Bir Psikoloğun Anıları 11

1K 37 6
                                    

     Bir kaç adım geri gelerek koltuğuma oturdum." Canan Bahadır ? " dedim kısık bir sesle dosyanın üstündeki isime bakarak." Bu isim ... Bu isim... " tanıdık geliyordu bir yerden. Dilimin tam ucundaydı , hatırlamaya çalışıyordum. Ani bir hareket ile monitöre dönerek kendime baktım ve " Kaan'ın annesi. " dedim. Şok olmuştum adeta , elimdeki çantam yere düştü. Gözlerimin karardığını fark ettim , beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Hatırlıyordum bu hastamı. 1993 yılında kaynanası tarafından dayak yediği , işkence gördüğü, arasıra garip kabuslar gördüğü için gelen bir hastamdı. Fakat burada ne işi vardı ? Kim koymuştu ? Hatta daha önemlisi Canan ve Kaan'ın , ikisininde tedavi olmak için bana gönderilmesi , tesadüf müydü ? ilk ana geri dönmüştüm. Aklımda tekrardan yüzlerce soru oluştu. Düşündükçe çıldırıyordum , içim içimi yiyordu. Dosyayı açtım , Canan Bahadır'a ait bir kaç fotoğraf vardı. Gördüğü kabusları çizdirmiştim ona , çizdiği şey benim ormanda gördüğüm kabus ile aynıydı. Bir kez daha donup kaldım. Bunlar artık normal gelmeye başlamıştı , bunları normal saymam bile normal geliyordu. Sayfaları çevirdim , Canan Bahadır'ın dayak yemekten , işkence görmekten morarmış ve kesilmiş vücudunun resimleri vardı. Dosyaya baktığımda tedavisi 5 ay sürmüştü. O zamanlar hamileydi , Kaan'a hamileymiş. Bu işin içine iyice girmiştim , Kaan yetmezmiş gibi şimdide 11 sene önce tedavi ettiğim annesi girmişti. Bunlar ile nasıl bir bağım olabilirdi ?
     Odamda tek başıma olayların şaşkınlığını üstümden atmaya çalışırken telefonum çalmaya başladı. Telefonu açarak " Alo ? " dedim." Alo ? Ramazan Bey , vazmıgeçtiniz gitmekten ? " dedi. Seraptı bu , unutmuştum." Aa,kusura bakmayın Serap Hanım burada birazcık olaylar oldu. " dedim." Ne gibi olaylar ? " dedi." Gelince anlatsam daha iyi olur , hemen çıkıyorum. " dedim." Peki bekliyorum. " dedi ve telefonu alıp , dosyayı çantama koyup kapıyıda kitledikten sonra arabaya doğru koştum. Seher Hanım çoktan gitmişti. Haluk Bey ile karşılaştık " Ramazan Bey ? Nasılsınız ? " dedi , " Kusura bakmayın Haluk Bey acil bir işim var gitmem gerek. " dedim. Şaşkın şaşkın bana baktı. Çünkü böyle biri değildim ben , hareketli , aceleci değildim. Koltuğumda otururdum sabahtan akşama kadar , yaptığım tek aktivite konuşmaktı , çünkü işim buydu. Arabama binerek Serap Hanımın hastanesine doğru sürdüm , yollar hala aynıydı , kar oldukça hızlı yağıyordu. Saat öğlen civarıydı. Hastaneye gelmiştim. Lobiye giderek " Serap Hanım beni bekliyordu , çağırabilir misiniz acaba ? " dedim." Tabi. " dedi ve telefon ile Serap Hanımı aradı. Bir kaç dakika sonra Serap Hanım geldi.
     Beni koridorda görür görmez " Ne oldu ? " diye sordu. Arabaya doğru gittim , arkamdan geliyordu. Arabaya binip kontağı çalıştırdım. Serap cevap beklercesine bana bakıyordu." Kaan. Kaçmış. " dedim. Gözlerini büyültüp , elini ağzına götürerek " Ne! " diye bağırdı." Sen ciddi misin ? " dedi." Evet , gittiğim de polis oradaydı. Asistanım çağırmış. " dedim." Seni neden aramamış ? " diye sordu." Korkmuş sanırım , ona emanet etmiştim. " dedim." Ne zaman olmuş.Bu sabah mı ? " dedi." Sanırım. " dedim. Yola koyulmuştuk , olayı tamamıyla anlattım. Daha önce Serap'ın başına hiç gelmediğini , hiç kaçmadığını söyledi.

Kaan'ın akrabalarının yaşadığı şehre doğru gitmeye başladık , tabelaları takip ederek gitmeye çalışıyorduk. Bir benzinlikte durarak benzin aldık. Serap benzinliğin marketinden birşeyler almak istediğini söyledi , bende o esnada lavaboya gittim. Benzinliğin arkasında , küçük bir tuvaletti. işimi hallettikten sonra elimi ve yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda arkamda Kaan'ı gördüm. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yüzüme tekrar su çalarak hafifçe tokat attım " Kendine gel. " dedim. Lavabodan çıkarak ödemeyi yaptım. Serap atıştırmalık birşeyler almıştı ; gofret, bisküvi,çikolata. Yolda giderken atıştırıyorduk. Yaklaşık üç veya dört saatlik yolculuğun ardından şehre girmiştik." Evi hatırlıyor musun ? " dedim." Hayır. " dedi." Nasıl bulacağız peki koskoca şehirde onları ? " dedim." ilçeyi ve mahalleyi hatırlıyor musun ? " diye ekledim. Serap gözlerini kısarak alnını kaşıdı ve " Sanırım , bir dakika... *** ilçesindeydi ve ... *** Mahallesiydi sanırım , evet orasıydı. " dedi. Yaklaşık kırk beş dakika esnaflara sora sora ilçeye girmiştik.
     Serap'ın söylediği mahalleye doğru gidiyorduk esnafların tarifi ile. Bir nalburun önünde durup camı indirdim ve " Selamun aleykum üstadım kolay gelsin. " dedim. Adam çok içten bir şekilde " Ve aleykum selam kardeşim , buyur ? " dedi." *** mahallesi ne taraftaydı acaba ? " dedim. Adam gülerek " Burası. " dedi." Gelmişiz. " dedi Serap. Serap'a dönerek " Anneannesinin adı neydi ? " diye sordum." Fadime , Fadime Kılıççı. " dedi. Adama dönerek " Fadime Kılıççı diye bir kadın oturuyormuş burada , nerede oturduğunu biliyor musunuz ? " diye sordum .Az önce ki güleryüzlü adam gitmiş yerine soğuk , sinirli bir adam gelmişti. Yüzünü ekşitmişti , huysuzlanmıştı fakat bir yandan da belli etmemeye çalışıyordu." Öyle biri yok burada. " diyerek oturduğu tabureyi alıp dükkanına geçti. Kolay gelsin diyemeden gitmişti , aldırış etmeden devam ettik. ileride bir bakkala , oradan sonra bir manava , sonra ise bir saatçiye. Kimse nerede oturduğunu bilmiyordu hatta burada öyle birinin olmadığını söylüyordu. Şaşırmıştık." Taşındı mı acaba ? " diye sordum Serap'a." Taşınmış olsa bile tanırlardır , nereye gittiğini bilirlerdi. Esnaf bunlar sonuçta , yıllardır burada olan adamlar. Bir kaç yıl önce ki kadını mı tanımayacaklar. " dedi. Doğru söylüyordu , anlam verememiştim." Ne yapacağız peki ? " dedim." Camiye gidelim , hocaya soralım. " dedi. Caminin minaresi gözüküyordu , o yöne doğru sürmeye başladım.
     Camiye varmıştık , hava kararmaya başlamıştı. Caminin önünde banklar vardı ve banklara oturan bir kaç yaşlı amca. Yanlarında ise torunları. Yanlarına yanaşarak " Selamun Aleykum amca , hocayı nerede bulabiliriz ? " diye sordum." Aleykum selam evladım , içerde olması lazım , bir göz at istersen. " dedi. Cami iki katlıydı , alt katı yazları kuran kursu olarak kullanıyordu , üst katta ise namaz kılınıyordu. Serap'a " Burada bekle istersen , bakıp geliyorum. " dedim. Merdivenleri hızlı adımlar ile çıkıp ayakkabılarımı çıkardım. Besmele çekip sağ ayak ile içeri girdim. Büyük kahverengi kapıyı iterek içeri girdim. Hoca tam karşımda , yüzü bana dönük , önünde rahle vardı ve onun üstünde Kuran-ı Kerim. Kuran okuyordu. Ağır adımlar ile hocaya doğru gidiyordum bir yandan ise etrafı inceliyordum. Hocanın karşısına geçip çöktüm ve bağdaş kurarak oturdum. Hoca bir kaç dakika daha okumaya devam etti ve bitirdikten sonra Kuran-ı Kerimi kapattı , bir yandan hala birşeyler okumaya devam ediyordu. Benim sağım , onun solunda ki rafa yönelip Kuran-ı Kerimi koydu. Rahleyi alarak pencerenin altına koydu ve karşıma geçti." Selamun aleykum hocam. " dedim." Aleykum selam evladım , buyur. " dedi. Ellili yaşlarda , saçları beyazlamıştı. Üstünde mavi bir gömlek ve onun üstünde siyah bir yelek. Altında ise gri renginde kumaş bir pantolon." Hocam size bir kişinin yerini sormak istiyorum. Sizden önce kime sorsak cevap vermeyip terslediler. " dedim." Neden böyle birşey yaptılar ? " dedi." Bilmiyorum hocam. " dedim." Siz kimi arıyorsunuz ki ? " dedi." Fadime Kılıççı. " dedim. Hoca yere bakan gözlerini bana doğru kaldırdı , çenesindeki oldukça uzun ağarmış sakallarını kaşıyarak " Şimdi anlaşıldı terslemelerinin sebebi. " dedi." Biliyor musunuz nerede olduğunu ? " dedim." Biliyorum. " dedi.


Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin