B.30

216 19 7
                                    

-Ne ?

Bu soru benden değil Seunghyun'dan gelmişti. Ben yemeğimi yemeye çalıştım.

-Artık bizle yaşayacak. O benim dedi kızı kendine çekerken. 25 yaşlarındaydı. Güzeldi ve sarhoştu.

-Ji buraya kimseyi getirmeyiz. Bu kuralı sen koydun

-Sorun yok hyung. Evleneceğim onunla

-Ne ? Dedi herkes. Tamam ben yeterince doydum.

-Evet bana müsade. Zaten evde kalabalıklaştı. Düğününüze davetiye yollarsın dedim kıza bakarak. Kız kıpırdadı.

-Tabi unnie dedi. Unnie ? Benle yaşıttı hatta daha büyük duruyordu. Hadi ama!

-Harika dedim gülumsemeye çalışırken.

-Bir dakika herkes dursun diye bağırdı Seunghyun.

-Ji Eun. Hiç bir yere gitmiyorsun ve Jiyong o kızı buradan götür

-Müstakbel eşim hakkında düzgün konuş hyung

-Kwon Ji Yong diye bağırdı Seunghyun. Tamam onu ilk defa böyle görüyordum. Salondaki herkes korkuyordu. Belliydi ama Jiyong değil çünkü oda sinirliydi.

-Hadi ama neden aşkıma engel oluyorsun diye bağırdı kızı sonunda kendinden uzaklaştırdı.

-Jiyong bu evin kuralları var ve dışarıdan biri giremez

-Ama o burada dedi beni gösterip. Harika yük olmuştum. Öyleydim tabi.

-O bizden bi-

-Bizden biri falan değil diye bağırdı Jiyong. Sonra yanındaki kızı kendine çekti.

-Bu bizden biri. Olacak yani dediğinde masadan kalkıp yukarı çıktım. Cl peşimden girdiğinde eşyalarımı çantaya koyuyordum. Aşağıdan hala bağrışlar geliyordu.

-Unnie sakin ol

-Ben sakinim CL dedim ki öyleydim. Jiyong haklıydı. Onlardan biri değildim. Olmayacaktım. İş verendim. İlk zamanlar dediği gibi işim bitince gidecektim.

-Unnie gitme. O çok sarhoş olduğunda saçmalar

-Ama saçmalamıyor dedim çantayı kapatıp odadan çıktım.

-Jiyong bir daha demeyeceğim. Kızı buradan çıkar

-Hayır hyung. O benim karım olacak

-Olduktan sonra girebilir sadece

-O zaman evlenmeye gidelim bebeğim dedi Jiyong kıza bakıp. Mavis'i kucağıma aldım.

-Görüşürüz ufaklık dedim ve öptüm.

-O pire torbasını da al git dediğinde yere bıraktığım kediyi kucağıma aldım.

-Jiyong abartıyorsun dedi Bom

-Ben gitsem iyi olacak. Kang hakkında bir haber olur-

-Kang'ı sikeyim. Kang falan yok. Artık iş yok

-Seninle bir anlaşmamız var Jiyong. Sen bana Kang'ı getireceksin,ben sana paranı vereceğim

-Düğünümüz ile ilgilenmeliyiz bebeğim dedi kız. Sinirle ona baktım. Anladığım kadariyla bugün tanışmışlardı.

-Bebeğimi duydun. Düğünümüz-

-Düğünün umurumda bile değil Jiyong. Anlaşmaya uy. Bana Kang'ı getir

-İstemiyorum dediğinde kediye daha sıkı sarıldım.

-Jiyong

-Hyung sen buna karışma. O bir kaşar dediğinde sinirle ona doğru yürüyüp bir tokat attım.

-Kendine gel. Benim hakkımda doğru konuş dedim yüksek sesle. Kızı itip boğazımdan tuttuğunda çanta elimden düştü. Kedi ise kucağımdan atladı. Beni sürükleyerek duvara dayandığında Taeyang koştu.

-Bırak kızı diye bağırdı elleri Jiyong'un boğazımdaki ellerinin üzerindeydi ama ayıramıyordu.

-O bunu hak etti diye bağırdı. Seunghyun onu omzundan tutup ittiğinde acıyan boğazımı tuttum.

-Jiyong aklını topla. Sarhoşsun diye buna tahammül etmeyeceğim diye bağırdı. Salondaki herkes dehşet içinde bize bakıyordu. Ona sinirle bakıp çantamı ve kediyi aldım. Gitmem gerekiyordu.

-Kang'ı da, seni de anlaşmayı da sikiyim. Keşke en başında size gelmeseydim diye bağırdım

-Kesinlikle. Hiç olmasaydın dediğinde ona bakıp el hareketi çektim.

-Canın cehennem Jiyong.

-Emin ol orada olacağım. Seninle beraber dediğinde deponun kapısını gürültüyle kapattım. Yeniden hoş geldin yalnız hayatım. Kucağımda bana masum bir şekilde bakan Mavis'e baktım.

-Üzgünüm ufaklık. Seni de beni de istemiyor.

ÇETEWhere stories live. Discover now