Bir Psikoloğun Anıları 16

1K 43 7
                                    

     Telefonu kapatıp Sadık hocamın yanına gittim, üstünü giyiyordu." Kim ile konusuyordun ? " dedi." Asistanim Seher hanim ile , Kaan'in bulunduğunu söyledi." dedim." Gözümüz aydın." dedi gülerek." Siz kim ile konustunuz hocam ? " dedim üstümü giyerken." Hüseyin hoca ile görüştüm. Dun sana bahsettiğim kişi." dedi." Bu üniversite hocasimi yoksa o cinci hocalardan mı ? " diye sordum. Cevap vermedi anlamıştım cinci  hoca olduğunu." Hocam siz bize böyle kisilerden uzak durmamizi , guvenmemizi soylemememis miydiniz. Boyle hocaların tek derdinin para , mal ve mülk olduğunu soylemistiniz." dedim. Sadik Hoca elini omzuma koyarak " Ramazan sen bana ne kadar guveniyorsan bende ona o kadar güveniyorum." dedi." Ama... " diyemeden lafımı keserek " Ben sana onları söylerken seni uzak tutmak icin söylemiştim , bu işi ancak dini, ilimi yüksek kişiler çözebilir. inan bana." dedi." Peki hocam nasıl isterseniz." dedim. Arabaya binip yola koyulduk, Sadik hoca yolu tarif ediyor ben ise sürüyordum. Hocama dönüp " Peki hocam kim bu Hüseyin Hoca ? " diye sordum. Merak etme oglum oldukca ilim sahibi birisi hatta en iyisi.*** Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekanı." dedi.
     Uzunca bir yolculuğun ardından sahil kenarına doğru geldik , her tarafta villalar vardı. Bir tanesinin önüne gelerek arabadan indik. Çantamı aldım ve Sadık Hoca zile bastı. Bir kaç saniye sonra hizmetçi kadın gelerek " Buyrun ? " dedi." Hüseyin Bey ile görüşecektik , kendisi bekliyordu bizi. " dedi Sadık Hoca. Hizmetçi " Bir dakika haber veriyim. " dedi ve kapıyı kapattı. Bir kaç saniye sonra tekrar gelerek " Buyrun , Hüseyin Bey sizi bekliyor. " dedi. içeri girdik , ev oldukça büyüktü , içerisi çok lükstü. Salona geçtik , Sadık hoca " Selamun Aleyküm " dedi ve Hüseyin Hoca ile tokalaştı. Altmışlı yaşlarda , kısa boylu , yuvarlak suratlı kel bir adamdı Hüseyin Hoca." Aleyküm Selam hoşgeldiniz Sadık Hocam. " dedi." Hoşbulduk , buda Ramazan , eski öğrencim. " dedi. Hüseyin Hoca bana bakarak " Hoşgeldin delikanlı. " dedi." Hoşbulduk. " dedim. Bizi küçük bir odaya götürdü , hizmetçiden 3 tane kahve getirmesini söyledi. Odaya geçtik , bir kaç dakika sohbet etti Hüseyin ve Sadık hoca. Hizmetçi kahveleri getirdikten sonra Sadık Hoca oturuşunu düzelterek " Hüseyin Hocam , telefonda da bahsetmiştim , konuya gelelim isterseniz. " dedi." Tabi , dinliyorum. " dedi. Sadık Hoca bana döndü ve çantama baktı. Çantamı açarak cisimi Hüseyin hocaya uzattım. Sadık Hoca " Anlat istersen. " dedi. Başımdan geçen olayların hepsini tekrardan , yeri geldi çekinerek , yeri geldi korkarak anlatmaya başladım Hüseyin Hocaya.
     Hüseyin Hoca cisimi incelemeye başladı ve " Siz nasıl bir belaya bulaştınız böyle ? " dedi. Sadık Hoca " Bende aynısını söyledim. " dedi. Hoca cisime bakmaya devam ediyordu , cisimi ters çevirerek ortadaki yuvarlağın altına baktı. Birazcık uğraştıktan sonra hizmetçiye bağırarak bıçak istedi. Bir kaç saniye sonra bıçağı getirdi hizmetçi. Bıçak ile cisimin ortasındaki yuvarlağın arkasını zorlamaya başladı ve kapağı açtı. Oturduğum yerden hocaya doğru hareket ettim. Oranın açıldığını fark etmemiştim. Kapağı kaldırarak içine baktı. içinde yarısı yanmış bir kağıt , kağıt yanıklarının olduğu kül ve bir tutam saç vardı. Saç sarı ve kısaydı.Bu Kaan'ın çorabından çıkan saça benziyordu." Hocam Kaan anlatmıştı bu saçı , kendisininde çorabından çıkmış , annesine ait olduğunu söylemişti. " dedim. Hoca bıçağın ucuyla dokunarak " Emin misin ? " dedi." Evet. " dedim. Bıçak ile kağıdı açtı , dokunmuyordu. içinde arapça birşeyler yazıyordu fakat açar açmaz kapatması bir oldu." Ne oldu hocam ? " dedim." Okumamamız daha hayırlı. " dedi." Peki bunun ne olduğuna dair bir bilginiz var mı ? " dedim. Hoca kapağı tekrar kapatıp cisimi masasının üzerine koydu." Kaan'ın ailesinin , komşuları , akrabaları her hangi bir tanıdıklarıyla düşmanlığı var mıydı ? " dedi. Birkaç saniye düşündükten sonra " Kaan'ın babaannesi , onun sürekli annesine eziyet ettiğini , dövdüğünü söylemiş teyzesi ve anneannesi. " dedim. Hüseyin hoca elinde ki bıçağı masaya koyarak " Oğlum , gördüğüm kadarıyla bu cisim bir büyü. Bundan kesin olarak emin olamayız fakat anlattığın kadarıyla babaannesi tarafından yapılan büyü. Büyüyü babaannesinin yaptığını kabul edersek , aklıma şunlar geliyor : Kaan'ın babaannesi , annesini sürekli dövdüğünü söylemiş dedin. Buda onu sevmediğini karşılıyor. Yani oğluyla evlenmesini istemiyormuş. Buna engel olmak içinde sanırım böyle bir büyüye başvurmuş. Fakat bunu , annesinin adı neydi ? " dedi." Canan. " dedim." Bu büyüyü Canan'a yapmak yerine oğlu Kaan'a yapmayı tercih etmiş. Böylece ona daha çok zarar verebilirdi. " dedi." Peki hocam bizim gördüğümüz kabuslar , yaşadığımız olaylar ? " diye sordum." Yapılan büyü Kaan'ı herkesten uzak tutmaya , onu yalnızlaştırıp , hayatını mahvetmek için yapılmış. Ve ona yardım eden , el uzatan herkesede türlü kötülükler gelmiş. Senin ve meslektaşının gördüğü ve yaşadığı olaylar , anneannesinin felç olması ve ardından kızı tarafından öldürülmesi , Kaan'ın dayısı Kenan'ın hastalığı , anne ve babasının ölümü. Bunların hepsi bu söylediğimi doğruluyor." dedi.
     " Daha önce böyle birşey gördünüz mü ? " dedim." Bir kaç defa yaşadım. " dedi. Sadık Hoca öne atılarak " Peki çaresi var mı hocam ? " dedi. Hüseyin hoca bana dönerek " Kaan'ın babaannesi , ne zaman öldü ? " diye sordu." Sanırım Kaan doğmadan önce. " dedim. Hüseyin hoca derin bir nefes alarak " Tahmin ettiğim gibi , kendi canını vererek , torununun kini mahvetmiş. " dedi." Nasıl yani ? " dedim." Ortada bir anlaşma olduğu kesin. O varlıklar mala , mülke önem vermezler. Bu yüzden babaannesinin canı karşılığında anlaşmayı kabul etmişler." dedi." O varlıklar derken hocam ? Babaannesinin canının onlara ne faydası var ki ? " diye sordum." Adak. " dedi." Ne adağı ? " dedim." Şeytana. " dedi." Ne yani şeytana babaannesinin canını mı adadılar ? " dedim." Nasıl ki eski zamanlarda insanlar putlara taparken değerli malzemelerini götürüp verirlerdi , böylece sevap işlediğini tanrılarının (putlarının) katında yükseldiğini düşünürlerdi buda aynısı , şeytana olan bağlılıklarını göstermek için insanların canlarını adarlar. " dedi." Babaannesi kendi canını vererek Kaan'ı onlara musallat etti yani ? " dedi Sadık Hoca." Maalesef öyle. " dedi Hüseyin hoca. Babaannesi bu kadar mı nefret ediyordu onlardan , Kaandan ve annesinden." O zaman bu basit bir ritüel ile olacak bir şey değil öyle değil mi Hüseyin hocam ? " dedi Sadık hoca." Hiç sanmıyorum. " dedi." Neden , bunlarda sıradan cinler değiller mi ? " dedim." Onun içinde ki sıradan bir cin değil Ramazan , onların en güçlüsü , en eskisi , en kötüsü." dedi." için dekinin şeytan mı olduğunu düşünüyorsunuz ? " dedim." Umarım yanılıyorumdur. " dedi Hüseyin hoca çaresiz bir şekilde.
     Babaannesi büyü yapmıştı , hem de şeytan ile anlaşarak." Peki onunla konuşsak , sonuçta babaannesi öldü gitti. Onlara hiçbir faydası yok Kaan'a zarar vermenin. " dedim." Onlar insanlar gibi değildir. Bir anlaşma yaparlarsa eğer , sonucu ne olursa olsun ölene kadar bozmazlar. " dedi." Peki ne yapacağız , nasıl kurtulacağız ? " dedim." Büyü can verilerek yapılmış bir büyü , ancak can verilerek bozulabilir. " dedi.




Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin