Psikolog Hikayeleri Bölüm 6

992 38 9
                                    

" Eyyy ademden gelme, çamurdan olma insanoğlu... Şüphesiz biz istediğimizi alırız, yaptığımız söze ihanet edeninde cezasını veririz... Biz bize yapılan yanlışa boyun eğicek değiliz.. Biz ateşten olma şeytandan gelmeyiz.. Sizden üstünüz ve üstün olucağız.. " ( yazılar farsça lakin ben buraya Türkçe anlamını atmaya calıştım. )

" Bu ne böyle " dedim, tebessüm ettim ardından... kağıdı buruşturdum.. çantama koydum lazım olur diye lakin bir insanın yazdığı çok belliydi...
Gülçin'in annesini yan odaya Ebrar ile beraber bırakmıştım..
Sesler gelmeye başladı... Gittim
" Ne oluyor burada "
Gülçin'in annesi depresyona girmiş gibiydi, eline ne geçerse atıyor, kırıyordu... Bir Ebrar'a vurmadığı kalmıştı...
Zar zor da olsa sakinleştirdik.. Polisler geldi aşağıya gidip kapıyı açtım onlara...
Yukarıya çıkardım... Kimse bir şey demiyordu yukarı çıkarken lakin içlerinden kendi kanaatimce kıdemli olan biri
" Umarım bizi boş işler için meşgül etmiyorsunuzdur" diye mırıldandı...
Sustum ben hiç konuşmadan odaya götürdüm... Gösterdim cesedi... Olanları anlatıp bir de çıkan kağıdı gösterdim bunlara...

" Bu ceset.. Bu cesedin ne işi var burada ? "
" Bilmiyorum memur bey... Ben buraya hastamı ziyarete geldim ve bununla karşılaştım.. inanın elim ayağım titriyor, cesedin ölümünün üzerinden 2 yıl geçtiği söyleniyor fakat hala çürümemiş.. bu sizcede ilginç değil mi ? "
" 2 Yıl geçtiğini nereden biliyorsunuz ? "
Ardından çağırdım Gülçin'in annesini sakinleşmişti biraz.. Konuşmaya başladı
" Kendi gözlerimle gömdüm kocamı toprağa... Dağ gibi adamdı ne bir günahı ne bir suçu vardı.. Kendi halinde takılır ara sıra kahveye giderdi.. anlamadım bunun burada ne işi var ALLAH'IMMMMMMMMM" diyip bayıldı...
Polisler cesedi alıp otopsiye incelemek için götürüceklerini söylediler ve destek ekip istediler.. Başım ağrıyacaktı belliydi..
Ardından aşağıdaki odadan gelen sesleri sordular
" O benim hastam Psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum, oraya kilitledik çünkü etrafına zarar veriyor.."
" Bize onu göstermenizi istiyorum."
" Tabi memur bey buyrun bir dakika Ebrar.. Ebrar anahtarı getirir misin ? "
Ardından aşağı inip Gülçin'in 'ın odasının kapısını açtım..
Gülçin yatağında yatıyordu.. Polisler uyandırdı. Sanki daha önce delirmemiş 5 yaşında çocukmuş gibi kalktı, konuşması diksiyonu hitabeti her şeyi normaldi... ben bile şaşırmıştım o deli kız gitmiş yerine başka biri gelmişti sanki
" Bumu deli olan hasta ? "
" Doktor bey yemin ederim.. Bu o değil vallahi bakın"
" Lütfen devamını emniyette anlatırsınız"
Diyip emniyete zütürdüler...
Ebrar'a evde kalmasını Gülçin'e bakmasını söyledim. Gülçin'in annesi ile birlikte emniyete gitmeye başladık, kadın bayılmaktan ölü gibiydi, nasıl sorguda cevap vericekti acaba.. Hiç acıma yok bu insanlarda...

Emniyete gittik, sorgularımızı verip tam çıkıcakken bir amir
" Hey siz burada kalıyorsunuz."
Gülçin'in annesine demişti bunu ama neden ? Kadın zaten perişan bir haldeydi, sorguda da normal şeyleri cevaplamıştı, hiç bir terslik.. Kuşku yoktu yani.
" Amir bey neden peki ?"
"En azından otopsi sonçları çıkana kadar bizimle kalmalı, şu ana kadar sn şüpheli şahıs o "
"Sen git evladım, Gülçin sana emanet"
Diyebildi sadece kadında pgiboloji diye bir şey kalmamıştı çünkü..
Çiftliğe gitmeye başladım.. O arada ne olur olmaz diye Ebrar'ın telefonunu almıştım.. Nazan'ı aradım..
" Alo mehmet sen misin ?"
" Ağlıyor musun sen ?"
" Ben ben hiç iyi değilim mehmet"
"Çocukları al bur... "
"Aloo, alooo Nazan? Nazan ne oluyor"
Ardından Mine ile Zeynep'in bağırış seslerini duydum ve telefon kapandı..
Ne yapıcaktım şimdi, çiftliğe mi gidicektim yoksa eve mi ?
Ne yapıcaksam hızlı karar vermem gerekiyordu..

Doğru olanı seçtiğimden emin olmadan bizim eve doğru yola koyuldum...
Çünkü Nazan'ın sesi çok kötü geliyordu. Ebrar'da evdeydi sonuçta başın ne gelebilirdi ki ?
Eve yaklaşırken telefonum çaldı, arayan Nazan'dı, hiç bekletmeden açtım..
" Gel " diyordu
"Nazan, Nazan o konuşan kim " dedim saçma bir şekilde Nazan'ın sesinden başka her şeye benziyordu, ama ürkmedim değil çünkü bu sesi daha öncelerde duymuştum...
Evin bahçesine geldim, bütün ışıklar kapalıydı, kapıyı anahtar ile açıp eve ilk asımı mı attım.. Çok sessizdi.
"Nazan ?"
"Nazan ben geldim hayatım"
Bütün odalar kapalı, hiç olmadığı kadar sessizdi ev.. Hem mine ile Zeynep'in kavga seside gelmiyordu kulaklarıma..
Biraz daha ilerledim, koridorun ışığını açtım, ortalıkta kimse yoktu, 2 tane odaya girdim ( mutfak ve çamaşırhane) boştu biraz daha ilerleyip
" Acaba Nazan çocukları uyutuken kendi demi uyudu ? " dedim.
Çocuk odasına girdiğimde bir yatakta 2 tane kafa belirdi, ilkte gidip kapıyı kitledim sonra ışığı açtım.
" Kızlar korkmayın, korkmayın bakıyım, ne oldu size ? Mine anlat ne oldu ? Annen nerede ?"
" Ba ba ba baaaa"
Hıçkırıyordu çocuk, konuşamıyordu, bi 10 dakika sonra
" Annem, annem bize çok kötü şeyler yaptı, gelip vurdu, Zeynep'in saçını kesip yedi.. Bıçaklamaya çalıştı ama en son bayıldı."
"Bayıldı mı ? Nerede bayıldı ?"
"Televizyon izlediğimiz salonda"
" Tamam siz burada bekleyin, ben annnizi bulucam"
Dedim, açtım odanın kilidini..

ilk önce salona doğru ilerledim, ışığı açıp etrafa baktım... Odanın içi dağılmış masalar, sehpaların hepsi yerlerde koltukların yünü çıkmış bir şekilde duruyor..
" Nazan ? Nazan ? "
Diye bağırdım kimse ses vermedi.. Cam açık kalmıştı ve etraftaki her şeyi rüzgar dağıtıyordu kapatmak için gittiğimde Nazan'ı aşağıdaki bankta gördüm.. Bahçemizde ki bankta oturmuş öylece bekliyordu, sanki ağzını ara sıra kıpırdatıyor bir şeyler söylüyordu.
Hemen ayakkabılarımı giyip aşağıya doğru koşmaya başladım..
Nazan'ın yanına gittim, elinden tuttum... Her yeri beyazlamış adeta beti benzi atmıştı...
" Nazan hayatım ne oldu sana, iyi misin ? Nazan bana bak Nazan "


Bir süre konuşmadı, dudağını kapayıp aralamaya devam etti, bekledim.. Yukarı çıkarmaya çalıştım, hareket etmeyince üzerimdeki montu giydirdim ona.. Bekledim.
" Mehmet , ben ben.. gördüm"
" Neyi gördün hayatım, ne oldu sana niye böyle şeyler yaptın"
" Ben yapmadım o yaptı"
" Kim o kim"
Eliyle bir yeri işaret etti... O tarafa doğru baktım bir kız çoçuğu vardı... Gülüyordu hiç konuşmuyor ona bakıyorduk.
" Yeter artık Yeter " diyip yanına koşmaya başladım, koştukça sanki daha çok uzaklaşıyor yanına gitmek için yıllar gerekiyordu.. Bir müddet koşmaya devam ettim ama kayboldu ortalıktan...
" Mehmet buraya gel mehmet neden o tarafa gidiyorsun"
" Onun için, sen dedin ya görmedin mi sende ? "
" Neyi ? Neyi görmedim, mehmet neden burdayız ne oldu bana başım, başım çok kötü ağırıyor"
" Sen beni aramadın mı, evi sen dağıtmadın mı, kızlara sen vurmadın mı ? "
" Ne diyosun sen, ben hiç bir şey hatırlamıyorum ne oldu bana ? Mehmet konuş çıldırtma beni mehmet"
Tuttum elinden yukarıya çıkardım, kızların yanına götürdüm, kızlar annelerini görünce daha önce korkmadıkları gibi korktular
" Kızlar ne oluyor niye böyle yapıyorsunuz ? "
dedi olanları falan anlattılar, içerisini gösterdim, " Bunları ben mi yaptım" dedi bana
" Ama beni sen aradın, onu da mı hatırlamıyorsun ? " dedim, kafasını salladı...
Ebrar'da Gülçin'lerin evinde tek kalmıştı, kız orada uzun süredir bekliyordu burayıda bırakamazdım.. Nazan'ın durumunu sonra öğrenirim diyip evdeki bütün herkesi dışarı çıkartıp komşumuz olan 70'li yaşlarda Serpil ve Cemil enişteye bıraktım..
Tekrardan Gülçin'lerin eve doğru gitmeye başladım.

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin