Psikolog Hikayeleri Bölüm 3

1K 33 1
                                    

     Bak Mehmet abi.. Ben siz gittikten sonra boş boş oturmıyım odayı toplıyım dedim.. Yukarı kata çıktım içeri girdim, kolanyağı falan dolaba koydum tekrardan geldiğimde ışıklar sönmüş, mumlar yanmıştı, aynanın karşısında biri vardı ve aynaya bakıyordu... Küçük bir kız çocuğuydu bu çok şirindi dünyada bu kadar güzel bir kız görmemiştim daha, 2-3 dakika aynaya baktıktan sonra bana baktı " Gel" dedi sadece gel demesiyle hemen yanına koştum ardından işaret parmağıyla aynayı gösterip " Bak " dedi arkamı dönmemle... "
" Ne oldu kızım anlatsana "
" Hatırlamıyorum abi hatırlamıyorum Allah kahretsin ya ben bırakıcam işi "
Dedi 2-3 gün izin verdim Ebrar'a yanında kalmak istedim ama eve git dedi, bir şeyler aldım kafeteryadan ve arabayla eve gitmeye başladım, eve giderken son virajı almadan çantamı ofiste unuttuğumu fark ettim ve geri cevirdim direksiyonu.. Havada iyice kararmıştı zaten yağmur desen şiddetini arttırmıştı...
 
     Yapıcak bir şey yoktu bu Gülçin'in dosyasınıda bu gece bitirmem gerekiyordu iş aksasın istemezdim gittim ofise, yavaş yavaş girdim içeri kapıyı açtım.. Kimse yoktu ışıkları aça aça ilerliyorum ardından çantamı gördüm aldım, tam çıkıcakken içeriden bir ses geldi Ebrar'ın yaralandığı yani karanlık odadan bir çocuk vardı, " Yardım eder misin " dedi, gözlerimi ovuşturdum oradaydı, hemen Ebrar'ın dediği aklıma geldi kendimi nasıl dışarı attığımı size tarif edemem soluk soluğa kalmıştım, kalbimin ritimleri sayılamıyordu arabaya atlayıp eve geldim tekrardan.. Nazan aradı gelirken
" Neredesin Mehmet, çocuklar sen gelmeden uyumam diyor, artık bıraksan şu iş"
Dıtt Dıtt
" Alo alo NAZAN alo SES VERSENE KIZIM" telefon kapandı işkillenmiştim niye kapanmıştı ki şimdi bu derken bi daha çaldı
" Hat kesildi kusura bakma geliyorsun dimi hayatım"
"Yoldayım evet." diyip kapattım bende telefonu..
    
     Eve varır varmaz kapıyı çalıp içeri girmemle çocuklar üstüme atladı Nazan bana bakıyor gülümsüyordu
" Bak ne kadar özledi bu çocuklar seni, işine biraz ara versen diyorum çok kaptırıyorsun kendini"
" iş bu hayatım yapıcak bir şey yok, ben çalışmıyım sen çalışma nasıl geçinip gidicez.. Boğaz tokluğu işte, gelin len buraya bakın elimde ne vaaaar ! "
" Baba, baba onu ben alıcam, ya Mine dün yedi bana ver lütfeeeen"
" Burdada var sürpriz... "
Sevinmişlerdi çocuklar, onlar sevindikçe bende seviniyordum yüzleri gülüyor, sıcacık elleriyle bana sarılıyorlardı bundan daha güzel bir şey varmı ki dünyada..
Akşam yemeği olmasada gece yemeğine oturduk Pazar günleri beni beklemeden yemek yemezlerdi çünkü, çok güzel tavuk vardı yanında köfte, patates... Ohhh birde sütlaç yapmış Nazan yemede yanında yat valla yemekten sonra kızlar masal anlatmamı istedi 2-3 şey uydurduktan sonra uyuttum bunları Nazan'da uyumuştu bende bir duşa girip yatıyım dedim..
     Kıyafetlerimi çıkardım, banyoya girdim... Elime şampuanı döküp kafamı şampuanlamaya başladım köpürünce hoşuma gidiyordu, güzelcene yıkadım 2-3 kere yıkadıktan sonra vucüdumu kesip tıraş oldum... Daha sonra bornozumu giyip dışarı çıktım kıyafetlerimi aradı gözlerim.. Yoktu hiçbiryerde, " Lan bunlar daha demin burdaydı Nazaaaaaan" diye bağırdım, ev karanlık sadece banyonun lambası yanıyor bu koridorun lambasıda diğer uçta ve bizim yatak odamız var oradada bir süre kilitledim banyonun kapısını içeride bekledim.. garip garip sesler duydum.. "Gel" diyordu sürekli kafamın içinde sürekli bu kelime verdi "Gel" öyle güzel öyle şeffaf bir sesti ki insan sesine benzemeyecek kadar güzeldi şu ana kadar en son Orhan Gencebay dinlerken etkilenmiştim... Üşüdüm bir süre sonra bir titreme geldi bana, yeter artık dedim biraz hızlı adımlarla koridora gittim, ışığı açtım Nazan'a baktım yatağında yoktu örtü yerlere düşmüştü cam ise açıktı gidip camı kapattım çok esiyordu hava, daha sonra arkamı dönüp " Nazan" diye kısık bir sesle bir kez daha bağırdım, daha sonra çocukların odasından "Gel" sesini duymaya başladım "  sikecem ama gel sesini" diyordum içimden, yeter lan bana mı oyun oynuyorsunuz diye geçirip duruyordum içimden... Ardından sesin geldiği yöne doğru yani çocukların odasına gitmeye başladım.
    
     Nazan odanın başında dikilmiş bekliyordu Mine ve Zeynep korkudan yorganlarını başına kadar çekmiş hiç ses etmeden duruyorlardı, Mine beni farketmiş olucakki
" Baba baba çok korkuyorum" diye kısık bir sesle konuştu, odanın ışığını açtım ilk önce Nazan hala aynı duruyordu, gittim arkadan yavaş yavaş dokundum... Dokunduğum gibi yere seriliverdi, kolanya getirmeye gittim dolaptan odaya geldiğimde Nazan yoktu Mine :
" Baba Baba annem dışarı çıktı, çok hızlıydı baba çok korkuyoruz birden kayboldu lütfen bizi yalnız bırakma"
Ben hemen dış kapıya yöneldim Nazan sokak ortasında yürüyordu, sokak ortasında yatan hayvanlar Nazan'ı görünce birden ortadan kalkıyor havlayarak kenara çekiliyorlardı... Peşinden kostum hemen yolun ortasına doğru duraksadı bidaha daha sonra yere yattı.. Bu sefer yanına gittim hemen kucaklayıp eve getirdim.. Kapıyı ayağımla itekleyip odamıza bıraktım, kızlara gidip " Annen bizlere şaka yapmış ben birazdan gelicem ağlamayın kuzucuklar " diyip odanın ışığını kapatım yatak odasına yöneldim..
    
     Nazan orada koyduğum yerdeydi, alnımdan akan terleri silip geçtim bende yatağa, elimi sürdüm yüzüne, gözlerini açtı.
"Mehmet , mehmet ne oldu bana ? En son.. En son bi kız çocuğu vardı, beni çağırıyordu "Gel" diyordu. Nerede o şimdi ? Nasıl girdi buraya anlatsana mehmet.. Ne oldu bana anlat."
"Kabus gördün hayatım, takma kafana geçti." Diyebildim sadece boğazım düğümlendi hiç bir şey diyemedim.. Nazan'ı uyuttuktan sonra bende kapadım gözlerimi.. Çok kötü bir kabusla kalktım sabah ezanı okunurken.
Ebrar arıyor beni.. Gülçin gelmiş yine, çağırıyor telefondan ürkek, masum bir sesle, gidiyorum arabayla.. Dışarı da sanki ben varım dünya da sanki başka bi insan yok.. Gidiyorum evin önünde Ebrar duruyor, soruyorum ne oldu diye " içerde" diyor " Kim" diyorum camı işaret ediyor..O kız oradaydı gördüğüm, gördüğümüz kız orada bana bakıyordu gözleri yoktu, o masumluğu gitmişti.. Tekrardan Ebrar'a bakıyorum bu sefer Nazan beliriyor karşımda, "Yardım et" diyor kime diyorum "Kızlarımıza" diyor " Ne oldu diyorum" yukarıyı gösteriyor.. Mine ile Zeynep o küçük kızın yanında ağlıyor, koşuyorum yukarı karanlık odadan sesler geliyor, basıyorum lambaya açılmıyor, biri itekliyor, beni arkama dönüyorum Gülçin bu. ayakları ters dişleri kirli saçları bellerinde arkamda o kız beliriyor, odada sadece ikimiz kalıyoruz.. Elinde bir kağıt Gülçin'in çizdiği resim gösteriyor bana..
Uyandığımda sabah ezanı okunuyordu çok kötüydü abi böyle rüya olmazdı he birde o kağıt niye girmişti ki şimdi rüyaya çöp tü o ama onu almalıydım oradan.. Sabah ezanı da bitse de uyusam diyordun kendime..

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin