B.40

197 17 8
                                    

-Gir şu dolaba

-Sadece seninle konuşma-

-Jiyong gir şu dolaba dedim ben dinleyip dolaba girdi. Kapıyı kapattım. Sinirle ona döndüm

-Daha çıktığımız bir gün oluyor ve sana birini ayarlamaya çalışıyorlar. Al sana iyi ki söylemedik yoksa ilişkimizi hafife alırlar diye bağırdım. 

-Dolaba bana bağırmak için mi girdik ? 

-Başka ne için olacak dediğimde gülmemek için dudağını ısırdı. Koluna vurdum. 

-Pis düşüncelerini kendine sakla

-Kızı bana ayarlamaya çalışmıyorlar sadece bir buluş dediler

-He yani buluşmayı düşündün mü ? dedim sinirle. Kafayı yiyecektim. Daha biz bile buluşmadık ki. Bu ne saçmalık ? 

-Evet ama sildim bile o düşünceyi kafamdan 

-Vay be dedim saatlerinin olduğu standa yaslandım. Cidden vay be!! 

-Buluşacaksın dediğimde bana yaklaştı. Hiç yaklaşmasın şuan.

-Hey sorun yok buluşmama gerek yok. Gerçekten

 -Hee ne diyelim ? Aşağı inip biz aslında beraberiz ama sizden saklamak istedik mi diyelim onlara  ? Ha ? Hem sen işim var diye çıkıp saçlarını mı boyadın ? 

-Ji Eun bence biraz sakin ol. Yakışmış mı ? 

-Eve- konumuz bu değil. Sakin mi olayım ? Sakin olayım. Tamam ama ben zaten sakinim. Kızla buluşacaksın. Ne var ki bunda ? Sonuçta daha bir gündür çıkıyoruz dediğimde kaşları çatıldı. Ellerimi tuttu. 

-Hayatım buluşmamı istemiyorsan buluşmam dedi yüzüne baktım. Bana hayatım mı dedi  ? Hayatım dedi. 

-B-buluş hayır buluş. Hem sizin lehinize olacakmış işte. Sonuçta buluştun diye kız üstüne atlamayacak ya ? Bir çay içtiniz diye çıkıyor sayılmazsınız dedim aslında kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Evet. Tamamen kendimi. 

-Kesinlikle dedi beni onaylamak için. 

-Bir içki içtik diye çıkmı-

-İçki mi ? Bir şeyler için dediğinde içkiden mi bahsediyordu ? 

-Yok çikolatalı sütten. Tabi ki içkiden bahsediyordu

-Ama sen sarhoş olursan saçmalarsın. Ya akşam kızla gelip biz evlendik dersen

-Lisa ve bıçakları evde. Beni öldürmesini söylersin dediğinde dudakları yanağıma değiyordu. Yutkunarak kafa salladım. 

-Derim. O yapmazsa ben yaparım

-Çok içmeyeceğim. Sınıra bile gelmeden bırakacağım. Söz dediğinde kafa salladım. Beni kaldırıp saatlerin olduğu standının üzerine çıkardı. Artık ondan bir kaç santim yukarıdaydım. 

-Şimdi o kızı bırakalım.

-Bırakalım diye fısıldadım. Hangi kızdan bahsettiğimi bile unutmak üzereydim zaten şuan. Saçlarını gözlerinden çektiğimde gözlerini kapatıp gülümsedi. 

-Sana güveniyorum dediğimde beni öptü.

Yani müthiş iyi öpememiz Seunghyun'un içeri girmesi ve bizim panikle dolaptan çıkmamız oldu.

-Kızla buluşacak mısın ?

-Evet .

-Güzel. Kızla buluşma ayarladık bile

-Hyung daha kabul bile etmemistim

-Ji Eun'un seni ikna edeceğini biliyordum dedi evet sevgilisine randevu ayarlayan tek mal bendim. Seunghyun gittikçe best oppam pozisyonundan çıkıyor.

-Evet ettim gidiyor dedim ve odadan çıktım.

-Hadi bizde eğlenmeye gidelim dediğimde herkes bana baktı. Salona indiğim anda Jiyong muhteşem bir şekilde giyinik aşağı indi. Ki ben onu gördüğüm an pişman oldum git dememe. Lanet olsun bana

-Maalesed çocuklarla işimiz var

-O zaman ben kızlarla gideyim

-Nereye?

-Oppa Joon'un bara gideceğiz sadece. Lütfen

-Peki gidin ama başınıza bela açmayın

-Ben ve bela saçmalama oppa. Biz aynı cümle içinde bile olmayız dedim merdicenleri çıkarken

-Hadi kızlar gidiyoruz. Hazırlanın

ÇETEحيث تعيش القصص. اكتشف الآن