Kül 4

1.6K 40 1
                                    

     Omuzları düşmüştü, bilmiyorum dedi. Ulaşamıyacağımızı anladım ama sonra gülerek şaka lan şaka,numarası vardı ben de bi bakayım dedi. Rehberi biraz araştırdıktan sonra ismi buldu, aradı selamlaşma faslından sonra konuşmaya başladı. Biz arkadaşlarla bu gece davet yapacaz ama nasıl çağıracağımızı bilmiyoruz sen bu işlerle uğraşıyordun diye biliyorum nasıl çağıracağımızı söylermisin dedi. Selim bi iki dakka telefonda konuştuktan sonra telefonu kapadı. Davet yöntemini aldım dedi ne zaman yapalım dedi, yapabiliyorsak bu gün yapalım dedim Selim de onayladı...
     Malzemeler neler dedim fazla bi şey değil dedi. Ama daveti nerde yapacaz benim evde senin evde dolu dedi, sonra durlan dedi benim nenenin evi boş dedi dedem öldüğümden beri bizde kalıyor. Mekan tamamdı, sen nenemin eve geç ben evin anahtarlarıyla ve malzemelerle 10 dakka sonra geliyorum dedi. Hesabı ödeyip çıktık, o eve gitti ben de buluşacağımız yere yavaşça yürümeye başladım. Yolda durup bi sigara yakıyım dedim, çakmağı çakarken arkamdan bi hırıltı geldi kafamı yavaşca arkaya çevirdiğim de kapkara bi köpeğin bana saldırmak üzere olduğunu gördüm. Ayaklarımı kıçıma vura vura evin oraya vardım bahçe kapısıni kapattım, nefes nefese kalmıştım. Lan bu köyde köpek yoktu ki nerden çıkmıştı gece vakti,sigara da kaçarken ağzımdan düşmüştü geçip kapının önünde oturdum. Tekrar sigara çıkarıp yaktım tam ikinci sigarayı yakarken selim geldi, elinde karton bi mukavva ve bi poşet vardı. Ne ulan onlar dedim, geçelim içeri içerde görürsün dedi anahtarla kapıyı açtı içeri girdik...
     Malzemeleri içeri bırakıp gel benle dedi. Mutfağa gittik tut şu masanın ucundan içeri taşıyacaz dedi. Masayı içeri taşıdık mukavvayı masanın ortasına koydu poşetten bi keçeli kalem çıkarıp tüm harfleri yazmaya başladı. Bitirdikten sonra poşetten bi fincan 4 tane de mum çıkardı mumları tek tek yakıp mukavvanın her bir köşesine bi tane bıraktı fincanı da mukavvanın ortasına koydu ışığı söndür dedi kalktım ışığı söndürdüm. Selim de perdeleri çekti odada bir tek mumların ışığı vardı geçip oturduk sonra selim dışından bi kaç sure okumaya başladı ey cin geldiysen geldiysen işaret göster yaklaşık bi yarım saat böyle dualı gelli davet yaptıktan sonra...
      Artık daha fazla dayanamadım kalktım ışığı yaktım dedim kanka ne bu yapıtığımız... bi salak sarışınla, şişman gözlüklümüz eksik ergen filmlerindeki gibi cin çağırıyoruz, geleceği yok cinin, sana bunu veren kız senle daşşak geçmiş bi kaç gün bekleyelim eğer hala devam ederse kabuslar, bizimkilere söyleriz . zaten şakirt bir ilçede yaşıyoruz onlar bizden daha iyi bilir bu işleri başımızı boş yere belaya sokacaz dedim selim hemen çıkıştı ne bileyim, cin nasıl çağırılır ömrümde cin mi çağırdım , çocuk gibi azarlıyon sen nasıl diyorsan öyle olsun dedi sustu.  hadi malzemeleri toplayalım masayı yerine koyup gidelim dedim malzemeleri toplayıp masayı yerine koyduk evden çıktık. inşallah yine o köpekle karşılaşmam dedim ne köpeği dedi selim sesi biraz kırgındı sen gelirken görmedin mi kapkaraydı köpek parlak gözleri vardı bahçeye kadar kovaladı beni dedim, Selim ne köpeği  bu köyde köpek ne arar bizim köylü gördüğünü indiriyor hemen, tavuklara çocuklara saldırır diye dedi. zaten nerde bela var bana bulaşır yeni gelmiştir o zaman köye heralde dedim.  çıktık ordan önce selim'i eve bıraktım ordan kendi evime geçtim...
      Kapıyı anahtarla açtım. Işıklar kapalıydı bizimkiler uyumuştu anlaşılan, doğru kendi odama gittim. bi duş aliyim öyle ne yapacağımı düşünürüm dedim banyodan sonra pijamaları çektim. Sigarayı yakıp pc başına geçtim başıma gelen bu olayların belki internette bi çözüm yolu vardır diye biraz araştırma yaptım ama hep saçma sapan şeylerle karşılaşınca vazgeçtim bi sigara daha yakayım dedim ama paket bitmişti yapacak bişeylerde gelmiyordu aklıma mecburen uyuyacaktım belki kabus görmezdim. yatağa uyumaya geçtim gözlerimi kapatır kapatmaz dalmışım rüyamda yine aynı yerdeydim reno ile 2 gece geçirdiğim yerdeydim biraz ilerde altında 2 gece geçirdiğimiz ağac ağacın etrafında cinler yuvarlak bir şekilde toplanmışlardı çemberi yarıyorum kimse bana bakmıyor biraz ileride bi çukur çukurun başında da bi adam oraya gidiyorum çukurun içine bakıyorum 50- 60 cm boyunda kapkara bi yılan vardı sonra çukurun başındaki adama bakıyorum adamda bana yüzünü çeviriyor yüzünü göremiyorum sadece gece karanlıkta parlayan kedi gözü gibi 2 tane göz bana dikiliyor anlamını bilmediğim bi şeyler söylüyor kulaklarım uğuldamaya başlıyor biraz sonra hepsi aynı şeyi söylemeye başlıyor acıdan kulaklarımdan kan geliyor kendimi yere atıyorum çukurun başındaki adam önümde dikiliyor kısas diyor sonra hepsi kısas diye bağırıyor acıdan kafamı yerlere vuruyorum hepsi birden ağacın tepesine bakıyor...
     Bende onların baktığı yere bakıyorum ağacın en üst dalında bi ilmek ilmeğin ucu da boşta sallanıyordu. Sonra başımdaki cin bana döndü parlak gözlerle bana baktı adeta o gözlerde ölümü görüyordum kısas dedi o anda etraftaki kalabalıktan 2 si bana doğru fırladı koluma girdiler ağacın tepesine doğru beni hızlıca çıkardılar ilmeğin olduğu dala gediğimizde boynuma ilmeği geçirip sertçe sıktılar bi an kafam koptu sandım ama bi şey olmamıştı boynumda ilmek kolumda onlar beni tutuyorlardı bıraktıkları anda ölecektim ama onlar az önce başımda duran cine bakıyorlardı. Bu sefer başımda duran cin kısas diye bağırdı arkasındaki kalabalıkta kısas diye bağırdı kolumdan tutanlarda kısas diye bağırıp o an beni bıraktılar...
     O an uyandım başımda annem babam telaşlı bi şekilde oğlum ne oldu dediler konuşmak istiyordum ama sesim çıkmıyordu babam anneme koş su getir oğlana içirek dedi. Annem su getirdi bi yudum içtim göğsüm de müthiş bi acı vardı biraz daha durduktan sonra artık sakinleşmiştim. babam sakinleştiğimi anlayınca oğlum ne oldu dedi annenle ben çığlığına uyandık sanki canını alıyorlar gibi bağırıyordun odaya geldiğimizde saçma sapan şeyler söyleyip yatakta debeleniyordun oğlum kabus mu gördün ne oldu ben de artık dayanamadım orda herşeyi anlattım ben konuştukça annem babam yaşlanıyorlardı adeta oğullarının acısını canlı canlı yaşıyorlardı gözlerinden belli oluyordu annemin bi sarılışı vardı bana sanki oğluna son kez sarılıyor gibiydi, babamında gözleri dolmuştu . annem babam bulunduğum ilçe türkiye'nin en dindar yerlerinden biriydi durumun ne kadar vahim olduğunu hemen anlamışlardı.  normalde babam sigara içmemi çok zor kabullenmişti içki içtiğimi duysa yaşıma bakmadan beni miletin ortasında döverdi ama olayı anlatırken içki içtiğimiz kısmı anlatınca hiç bir tepki vermemişti verememişti tek düşündüğü oğluydu. annem geç salona bizde arkandan geliyoruz dedi sabaha kadar uyku yok bize sabah oldu mu köyün imamına gotürecez seni dedi o gece sabah olana kadar ailemle salonda oturdum...

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin