Onların Padişahı 8

1.6K 40 7
                                    

     Eve geçtik,Ahmet Hoca,neneme ve babama onların şehre geri dönmeleri gerektiğini burada olmalarının doğru olmadığını söyledi. Babam biraz itiraz eder gibi olsa da nenem ve Suat abi yatıştırdılar ve gitmeleri için ikna ettiler. Ardından ikisiyle vedalaştıktan sonra arabaya bindiler. Arabadan öyle bir bakışları vardı ki;aile kavramını o gün anladım...Allah kimsenin ailesini başından eksik etmesin. Sahipsizlik zor çünkü. 

     Neyse eve geçtik oturduk,bizim köy evide aynı Ahmet Hocanın evi gibiydi,tek farkı daha küçüktü ve banyo yoktu. Gerekte yoktu aslında çünkü en fazla 3-4 gün kalıyorduk. Biraz oturduk,ardından Suat abiyle etrafı temizledik,salondan sonra odaya geçtik,ama odada fazla iş yoktu. Aradan baya zaman geçmişti Suat Abi Nihat, şu Haydar ı ara nerede kaldı dedi. Tamam abi arayayım dedim. Aradım telefonun kapalıydı,yahu beş dakika sonra tekrar aradım yine kapalıydı. Abi başına bi iş gelmiş olmasın çıkıp arasak mı dedim. Ahmet hoca,nereden arayacaksınız oglum,hava karardı zaten hem yol yorgunusunuz bugun dinlenin yarın bakarız çaresine. Suat abi çocuğa sebep olmam inşallah,sen onu koru Allahım dedi. 

     Oturduk biraz sohbet ettik. Köyü sordu Ahmet hoca,bende en ince ayrıntısına kdar anlattım zaten küçük bir köydü 15 hane vardı. Yine köyle ilgili sohbet ediyorduk farklı konularda konuşuyorduk. Zaman geçmişti,yatsıyıda kılmıştık. Ardından yataklar serildi,Ahmet Hocayı içerdeki odaya aldık. Bizde yine aynı şekilde salona serdik yatakları. Suat abi hadi Allah rahatlık versin hocam dedi. Hoca da size de evladım dedi. Tam o anda kapı çaldı,saate baktım gecenin onbiri,kim bu saatte dedim içimden. Kapıya doğru yöneldim. Kapı yine çalındı. Kalbim küt küt atıyordu. Kim o dedim. Benim Nihat,Aç dedi dışardaki ses. Gelen Haydardı. İçerdekilere bakıp açayımmı dedim sessizce. Ahmet hoca kafaasını salladı,aç dedi. O sırada aç lan hadi ya dedi kapıdaki ses. 

     Kapıyı açtım gelen Haydar dı,derin bir oh çektim. içeri girdi oturduk. Hocayla tanıştı,ardından okulundaki evde çok korktuğunu,geri döndüğünü söyledi. Suat abiye de abi sözünü dinlemedim affet dedi. Suat abi yok bende pişman oldum seni yolladığıma,iyiki geldin dedi. Sonra neden bu kadar geç kaldığını sorduk. Köy minibüsünü kaçırdığını ve saat 7:30 arabasını beklediğini söyledi. Yoldada minibüsün lastiği patlamış ancak gelebilmiş. 

     Neyse Haydara da aramızda bir yer yatağı yaptık,çok severdi yer yatağını;çocuk gibi girdi yatağa sonra Ahmet Hoca yanında getirdiği eşyalarla birlikte içeri geçti herkeas yattı. Uyurken son zamanlarda pek fazla rahatsız edilmediğimi hissettim belliki iki tarafta bana bir şey olmasını istemiyordu. eEmanetin yerini hatırlamıyordum. Hatırlamam iyi mi olur,kötü mü olur onu dahi bilmiyordum. Hiçbir fikrimde yoktu. Bu düşüncelerle uyuya kaldım. 

     Sabah uyandım,herkes kalkmıştı,kuşların cıvıltısıyla çok güzel bir kahvaltı yaptık. Damda çok hoş olurdu kahvaltılar. Herkesin yüzü gülüyordu. Sanki herşey normalleşiyordu. Neyse kahvaltı bitti,sofrayı topladık,aşşağı indik. Ahmet Hoca,oğlum siz köyde dolaşın isterseniz ama fazla uzaklaşmayın ama,bende evı manen kuvvetlendireyim dedi. Bi de çıra toplamamızı istedi. Tamam dedik,dışarıda gezmeye başladık. Konuşa konuşa geziyoruz. Birden Suat abi arkadaşlar çok uzaklaştık dönelim hadi dedi. Gerçekten hiç farketmemiştik,çayıra kadar gelmiştik. 

     Birden Haydar,abi şunlara bak dedi,işaret ettiği yeremet hoca biraz  baktık. İlerde teepelik bi   yerin üstünde bir eşşek birde köpek yanyana durmuş hareketsiz bir şekilde bize bakıyorlardı. Üçümüzde kaskatı kesildik. Haydar,abi bu yoksa demesiyle Suat abi kaçın çabuk koşun dedi. Arkadaş öyle bir koşuyoruz ki,yani şunu söyleyeyim belki abartıyor diyeceksiniz ama topuklarım kıcımı acıtıyordu böyle bir korku yok. Eve nasıl vardık nasıl yetiştik hatırlamıyorum ciddi anlamda korkmuştuk yine. Haydar, abi neydi onlar bi gariptiler ilk defa bi eşekle köpeğin yanyana durdsuğunu görüyorum dedi. Suat abi, ne olacak onlardı işte bizi takip ediyorlar anlaşılan dedi. Kapıyı çaldık,Ahmet hoca biraz beklemeden sonra kapıyı açtı. Ne oldu diye sordu bizi öyle görünce. Olayı anlattık,sakın bi daha uzaklaşmayın dedi. Bizi koruyanlarıda tehlikeye atıyorsunuz. Zaten sayıları az dedi. Orda akklıma geldi,peki hocam berzah kabilesi kaç kişi dedim. Ahmet hoca,deniz cini dışında 12 uşağı var bunlar ileri gelenleri rahatsız edenler de onlar dedi. Bu 12 kişi güçlü sayılır. Tedbirsiz yakalanmadıkları sürece yok etmek de zordur dedi.

     Hiçte az değildi,çünkü normal musallat vakaları bir cinle olurdu ama şu an karşımıdzda 12 tanesi birden vardı. Peki hocam,deniz cini onu nasıl alt edeceğiz ki dedim. O lanetlenmiştir,karaya çıkamaz ama uşaklarını yollar. Ha şunuda söyleyeyim,denize ya da denize dökülen derelere,nehirlere yaklaşınca dikkat edin en iyisi uzak durun hiç gitmeyin yoksa affetmez dedi. Suat abi, hamama bile gitmem bundan sonra deyince bilhassa oaralardan uzak durun kendisi gelmese bile birini yollar dedi,Ahmet hoca. Ardından eve geçtik bi daha da evden uzaklaşmadık tabi. 

     Ahmet hoca evi manen kuvvetlendiriyordu,bilhassa odada çok vakit harcıyordu bol bol dua ediyordu odada belki emaneti bulduktan sonrasına hazırlık yapıyordu. Artık sadece emanetin yerini hatırlamaya çalışıyordum. Ahmet hoca acele etmememi,zamanı gelince Allahın izniyle hatırlayacağımı ve kendimi hatırlamak için zorlamamı tembihliyordu. 

     Aradan 10 güne yakın bir zaman geçti. Köydeki bu 10 günlük zaman dililmi içerisinde ölen 2 köpek ve 1 kediden ve evde durup dururken çatlayan aynadan başka bir anormallik olmadı. Ta ki o güne kadar...

     Ben le Haydar köydeki bir komşumuzdan süt almaya gitmiştik. Neyse aldık eve döndük,eve bi girdim haydar da hemen evin önüne oturdu. Birden gözşerim Ahmet hocayla Suat abiyi aradı, ama yoktular salonda. Sonra içerden sesler geldi,kapıya yaklaştım ve beni tam bi düşünce karmaşasına iten o sözleri duydum. Ahmet hoca,Suat bu işi buralara kadar getirdik, sakın birşey belli etme yoksa çok kötü şeyler bizi bekliyor olacaktır dedi. Suat abide tamam hocam dedi.

     Hemen kapının yanında ki Haydarın yanına gittim. Hemen benimle gel dedim. Birlikyte sütü aldığımız yere doğru yürüdük. Lan oğlum hal mesele böyle böyle.hoca bir şey mi saklıyor acaba dedim. Yok oglum ne saklayacaklar,manyakmısın sen. Adam onca yolu senin için keeyfine gelmedi herhalde. Suat abiyidde mi tanımıyorsun dedi. Ama içime bir kurt düştü. Suat abiye sormalıyım dedi. Lan saçmalama ne soracan ne saklıyosunuz mu diyecen hem bi şey saklasalar  söylerler mi yada söyleseler çokta anlayacağız dedi. Doğru diyosun dedim. Lan hacı bunlar da kitabın peşine düşmüş olmasınlar dedim. Bokunu çıkardın ama dedi sinirli bir şekilde. Yuh yani adamların günahını alıyorsun hadi eve dönelim dedi. Tamam merak etmesinler dönelim hemen dedim. 

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin