Tılsım 2

1.4K 41 4
                                    

     Binanın önünde durdum, taksi ücretini ödeyip indim taksiden. Yukarıya çıktım kapıyı çaldım ve kaan açtı kapıyı, samet nerede dedim. Ne sameti rüzgar? diye karşılık verdi. Sinirlenmiştim ve kaanı tutup duvara yasladım, ulan dalga mı geçiyorsunuz benimle diye bağırdım, kaan beni itip kes lan sesini kim ne yaptı sana ne dedi diye çıkıştı. Ulan samet arayıp beni eve dön kaanla seni bekliyoruz dedi dedim. Yok öyle bir şey ara sameti dedi, aradım sameti direk. Geldin mi kanka diye sordu, iyice sinirlenmiştim.. Dalga mı geçiyorsunuz samet benimle, sen arayıp eve dön kaanla seni bekliyoruz demedin mi? diye sordum. Yok kanka çık çabuk o evden diye bağırdı telefondan, noluyor lan derken kaan kafama sert bir şeyle vurdu... Gözümü açtığımda kaanın odasındaydım, etraf karanlıktı ve sadece mum ışıkları vardı. Kafamı çevirmemle bayılmam bir oldu, kafamı çevirdiğimde kara çarşaflı, boyu hiç yoksa 2 metre olan bir varlığın bana bakıp gülmesiyle bayıldım. Tekrardan bir rüya gördüm ve bu rüyada bu sefer, kara çarşaflılar kaanı gözümün önünde doğruyorlardı. Tek tek iç organlarını çıkartıyorlardı ve kahkaha atıyorlardı... Gözümü açtığımda ise yerdeydim, aynı odada. Kalktım direk evin her yerini aradım kaanı bulamadım, telefonla aradım ulaşılamıyordu kaana. Kapı çaldı biraz ürkerek kapıya yöneldim, kapıyı açınca sameti ve yanında dedesini gördüm.. O an ki heyecanla sarıldım samete. Olanları anlatmamı istedi dedesi, her şeyi rüyaları dahil teker teker anlattım. O da size büyü yapılmış dedi. Sanırım büyüyü yapan da kaan dedi...
     Ben nasıl olur diye lafa atıldım, samet dinle kanka dedi.. Dedesi anlatmaya başladı, sizin bu şeyleri yaşamadan önce yaptığınız bir tür ayin varmış dedi. Ben de ayin değildi, ben gördüğüm bir yerden alıp yapmaya kalktım dedim. Bak yavrum sizin o yaptığınız şey hiçbir zarar getirmez size, siz onu yaptıktan sonra odadan çıktınız mı dedi, evet dedim 10-15 dakika kadar girmedik odaya. Öyle yapıldığı yazıyordu dedim. Kaan girmiş olabilir mi sizden sonra dedi, ben yanımızdan bi ara ayrıldı o zaman gitmiş olabilir dedim.. Hah yavrum işte o gittikten sonra olmuş ne olmuşsa dedi. Odaya girip bir tarz kağıtlar yazmış dedi, yaptığınız odayı gösterebilir misin yavrum dedi. Götürdüm odaya onu, ellerini açtı ve bir takım dualar okudu. Daha sonra besmele çekip, odayı aramaya başladı. Dolabın altından bir kağıt parçası çıkardı ve işte bu yavrum, kaanın size yaptığı büyünün kanıtıdır dedi. Bana biraz ılık bir su getir bir tasın veyahut bir tencerenin içinde yavrum dedi...
     Tencerenin içine ılık su koyup getirdim dedesine verdim, ışığı kapatmamı ve 3 tane mum getirmemi söyledi. Tamam diyip mumları alıp geldim, sakın konuşmayın ben konuşana kadar diyip mumları yaktı... ve başladı suya doğru okumaya "
Vessâffati saffen, fezzacirati zecran. fettaliyati zikran. inne ilaheküm ilahün vahid. Rabbssemavati vel ardzı vema beynehüma ve rabbül meşarık. innâ zeyyennessemâeddünya biziynetinil kevakib. Ve hifzam min külli şeytanim marid.. La yessemme'ûne ilel meleil e'alâ ve yükzefune min külli canib. Dühuranvelehüm azeabün vasib. illâ men hatıfel hatfete fe etbe'ahü şihabün sâkib."

duasını bitirip, suya üflediği gibi evin içinde sanki deprem oldu. Kapılar pencereler hızla çarpmaya başladı, dedesi kafasını kaldırıp tez bir vakitte bu evden gitmemiz lazım dedi. Biz ne oldu diye sormaya kalkmadan bize gidip sırayla gusul abdesti alın dedi. Önce ben girip gusul abdesti aldım, sonra samet girdi aldı. Çıktıktan sonra ikimize de birer, Tumar (muska) verdi. Yanınızdan ayırmayın, sabah namazından sonra bizim eve gideceğiz dedi...
     Sabah namazını kıldıktan sonra, yola koyulduk. Dedesi biraz dinlenin yiğitlerim, kendinize gelin işimiz çok dedi. Ben kafamı cama yasladım uyumuşum.. Bu sefer gördüğüm rüya biraz daha farklıydı.. Boş bir arazideydik etrafımız ağaçlarla doluydu, her ağaçta işaretler vardı. Ben yürüyordum arazide, biraz ilerledikten sonra kaanı gördüm. Gel diyordu bana, ilerledikçe yüzü değişiyordu. Biraz daha yaklaştıktan sonra bana bakıp gülmeye başladı ve arkasını dönüp koştu. Peşinden koşarken samet arkamdan bağırdı " rüzgar gel buraya! dedemi öldürdüler koş! " . Ben arkamı dönüp koşmaya çalışınca kahkaha sesleri yankılandı kulağımda ve uyandım.. Kan ter içindeydim, hiç böyle olmamıştı. Dedesi yanımdaydı ve bana bakarak bir şeyler okuyup üfledi. Daha sonra ne gördüğümü sordu ve anlattım.. Kafasını öne eğerek " allahın izniyle, kurtulacağız yavrum sabredin.." dedi. Biraz muhabbet ettikten sonra köye vardık, köyde pek insan yoktu. Evlerine girdiğimizde ise ne televizyon ne de koltuk vardı, yerde oturuyorlardı. Bizi bir odaya gotürdü ve orada oturmamızı söyledi. Gidip bir kaç eşya alacağını belirterek odadan ayrıldı ve odadan çıkmadan önce, " sakın bir yere çıkmayın, ben çağırsam bile çıkmayın. allahın izniyle bu eve giremezler " diyip çıktı...

Biz sametle oturup dedesinin gelmesini beklerken, pencereden taş sesleri geldi.. Bakmak için kalktığımda, kaan dışarıdan bize bakıp " yardım edin, beni de alın içeriye" diyordu. Ben o sinirle evden çıkmak için koşarak ilerledim.. Tam kapıya geldiğimde, kapının önünde teni bembeyaz olan uzun boylu bir varlık belirdi.. Korktum, durdum fakat bana eliyle odayı işaret etti. Korkarak odaya geri dönüp camdan dışarıya baktığım da ise, kaan bana bakıp kahkaha attı ve sonradan ormana doğru koşarak uzaklaştı. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken, sametin dedesi içeriye girdi.. Bize olanları bildiğini, kapıda duranın bizi koruduğunu söyledi.. Biz başımızı salladık, samet dedesinin nereye gittiğini sordu.. Dedesi ise birkaç gerekli eşya aldığını söyleyerek, dinlenin biraz akşam namazından sonra işimiz var dedi...
    

Akşam namazından sonra, bizi bu sefer farklı bir odaya aldı. Oturduk ve ikimizin de önüne bir tas koydu ve kanımızı akıtmamızı söyledi. Biz şaşkın olsak da dediğini yapmaya başladık. Kanımızı akıttıktan sonra, tasın içine tırnağımızı kesip atmamızı söyledi. Onu da yaptık, daha sonra mum yakıp sure okumaya başladı. Besmele çekip, " Eşhedu En La ilâhe illâllah Ve Eşhedu Enne muhafaziden Abduhu Ve Resuluhu.. " diyip, başlıyoruz dedi.. Bize korkmamamızı ve asla konuşmamamızı tembihledi. ( burada okuduğu sureyi yazmak istemiyorum.. her ne kadar inanmayanlarınız olsa dahi, bu tarz şeyleri heves edip denemek istiyenler olacaktır.. ben bu vebalin altına girmek istemediğimden yazmayacağım.) sureyi okuduktan sonra, pencerelere taşlar atılmaya başlandı, mum ışığı sallanmaya başladı... Biz korksak da, yanımızda sametin dedesi olduğu için biraz rahattık.. Dedesi birkaç sure daha okudu ve taş sesleri kesildi. " ey yerin ve göğün sahibi, beladan, yarattıklarından, sana sığınırız. sen bizlere yardım eyle yarabbim.. amin " daha sonra bizlere dönüp, son bir şey tek kaldı.. onu da yarın sabah namazından sonra yaparsak, allahın izniyle artık rahata kavuşacağız dedi...





Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin