Onlarin Padisahi 6

1.8K 37 0
                                    

      Sonra Suat abi önce bana ardından hocaya bakarak anlatmaya başladı. Hocam bi nehrin ortasındaydım nehir hızlıca akıyordu ama bulunduğum sandal hareket dahi etmiyordu sabit bi yerde duruyordum. Sağ tarafımdan da sol tarafımdan da sesler geliyordu. Sesler o kadar karışıktı ki hiç bi şey anlayamıyordum. Ardından nehrin ilerisinde tam karşımda bi şey dikkati mi çekti hava kapalıydı ve kararmak üzereydi sanki yağmur yağacakmış gibi bulutlar vardı griydi gökyüzü. Dikkatimi çeken o karartı büyüdü büyüdü büyüdü ve devasa bi hale geldi hava karardı birden. Birden bi ses gelmeye başladı. Sol tarafımdan geldi tam hatırlamıyorum ama. Sen bizimle ol diye. Diğer taraftan biri sinirli bi şekilde bağırdı anlaşmaya uy ey ademoğlu dedi. Ben ağlamaya başladım beni rahat bırakın dedim. Sonra sol taraftan biri seslendi ya gel ya öl diye. Sağ taraftan biri ise ona cevap verdi siz öleceksiniz hemde hepiniz dedi. Tam o anda o karartı öyle büyüdü öyle büyüdü ki her taraf zifiri karanlık oldu sonrada bağırarak Allahım dediğimi hatırlıyorum. Baktım ikiniz başımdasınız.
     Ahmet hoca çömeldiği yerden ayağa kalktı bu iş çok büyüdü böyle devam ederse bi kaç alim arkadaşıma haber vermek zorundayım dedi. Hocam zaten işler çok büyük kitabı ele geçirirlerse tüm insanları ve cinleri etkisine alacak demiştiniz. Oğlum dedi tüm insanlara bulaşmayı göze alamazlar kaç tane alim var insanlarda tahmin ediyorlardır. Hatta bizim kadar olmasada cinlerinde alimleri var hepsini karşılarına alırlarsa kaybederler. Hem emaneti kullanabilmek içinde belliki çok büyük bi ilim gerekiyor ve emin ol bunlar emellerine ulaşamayacak. Sen tüm insanlar için korkuyu bi kenara bırakta bizim için tasalan çünkü en büyük risk bizde. Kitap bulunsa napacaz bulunmasa napacaz diye şimdiden düşünmeliyiz dedi.
     Suat abi biraz daha kendine gelir gibi oldu. Hocam dedi bu nasıl bi iş düşündüğüm şey mi rüyanın anlamı dedi. Hoca düşündüğünden şüphem yok Suat berzah kabilesi sana davette bulunmuş bizim tarafımıza geç diye. Ben artık aklımı yitiriyordum ya her şey besbelli ortadaydı yada işin içinde çok büyük bir oyun vardı. Neyse herkes toparlandı gitme vakti gelmişti. Hoca kardeşine ben gelene kadar evden çıkma diye sıkı sıkı tembihledi. Camiye geçtik namazı kıldık ardından arabaya bindik yola çıkmıştık. Bu işi çözme vakti gelmişti artık. Ama bu şekilde olacağını tahmin edemezdim.
     Benle Suat abi önde Ahmet hoca arkada oturuyordu. Yolda havadan sudan konuştuk pek fazla önemli değildi konuştuklarımız. Sonra Suat abi Hocam ben Ali abiyi görünce çok üzülüyorum ama bugün gördüm ki alışmışım bu haline zaman nasılda hızlı geçiyor dedi. Hoca, ya sorma oğlum işte insanın değeri kendi elindedir dedi. Bak çıldırdı gitti dedi. Bende direk olarak Ali kim abi dedim. Köyde gördüğümüz deli var ya o dedi. Neden çıldırmış dedim ki arkadaki hocaya dönerek. Sorma evladım sorma tutturmuştu burda gömü var ha gömü var bu köyde çok altın var her yerinde defineler kaynıyor diye. Gece gündüz arıyordu. Sonra yapmaması gereken şeyler yaptı. Yukarı ki köydeki kendine hoca diyen bi büyücünün yanına gitti onunla defineyi bulma konusunda anlaştı. Ben yapma etme bu adamdan uzak dur dedim ama dinletemedim. Sonra büyücü bunla yeri buldu bu kazarken altın bulacağını ümit ediyordu ama büyücü besbelli ki orada ihtiyacı olan bir şeyi arıyordu.O gece onlar gömüdeyken Alinin evinde karısı ve çocuğu paramparça bi halde bulundular .Bu büyücüde kayıplara karıştı. Bu garibimde aklını yitirdi. Sorma hocam kaç kere göbek atarak karımıda oğlumuda altına sattım derken gördüm onu dedi suat abi. Yahu millet kaşınır bulaşır bunlara, ben hiç bi şey yapmadım bela geldi beni buldu diye düşünüyordum. Ah oğlum dedi aslında ben büyücüden çok önceden şüphelenmiştim ama Aliye olan oldu o büyücüde artık buraları terk etti.
     Yıllar önce sen küçükken bi genç vardı evlenmek isterdi. Bana geldi hayırlı bi kısmet arıyorum hocam dedi. Bende ona dua etmesini her zaman Allahtan istemesini ve sabretmesini tembihledim. Bu darıldı gücendi kalktı gitti. Benden sonra bu, büyücü hocaya gitmiş meseleyi anlatmış. Hocada akşam ezanından sonra dağın tepesindeki ormana gel demiş tamam demiş buda. Eve gidip annesine sana gelin getireceğim demiş. Annesi yapma etme diye yalvarmış bakmış gidecek, caminin genç bi hocası var ona gitmiş. Bu genç hocada sezmiş bu büyücüyle alakalı şeyleri ama oda bi şey yapamamış. Bunlar bizim köye geldi meseleyi anlattı.
     Genç hoca bana hocam bu işte bi iş var dağın tepesinden nerden getirecek kızı dedi. Bende rahatsız oldum. Hemen bunların köye yola çıktık. Annesi çok ağlıyordu hoca nasıl bunu dağa yollar diyordu. Bende dualar etmeye başlamıştım aklıma gelen olmaz inşaallah diyordum. Köye vardık hızlıca köyün arka tarafına ilerliyorduk köydeki gençler bi taşın üzerinde oturuyordu. Bizi gördüler selam verdiler annesi oğlunu sordu. Görmedik teyze dediler. Sonra içlerinden biri dağın tepesini gösterdi. Hocam sesler geliyor herhalde ışıkların geldiği yerden dedi. Bende o sıra farketmiştim davul sesi geliyordu o yönde çok az olmasına rağmen ışıklar vardı. Dağın başından kimsenin olmadığının emin olduğumuz dağın başından davul sesi geliyordu. Neyse çocuğun annesine sen burda kal dedim. Genç hocayı aldım dağa doğru çıkmaya başladık. Köy dağın yamacında olmasına rağmen çok uzun sürdü tepeye çıkmamız. Ardından tepeye vardık ışıkları gördük tam girecez ormana birden sesler kesildi ışıklar söndü. Biz ilerlemeye devam ettik elimizde bi tek gaz lambası var ilerledik ilerledik bi baktık ki bu çocuk bi kürsüde öyle sessizce oturuyor neyse çocuğu aldık konuşmaya çalıştık ama yok çocuk tek kelime etmiyor. Oğlum burda ne işin var, kim getirdi seni buraya diyorumses çıkarmıyor. Oğlum hadi gel bak annen bekliyor dedim benle genç hoca koluna girdik. Birden bağırmaya başladı anneme söyleyin beklemesin. Karımda bekliyor ona gidecem dedi beni ve hocayı iteledi ve ormana dalarak kayboldu.
     Hocam peki sen orda anlamadın mı hocanın aslında büyücü olduğunu dedim. Sezdim oğlum bi şeyler. Hemen genç hocayla köye indik. Ben, annesi, genç hoca ve köylülerden bi kaç erkek bu sözde hocaya gittik. Nasıl yaparsın böyle bi şey dedik bu inkar etti. Yeminler etti hocam kandırmışlar bunu bana geldi. Önce sana gelmiş sen demişsin dağa git diye bende hoca böyle şeyler demez çabuk git evine dedim bol bol tembihledim dedi. Hepimizin kafasını bulandırdı. Orda ispatlayamadık işte. Anneside harap oldu mahvoldu oğlunun, bu hoca bana dağda seni bekliyorum dediğini söyledi. Tek oğlunu kaybettikten sonra her gün dağlara gidip oğlunu arıyormuş. En son gidişindede bi daha gelmemiş işte. O büyücünün katli vacibmiş hocam dedi Suat abi bende kafamı salladım içtenlikle katıldığımı belli etmek istercesine.

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin