Cinnia Ölüm Yeri

1.6K 42 7
                                    

     Üstelik şöförde benim hayal gördüğümü sanıyordu lakin Allah çarpsın geldi boynuma yapıştı ya ben o kadar emindim ki bana dokunup bir şey söylediğine, daha sonra yola devam ettik üstüme kahve dökülmüştü peçeteyle felan birazcık sildik ama iz kalıcaktı.

Biraz muhabbet ettik söforle felan güzel bir adamdı , nişanlıydı ama 2 ay sonra askere gideceğini söyledi inşallah gidip gelirdi onun için tek umidim buydu. 2 saat sonra havalimanına geldik.

Ama şaşırmıştım, indiğim gibi beni havalimanında biri karşıladı ve yanında 1.70-75 boylarında bir kız mavi gözlü gibiydi kısa kızıl saçları vardı
"hoş geldin sen Kerem olmalısın, biliyorum biraz şaşıracaksın ama bu Elif psikiyatri uzmanı birlikte inceliyeceksiniz o köyü, sana yardımcı olucak"
Evet ortada bir köy vardı ama terkedilmiş olduğu yazıyordu kim yaşıyordu ki orda veya yaşıyan biri varmıydı, genelde ben tek çalışmayı severdim veya en fazla 1 kişi yardımcı alırdım o da zor görevlerde erkek olmak koşuluyla bir bayan ile ilk defa karşılaşıcaktım ardından elini uzattı.
"Merhaba, biraz kötü bir karşılaşma oldu ama ben Elif, dediği gibi psikiyatri uzmanıyım ve köylülerle roportaj yaparken size yardımcı olucağım efendim." diyip tebessüm etti
"Anlıyorum, ama uçağı kaçıracağız biraz daha konuşursak "
     Daha sonra birlikte uçağa bindik koltuklarımız yan yanaydı, biraz kendinden bahsetti.
"Bu benim 8. olayım ama hepsinde de aynı olayı yaşadım her seferinde bişey var diyip yolluyorlar beni ama hepside yalan dolan, 3 -4 kere cin saldırısı dediler çok gülüyorum hala aklımda o köyler,(hahahah) "
"Cinlere inanmıyor musunuz ? "
"Cinler mi cinlere kim inanır ki hep olsalar bile bu dünyaya giremez onlar, halbuki öyle bişey yok galiba sen inanıyor gibisin ? "
"Sayılır sonuçta Kur'an'da yazılı ayetler var. "
Ve 2-3 ayet okudum biraz güldü geçti ardından
" Biraz heyecanlı görünüyorsun, nedenini sorabilir miyim ? "
" Daha önce böyle vakalarla karşılaşmadım, genellikle cesetlerle olduğu için benim işim,, "
" hmm, anlıyorum "
Daha sonra Edirne'ye varana kadar uyuduk.
     Birden uçağın alçalmasıyla uyandım, Elif'i dürttüm uyandık uçaktan iner inmez amirim aradı " Kerem, havalimanının marketin orada bir araba var onu kullanıp istediğiniz yere gidebilirsiniz, bol şans diliyorum "
diyerek beni aradı "tamam, sağolun amirim " diyerek yetindim ardından arabaya geçtik anahtarı üstünde duruyordu, biraz eski ve tozluydu ama idare ederdi benzini fullenmişti, Misi köyüne yavaş yavaş gitmeye başladık.

Yolda Elif :
" Ben reportaj yaparken sakın araya girme lütfen tamam mı ? "
Diye sordu, ona karışmamamı istiyordu, ama ne yapabilirdim ki, bunu demek için biraz erken davranmıştım.
" Tamam sen işini yaparsın bende işimi yaparım nede olsa bu bir ekip çalışması dedim "
     Misi köyünü araya araya bulucaktık köye gitmeden önce cihaza yazdım ama öyle bir köy cihazda çıkmıyordu, anlaşılan işimiz vardı sora sora bulucaktık, bir köyün kahvesine geldik doluydu ben Elif 'e " dur bir yol tarifi alıp geliyim " dedim kafasını salladı.

Selamun Aleyküm diyip kahveden içeri girdim, bi masaya oturdum oturduğum masada zaten köyün muhtarı varmış sanşıma bak, ilk defa şans bana gülmüştü.

" Ya benim sizden bir ricam olucaktı, buralarda bir MiSi köyü vardı bilir misiniz ? "
" Misi mi ? Ne yapıcaksınız orayı evladım orası terkedilmiş bir köy. " dedi
" Yok abi, orada yerleşim olmuş, bize gelen bildirilerde öyle yazıyordu daha doğrusu , siz bana yinede bir tarif edin. "
Yol tarifini aldıktan sonra arabaya atladım sordu işte Elif aldınmı felan diye o iş bende diyerek başladık gitmeye.
     Köyün girişinde MiSi yazıyordu evet köy burasıydı fakat havada birden yağmur yağmaya başladı, köye girmiştik şu ana kadar görünen insan veya bir hayvan yoktu köyün kahvesine doğru giderken bir adam hayvanlarına yem veriyordu durup .
" Selamun aleyküm kolay gelsin dayı. "
" Hoşgeldiniz, ne arıyorsunuz burada evlat, bişey mi oldu "
" Yok ya öyle bi geziyorduk, buranın halkı nerede ? "
"Buralar gezilecek yerler değildir sana diyim, halki pek dışarı çıkmaz ama kahvede 2-3 kişi oturuyordu galba."
" Eyvallah " diyip çıktım kahveya doğru arabayı sürdüm tarifini almıştım.

Kahvede 6-7 kişi oturuyordu, içeri girdim Elif 'i arabada bırakmıştım, daha sonra içeri girip " Cümleden Selamun Aleyküm " dedim onlarda deminki köylünün dediği gibi
" Hosgeldin evladım, buyur otur dediler "
" Buradan 2-3 gün önce bir olay veyahut bir şey yaşandımı acaba ? " dedim.
" Vallahi biz öyle bişey ne duyduk ne gördük diyerek kafalarını salladılar "
Biraz havadan sudan konuştuktan sonra arabaya döndüm Elif arabada yoktu yalnız.
     Biraz etrafıma bakındıktan sonra deredeki köprünün oraya gittim Elif'i orada gördüm öyle dikilmiş bekliyordu.
" Orada ne yapıyosun Elif ? Kendine gelir misin lütfen, sana diyorum."
Bana bakıp güldü ama bu gülüş iyi miydi bilmiyorum gittim yanına biraz sarsaladıktan sonra kucağıma düştü, arabaya kadar taşıdım.
Kalıcak bir yer daha bulamamıştık onun için arabada Elif'in uyanmasını bekledim, 45 dakika sonra uyanmış bana bakıyordu.
" Ne oldu bana Kerem, neden başım ağrıyor "
" Seni köprüde gördüm, bana bakıp gülüyordun, daha sonra kucağıma düşüp bayıldın."
" En son arabanın camına biri vurmuştu, gerisini hatırlamıyorum."
Akşama doğru kalcak bir yer aradık kahveden birisi akşam bizim eve gelebilirsin seni ağırlarız dedi , olaylar başlıyordu .
      Kalıcağımız kişisinin ismi Hayri'di biraz göbeği vardı saçlarının üstü yok, yanlarında birazcık kalmıştı, burnu lazların ki gibiydi, tırnakları upuzundu neden kesmiyordu acaba ?

Bize evinde yer ayırmıştı karısı birde 8 yaşında bir kız çocuğu vardı çok tatlıydı.

O gece yemek yemek için önümüze bir sofra sunuldu tuz ekmek ve kemik suyu vardı, onu içtik karnımız çok açtı önümüze ne gelse yerdik. yemekten sonra döşeklere oturduk, evde televizyon yoktu.

Daha sonra ben bir lavaboya gitmek için çıktım, lavabo dışardaydı tuvalete gittim birden kapımı biri tıkladı, dolu diyebildim sadece, açtığımda kimse yoktu korktum pantalonumu toplayıp tuvaletin arkasına doğru gittim, havada biraz sis vardı ama sanki o evdeki küçük kız çocuğunu görmüştüm, gelsene buraya Zeliş dedim adı Zeliha idi bana " Sen gel " dedi biraz ilerledikten sonra koşmaya başladı ormanın içine gidiyordu.
     Arkasından gitsemmi diye ikilemde kaldım, arkasından koşarken birden taşa takıldım ve başım döndü, uyandığımda ağaçlarla çevrili bir yerdeydim, karşımda 3 tane siyah örtülü kişiler duruyordu isimlerini söylemiyeceğim, bana bakıyorlardı sanki bir de Zeliş orada ağlıyordu bir kundak vardı sanki Zeliş in yanına gittim.

Zeliha bak bana ne oldu dedim bana döndüğünde sadece alnında bir tane göz vardı Bismillahirrahmanirrahim diyerek bütün duaları okumaya başladım birden kenara çekildi kundağı işaret ederek " Aç" dedi

Kundağın üstü örtülüydü aldım açtım kanlı bir bebek vardı 3 tane gözü vardı ve kolları ile bacakları çok kısaydı Allah'ım kafayı yiyecektim.

Daha sonra Yatsı ezanı okunmaya başladı kara elbiseli olanlar hemen ağaçların yanına giderek çömeldiler bir rivayete göre zaten cinler yatsı ve sabah ezanı okunurken ağaçların altına eğilirlermiş. Bunlar cin olmalıydı başım daha çok dönüyordu.



Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin