizi birşey ile yazılmıştı , kandi bu. Anahtarlari cikartip acmaya calistim. Surekli etrafima bakiyordum. Arabaya bindim , kontağı ceviriyorum calismiyordu. Tekrar çevirdim , yine çalışmadı. Bir yandan etrafima bakiyordum. Arkami döndüğümde Kenan alt gecitten gecip eve doğru gidiyordu. Araba çalışmıştı , tum gücümle gaza bastim.

Atlatamamistim hala , yarim saat geçmesine rağmen hala etrafıma bakiyordum. Hatta arabanın içini kontrol ediyordum. iyice paranoyak olmuştum.

Yol kenarına çektim arabayı , arabadan çıkıp çalılıklara doğru gidip kustum. Daha fazla tutamamistim. Sogukkanli olmaya calisiyordum. Surekli kendime sakin ol diyordum. Bir dal sigara yaktim. Cantamdan telefon rehberini cikardim. S harfine geldim ve Prof. Dr. Sadık Çelik hocamın numarasını tusladim.
     Merhaba hocam günaydın. " dedim." Merhaba , kimsiniz numaranızı taniyamadim ? " dedi." Benim hocam Ramazan Serhatli , 1992 yılında *** üniversitesinde ki öğrenciniz. " dedim." Ramazan sen misin ? Nasılsın , ne yapıyorsun ? " dedi gülerek." Bir konu hakkında sizden yardım almam gerekiyor hocam , acaba bugün musaitseniz görüşebilir miyiz ? " diye sordum." Tabi üniversiteye geciyorum şuan 1 den sonra musaitim. " dedi." Tamam hocam geliyorum. " dedim." *** üniversitesinin az ilerisinde bir çay bahçesi vardı hatırladın mı ? " dedi." Evet hocam hatırladım. " dedim." Orada buluşalım. " dedi , " Tamam hocam görüşürüz." dedim ve sigaramı atarak arabaya binip yola koyuldum.
    
Birkaç saatlik yolum vardi , bir benzinlige gecerek benzin ve atıştırmalık birşeyler aldım. Tansiyonum düşmüştü iyice birşeyler yemek iyi gelebilirdi diye düşündüm. Odemeyi yapip arabama binerek devam ettim yola. Saat sabah 10 sulariydi.

Şehre giriş yapmıştım , aradan uzun süre geçmişti , cevredekilere sorarak bulmuştum hocanin bahsettiği çay bahçesini. Bir masaya oturarak çay istedim. Cayimi içerken olanları düşünmeye basladim. Serapin onlardan olma ihtimali hic aklimin ucundan gecmedi. Ama madem onlardandi neden oda bu kabusları görmeye başlamıştı. Bunun tek aciklamasi olabilirdi. Serap önce Kaan'in icinde ki her neyse onunla anlasma yaptı. isteyerek veya istemeyerek bunu asla bilemezdim. Daha sonra ise pişman olup onlardan ayrılmayı düşündü. Fahriyenin " Hain ! " diye haykırışı bunu kanıtlıyordu. Sonra ise kabuslari başladı. Tabi bunlar sadece bir teoriydi.  Gercekligini asla ogrenemeyecektim. Daha sonra bunlara dayanamayip Kaan'i gönderip bunlardan kurtulacagini düşündü. Ki kurtuldu da fakat ben onu tekrar bu işin icine soktum. Belki bende Kaandan uzaklaşarak kurtulabilirdim fakat 10 yasindaki bir çocuğu öylece birakamazdim hele ki tum ailesine soz vermişken. Belki de ondan uzaklaşarakta kurtulamazdim , belkide benimkisi bu kadar basit değildi.
     Sadık Hoca çay bahçesine girmis etrafa bakiyordu , beni ariyordu. Ayaga kalkarak el salladım. Beni görüp yanıma geldi. Tokalasip sarıldıktan sonra masaya buyur ettim. Garsona el uzatarak bir tane çay istedim." Çok buyumussun Ramazan , kocaman adam olmuşsun. " dedi." Hayat devam ediyor ,buyuyoruz ve yaşlanıyoruz. Ama siz hala cok genc gözüküyorsunuz." dedim." Hadi oradan." dedi gülerek. Garson çayı getirmişti." Nerede çalışıyorsun ? " diye sordu." *** şehrindeki *** hastanesinde." dedim ve " Aslında bende sizinle bunun ile ilgili konuşmak istiyorum. " dedim." Dinliyorum." dedi. Çantamı acarak dışarı cikarmadan cisimi göstererek " isterseniz başka bir yere gidelim. " dedim. Ağzına götürdüğü cayi durdurarak etrafina baktı ve " Gel benimle. " dedi. Hesabi odeyip pesinden gidiyordum , üniversiteye dogru gidiyordu.
    
Bir sınıfa götürdü beni , Bilişsel Nöropsikoloji derslerini burada görürdük, hatirlamistim burayı. Sinif bostu. En arka köşeye geçtik." Goster bakayım şunu. " dedi. Cantamdan çıkararak üstündeki bezi cantama koydum , ağırdı gerçekten , Kaan söylemişti. Hoca iyice incelemisti ve bana dönerek " Ramazan sen nasıl birseye bulaştin ? " dedi." Bende bilmiyorum hocam , öyle pis ve caresiz bir haldeyim ki ne yapacagimi bilemedim. Bu işler ile ilgilenen tek guvenebilecegim kişi sizsiniz." dedim. Elinde ki cisimi geri uzatarak " Ramazan sen benim en iyi öğrencilerimdendin fakat bu isleri birakali yillar oluyor ve bir daha da girmeyi düşünmüyorum. " dedi. Tam ayaklanacakken " Bu sabah bir cinayete tanık oldum hocam." dedim. Yerine oturatak " Bunu kalmam icin soylemiyorsun degil mi ? " dedi." Bir meslektaşımı ve hastamin anneannesinin ölümünü izledim. " dedim.
     Üç veya dört saat kadar konuştuk. Basimdan gecen tum olaylari anlattim ona." Bir tanıdığım var yarin onun yanina gidecegiz , o bu işleri daha iyi bilir. Ben yillardan beri uzağım bu işlerden. Hem o daha işinin piri bir adamdır. " dedi." Tabi hocam , siz daha iyi bilirsiniz. " dedim. " Kalacak yerin var mi ? " dedi." Bir pansiyon ayarlarim ben. " dedim." Sen üniversitede de böyleydin , bir inatin tutar gitmezdi. " dedi gülerek ve " Hadi gel benimle. " dedi ve ayaga kalkarak yurumeye basladi. Pesinden gittim , arabaya yöneldik. Hoca evini tarif etti. On bes dakika sonra gelmiştik. 2 katlı dubleks bir evdi. Oldukca lüks ve büyüktü. Oturdugu semtte oldukca zengin bir yerdi." Karnın acmi ? " dedi." Hocam bir an once uyumak istiyorum ayip olmazsa size , gerçekten cok zor şeyler yaşadım ve yoruldum. " dedim. " Tabi ." diyerek beni bir odaya goturdu. Kendimi yatağa attigim gibi uyumuştum.
     Sabah odamin tiklanmasiyla uyandim." Efendim. " diye seslendim. " Kahvaltı hazir , gel birseyler atistir. " dedi Sadik Hoca. Odadan çıkarak lavabonun yerini sordum , elimi yüzümü yikayarak masaya geçtim. Cok güzel bir kahvaltı hazirlamisti. Bir kuş sütü yoktu desem yeridir. Karnimi uzun bir aradan sonra ilk defa bu kadar iyi doyurmustum. Hoca benden once kahvaltisini bitirmis koltuğa geçip telefonunu aldi ve bir numarayı tusladi. Ben masada kahvaltıma devam ediyordum." Selamun Aleykum Hüseyin Hocam , hayırlı sabahlar " dedi. O esnada telefonum çaldı. Acarak " Alo " dedim. " Alo , Ramazan Bey , ben Seher. " dedi." Efendim Seher ? " dedim." Ramazan Bey , müjdemi isterim. " dedi." Seher islerim cok yogun acele eder misin ne soyleyeceksen ? " dedim. " Kaan. Bulundu. " dedi." Ne!" diye bağırdım. Hoca bana baktı , özür dileyerek yattığım odaya gectim. " Ciddi misin Seher ? " dedim." Evet dun karakoldan aradılar , Kaan'i bulduklarını buraya gelmemi soylediler. " dedi." Dun neden aramadin ? " diye cikistim." Kesinlesmeden sizi umutlandirmak istemedim. " dedi. O esnada kapimi Sadik Hoca caldi ve iceri girerek " Gitmemiz gerek. " dedi. " Hemen geliyorum. " dedim ve telefonu kulağıma götürerek " Orada mi suan Kaan ? " diye sordum. " Evet uyuyor. " dedi. " Seher su an da kapatmam lazım. Buradaki islerimin bitmesine cok az kaldı. Kaandan sakın gözünü ayirma bir daha kacayim falan demesin " diyip kapattim telefonu.

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin