Psikolog Hikayeleri Bölüm 7

984 43 4
                                    

Arabada ilerlerken bir yandan Hasan amcayı yani Gülçin'in babasını bir yandan da o mektubu düşünüyordum, nasıl olurdu da böyle bir şey olabilirdi ki ? Kim ne amaçla ölmüş olan birisini odaya taşısın ki ? Yoksa hiç gömmediler de Gülçin'in annesi bana oyun mu oynuyordu ?
Evin bahçesinin içine girdim Gülçin'in ışığı yanıyordu, kapı açıktı tam eve girecekken bir ses işittim.
" Defol" bu eve 2. defa girişimdi ve daha öncede böyle bir ses duymuştum.. Bu sefer sesin çıktığı tarafa doğru yöneldim... Aklımda bunu söyleyen her kimse onu dövmek, korkutmak vardı ama ses vardı görüntü yoktu...
Açtım kapıyı girdim içeriye... Bir ağlama sesi geliyordu lavabodan.. Ebrar'ın sesine benzettim koşarak lavaboya gittim..
" Ebrar... Ebrar bu halin ne ? Ne oldu sana EBRAR burada ne oldu Ebrar?!

Endişelenme Mehmet abi iyiyim"
Dedi, bu cümleyi kurması beni rahatlatmıştı.
" Neden bu haldesin ? "
" Gülçin... Yemek istedi benden, sesi çok zarif geliyordu böyle yapıcağını hiç tahmin etmeden mutfağa gidip 2-3 bir şey hazırladım, kapıyı açtım."
" Kızım parça parça anlatma noldu ?"
" Üstüme saldırdı aniden, çizdi tırmaladı, bende itekledim, kafasını bir yere çarptı ve bayıldı ama ölmedi, daha sonra yatağına taşıdım, şimdi ne yapıyor bilmiyorum."
" Gel şunları iyice temizleyelim"
Diyip yaralarını sardık, Ebrar'a telefonunu verdim, mesajlarını okuduö bir müddet sevgili vardı.. Adı Reşit idi galiba tam hatırlıyamıyorum, konuştular..
" Müsade edersen dışarı çıkıp konuşmak istiyorum"
Dedi
" Söylemene bile gerek yok"
Dedim, biraz bir şeyler yedik Ebrar ile birlikte, yemekten sonra.
" Bugün çok yorulduk ben son kez Gülçin'in odasına gidiceğim sen yat"
Dedim.

Yatağında uzanmış, etrafa dışkısını gidermişti, çok dayanılmaz bir koku vardı, yemeklere dokunmamıştı, yüzü beyaz, dudakları şişti, ağzından nefes alıyordu ve her yeri çizik içerisindeydi.. Uyandırıp konuşmak istemedim, uyanmadı bende yukarı çıkmaya başladım ama ilk defa bu kadar zorlu bir hastayla karşılaşıyordum.
Bana olan yatağa geçtim Gülçin'in annesi sağolsun hazırlamıştı, gittip, şarj makinesini almıştım evden ilk önce sarj ettim telefonu, sobaya gidip odun attım, başında yatıp çıkan gölgeleri izledim ( çok güzel bir görüntü oluşur) izledim ama uyumuş olucam ki bir rüya gördüm.

---

Alt kapının açılma sesiyle uyanmıştım, hava karanlık daha sabah olmamıştı, soba sönüktü, camdan kafamı uzattım ilk önce, kimse gözükmemişti, odamdan çıktım, ayak sesleri geliyordu birisi üst kata çıkıyor olmalıydı... ilkte Gülçin'in annesidir diye endişelenmedim, gidip nasıl geldiğini sorucaktım... Arkasından onu takip etmeye başladım ama attığı her adımdan sonra yerde kan izleri vardı... Yavaş yavaş gitmeye başladım, yerdeki kan izlerine
"Gel" sesleri eşlik ediyordu. Korktum gitmiyecektim o odaya arkamı döndüğümde Ebrar'ı gördüm ağzı yüzü kan içindeydi
" Gülçin'e yardım et"
Diyip yere yığıldı uyandırmaya çalıştım ama uyanmadı, Gülçin'in odasına doğru tekrardan yol aldım, sesler geliyordu... Kahkaha sesleriydi bunlar. Girdim içeri, o kız vardı yine rüyalarımıza giren o kız.. Gülçin'i bıçaklamış elindeki bıçağı yalıyordu bana bakıp güldü, ardından arkamı döndüm, Nazan, Mine, Zeynep Cemil amcalar hepsi arkamda bana gülüyorlardı, birden gözleri kararmaya saçları uzamaya başladı, ayaklarının şekilleri değişiyordu...

---

Çok korkmuş olucam ki uyandığımda terler akmıştı başımdan.. Soba hala yanıyordu gidip sönmesin diye odun attım, telefona baktım.
12 Cevapsız arama vardı...

Hepside aynı kişidendi Cemil amcadandı yani... Neydi bu şimdi saatte gecenin 3'ydü arasam mı aramasam mı diye tereddütteyken aşağıdan bir vazo kırılma sesi geldi... Hem o rüyayı görmüşüm hem bu telefon aramaları iyice çılgına döndüm... Gidip bakamazdım, bekledim sobanın başında Gülçin'in annesidir diye ama hiç araba seside duymamıştım, hani bırakıcak olsalar gecenin bu saatinde kadın nasıl döndün ?
Artık inandırmıştım kendimi Gülçin'in annesinin geldiğine tam dalıcakken Ebrar'ın bağırış sesini duydum, ardından Gülçin'de bağırdı Ebrar bağırınca.
Hemen kapıyı açıp, baktım salona Ebrar'ı gördüm elleri yüzünde... Ama korkulacak bir şey yoktu Gülçin'in annesi gelmiş yanında da 2 polis... Bırakmak içinmiş, ama bu aksiyon bu kadar yetmişti bana.
Ebrar'da " Kusura bakmayın bir an."
" Bir an ne " diye sordu polisler
" Hırsız sandım"
dediler, galiba ofisteki olaylar falan Ebrar'ı da etkilemiş olsa gerek... Hepimiz ardından yatağa geçtik sabah olsada şu işi bitirsem artık diyordum çünkü cidden çok uzamıştı... Bir hastayla bu kadar derinden ilgilendiğimi hatırlamıyorum...
     Verdiği adres biraz uzaktı, oraya gidene kadar tek kelime etmedik Ebrar ile..
Evin kapısının önünde biri duruyordu, içeri girdik, hocanın nerede olduğunu sordum, cevap vermedi, 2. Kata çıktık Ebrar ile bütün odalara baktık, en sonunda Hoca, Gülçin ve annesi bir yerde oturmuş Hoca bir şeyler söylüyordu...
Gittiğim gibi tuttum Gülçin'in elinden
" Yürüyün gidiyoruz buradan, hurafelere yedirecek para yok sizde çabuk"
" Evladım bırak da bu işi ehli kişiler yapsın"
" Ne ehli kişisi sen değilmiydin dermanıma çare yok diyen"
" Öyle ama.."
Derken hoca girdi araya
" Bak evladım ben bu işi ne para için yaparım ne de çıkar, benim amacın insanları rahata kavuşturmaktır"
" hadi oradan sahtekar " dedim adama bakarak.
Hiç bir şey demedi bana...
Ardından Gülçin'i kaldırayım falan derken çantam yere düştü ve yığıldı bütün evraklar artık şansmı dersiniz tesadüf mü bilmem ama Gülçin'in çizdiği resimde hocanın önüne uçtu..
Hoca gözlerin ovuşturup resime baktı sadece aldı eline soonra tam yakıcakken
" Bırakın onu ben sizin işinize karışıyor muyum ?" Dedim
" Bu... Bunun ne olduğunu biliyoor musun sen ?"
" Neymiş bu ?"
" Zuzula kabilesinden "Murab" isimli bir cin.. Allah'ım bu resimi nasıl çizer bu"
ilkte şaşırdım bu hoca denen şahış "Murab" ı nereden biliyordu ki ardından bir soru daha sordu.
" Hiç sizin veya sizin ailenizden biri küçük tatlı bir kız çocuğu gördü mü ? "
Dedi, ağladım ben o an..
" Evet" dedim bir kağıt bulmuştun ya hani Gülçin'in babasının tabutunun üzerinde onuda çıkarıp uzattım..
" Subhanallah, ne yapmış bu şerefsiz"
Dedi, ilk defa bu kadar kızdığı gördüm.
" Ne oldu" dedim ..
     Korkak gözlerle bana baktı hoca... Ardından Gülçin ve annesine.. Acırcasına
" Senin kocan, senin kocan satmış seni"
" Ne diyosun sen hoca, destur ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu kızım o benim"
" Maddi satmaktan bahsetmiyorum bacım ben... Bu anlaşma insan ile cinniler ( cannlar ) arasındadır... Son zamanlarda malınızda artış veyahut zenginliğiniz oldu mu "
" Tövbeler olsun " dedi Gülçin'in annesi
" Kocam ölmeden önce çiftlik evi aldı bize, hep bana altın, mücevher getirir her gece kim olduğu belirsiz insanlarla gezerdi... Allah'ım ne yapıcam ben şimdi"
Ben söze girdim aradan..
" Senin yalan atmadığını nereden bilcez düzenbaz çok bu devirde.."
" Dışarıda in bak aşağıya" dedi hoca
Baktım, her yerde insan olduklarını seçemediğim kişiler vardı, bir sürüydü, ellerin ayaklarım boşaldı..
" Bu insanlar neden burada" dedim
Birde Ebrar'ı işaret ederek sen de bak dedi.
Ebrar bir şey göremediğini söyledi ve hoca bana dönüp :
" Oğlum senin 3. Gözün açılmış, kalbinin gözü açılmış, kendini koru o şerrlilerden, sen buraya gelmeden bir şey yapmışssın onlara."
Anlattım yaptığım şeyleri içine "girmiş bedenine sahip olmuş birisini öldürmüşsün, halbuki anlaşmada kızının bedenini onlara vermiş babası, artık sende onların gözünde bir düşmansın" dedi
" Ben.. Ben bilerek," derken Allah kelamı çıktı ağzımdan şu ana kadar Allah'a inanmayan ben Allah'ı arıyordum.
" Ben ben onlara inanmıyorum hocam, yalan yalan" diyip etrafa saldırdım, delirmişmiydim ben acaba...
Ardından bi su getirdi hoca abdest aldırıp şehadet getirtti bana...
Şimdi olanlara nasıl bu yaşıma kadar dayanmışım bilemiyorum

Türkiye De Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olayları 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin