B.68

171 16 28
                                    

-Oppa dedi kızlar aynı anda. Ona baktım. Üç gün öncesine kadar daha da çökmüş duruyordu. Daha kötü gözüküyordu. Eminim bende o kadar kötü gözüküyordum çünkü 3 günde öğrendiğim şeyler akıl karı değildi. 

-Kızların bir suçu yok. Ben yardım istedim dediğinde aracın üzerindeki çantaya doğru gitti. Çocuklar iki yana açıldı. Çantaya baktı ve ona ait olan silahı aldı. Bana doğru tuttuğunda yerimden kıpırdamadım. Kimse ağzını açmadı. 

-Bu silah ağır dedi ve silahı yerine bıraktı. Bana doğru geldi ve belinden başka bir silah çıkardı. Arkama dolandı ve ellerini önümde birleştirdi. Arkadan sarılıyor gibi duruyordu şuan ve silahı ellerimin arasına bıraktı. Ellerimden tutup kaldırdı ve nişan aldı. 

-Daha hafif, daha kolay kullanımı var dediğinde nefesi boynuma değiyordu. Bir anda benden uzaklaştığında derin bir nefes verdim. 

-Bana üvey abin olduğunu söylemedin. Abim dedin

-Bu konu seni ilgilendirmez de ondan. Sadece kızlardan bir iyilik istedim. Senin aksine bazılarında hala hatırım varmış

-Bende de hatırın var Ji Eun. Olmasaydı o evi bombalardım ama sen oradaydın diye yapmadım dediğinde arabaya yaslandı. Göz göze geldik. 

-Sakın yapma Jiyong

-Neyi ? dediğinde yutkundum ve kafamı sağa çevirdim. Yine yapıyordu. Yine oynuyordu benimle ama bu sefer ben düşmeyecektim. Artık oyun istemiyordum. 

-Gidiyorum. Kızların bir suçu yok dedim ve çantayı aldım. 

-Kızların suçu var dediğinde ayaklarım yere çakıldı resmen. Ona döndüm. 

-YG'de bir şey saklanmaz, YG'de silah çalınmaz, YG'de gizli iş yapılmaz

-Öyle mi ? dedim sinirleniyordum. Kafa salladı. Umursamıyordu bile. Beni sinirlendirdiğini görüyor ama sakince konuşuyordu. 

-Sen beni gördüğünü sakladın ama dimi ? 

-İşte ben liderim. Bu da benim avantajım. Ayrıca konu sensin. Kimsenin bir şey bilmesine gerek yok. Benim bilmem yeter

-YG ygdir. Liderliği mi var bunun dedim alayla. Arabadan ayrıldı. Şuan 5'i de diken üzerinde bizi izliyordu. 

-Kızları ben çağırdım. Yani onlara kızmaya hakkın yok

-Biliyor musun Ji Eun ?  Onları evden çıkarken gördüğümde zaten seninle buluşacaklarını biliyordum. Çünkü ne zaman YG'den biri gizli saklı bir iş yapsa arkasında oluyorsun. Mesela Seunghyun'un gizlice Seul'e gitmesi gibi, Taeyang'ın telefonunu her yerde gizlice araması gibi yada Seungri'nin sürekli Jungkook ile konuşması gibi. Sinir bozucu çünkü seni aradıklarını bana söylemediler. Neden aradıklarını da. 

-Bir pislik gibi davrandığın içindir belki 

-Pislik gibi davranmadım. Yaptığım her şeyin nedenleri vardı ve bunu hepsi biliyordu. Herkes onayladı. Bir şey yapmadan oylamaya alırız. O depodan sadece benim gitmek istediğimi mi düşünüyordun ? Nasıl o ilk gün seni Kang'a vermedik 17'de 17 oy aldığın için. Depodan da gittik çünkü yine 17'de 17 oy aldın ve bizle gelmeyeceğine karar verildi dedi sinirle. Göz ucuyla çocuklara döndüm. Hepsi kafasını yere eğmişti. Haklıydı. Doğruyu söylüyordu. 

-Bütün bunlar geçmişte kaldı Jiyong. Bitti. Lanet silahlarınızı bile mecbur olduğum için alıyorum. Kendim için değil dedim. Kızları korumalıydım. Hyorin ve Haru'yu korumalıydım. Bu yüzden yüzsüz olmalıydım. Gözlerini kıstı. 

-Kimi koruyorsun ? 

-Seni ilgilendirmez dediğimde kolumdan tuttu. Sinirleniyordu ama bende sinirleniyordum. Kolumu hızla ondan çektim ve bacağına tekme attım.

-Sakın. Bana dokunmadan önce iki kez düşün sonra da dokunmaktan vazgeç dediğimde alayla güldü. 

-Lütfen asıl konu ile ilgilensek. Kavga etmeseniz. Oppa, unnie dedi Lisa. Ona döndüm. 

-Başka bir konu yok. Gidiyorum. Teşekkür ederim. Her şey bittiğinde size geri getireceğim. O evden çıkabildiğim de

-Evde başka kim var ? dedi Jiyong. Gözleri meraklıydı. Ona baktım

-Sana-

-Ji Eun. Evde kim olduğu lazım. Sayı lazım. Anladın mı ? O eve geleceğim. O evi o adamın başına yıkacağım. Sayı bilmeliyim

-Evde bir kız var. Doktor ismi Hyo Rin. Woo Tak ve Jae Wok. Onun haricinde sabah gelen 3 hizmetli var, bir de aşçı. Onlar akşam 7'de paydos ederler. Bay Lee var dedi Hanbin. Sinirle ona baktım. 

-Aldın mı cevabını ? 

-Başka biri yok mu ? dedi bana bakıp. Gözlerime bakıyordu. Bu sefer dudağımı yalamadan konuştum. O kadar yavaş bir hayır dedim ki gözlerinde hayal kırıklığını gördüm.

-Oppa dedi Lisa

-Sorun yok. O eve geleceğim. Ne olursa olsun. Yani Suga yarın gelecek. Yarın akşam görüşürüz Ji Eun

-Sana bulaşma dedim. Senlik bir durum yok bile yok. Karışma

-Ah emin ol benlik bir durum var. Emin ol dediğinde sinirle arabaya döndüm. Hanbin peşimden geldiğinde ona bakıp işaret parmağımı ona doğru savurdum. 

-Sakın. Sakın gelmeye kalkma seni pis muhbir dediğimde bana yaklaştı.

-Bak Ji Eun. Bilmiyordum en başından

-O seninle geliyor. Seni koruyacak. Hanbin seni tanımıyordu. Onun orada işe girmesinin tek sebebi bana haber taşımaktı. Evin bahçesinde buluştuğumuz zaman eskiden tanıştığımızı anlamıştı. Eski bir dost olduğumuzu. Seninle bir işi yok. Sadece orada kalacak dediğinde Jiyong'a döndüm ve el hareketi çektim. 

-Siktir git

-Geçen sefer gittiğim gibi. Merak etme gideceğim dedi gülerek. Onu tanıyordum. Acı çekiyordu. Neden peki ? Nedendi bu acı ? Arabaya doğru yürüdüğümde Hanbin şoför koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdı. 

-Yani Jiyong hyung ve sen dedi yolun yarısına geldiğimizde.

-Sen bir muhbirsin. Sana konuşmam artık

-Ji Eun. Gerçekten seni ilk  gördüğümde hatta onunla görene kadar bir geçmişiniz olduğunuzu tahmin etmedim. Hatta ona ismini bile söylemedim. Sadece bir kızın geldiğini biliyordu. Evi kontrol etmek için girdiğinde seni görmüştü. Sonra oradan kaçtı. Ne olduğunu anlamamıştım ama 10 dakika sonra YG'yi arayıp depoya yönlendirdi. Kargaşa çıkarmaları için. Bilerek bütün YG'yi yolladı. Bu sayede evdeki herkes gidecekti. Jiyong hyungda seninle görüşecekti. Yine de önceden çıktığınızı bilmiyordum. Sen söyleyene kadar. Sizi arkadaş sandım. Yoksa seni... o gün o deniz kenarında dedi ama sustu. Devam etmesine gerek yoktu. Yani öpmezdim diyor. Seni o deniz kenarında öpmezdim. Yani o depoda olanların hepsi Jiyong benimle konuşsun diye miydi ? Alayla güldüğümde bana baktı. 

-Yani oyun oynuyordun benimle ama eskiden Jiyong ile çıktığımı öğrenince vazgeçtin ? 

-Hayır seni seviyordum. O çatıdan atlayan kızı, koskoca GD'ye tekme atan hatta küfür eden kızı, başkasıyla evlendirilecek olsa da başkası için geri dönen kızı. Sanırım bu olanlardan sonra daha fazla seviyorum dediğinde yüzüne bakakaldım. 

-A-ama ?

-Ama evet. Maalesef bir ama var. Jiyong  hyung'un sana nasıl baktığını gördüm. Daha da kötüsü senin hala ona nasıl baktığını gördüm.

Şimdi şöyle bir şey var ki bu yazdığım en uzun hikaye olacak gibi. Şimdiden 70'e geldik bile. Oyy oyy yorucu ama eğlenceli. Özellikle bu bölümlerde aşırı eğleniyorum. Siz nasıl buluyorsunuz ? Günde en az 5 6 bölüm yazıyorum bu geçekten neredeyse tüm günü bilgisayarda geçirmek demek. Yorumlarınız bana neşe oluyor o yüzden lütfen oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın. Sizi seviyorum :*

ÇETEWhere stories live. Discover now