B.13

312 25 4
                                    

Korkuyla açılmış gözlerle üzerime deccal gibi eğilmiş Jiyong'a bakıyordum. Kolumdan tuttu ve beni dışarı doğru sürüklediğinde aklımda sadece bir şey vardı. İşte şimdi beni öldürecek. 

-Noluyor ya ? 

-Gidiyoruz 

-Nereye ? dedim uykulu bir halde. Tanrım saat kaçtı ? Telefonumu pijamamın cebinden çıkardım. 5 mi ? Bu saatte ne boka uyandırıyordu beni * 

-Parkura dedi ve beni arabaya itti. Kendi bindiğinde ona döndüm. Benimle dalga geçiyor olmalı. 

-Kafayı mı yedin ? Saat kaç haberin var mı ? Daha güneş bile etrafta yok

-Olabilir dedi ve arabayı çalıştırdı. Yok yok cidden delirmişti. Herhalde düştüğü için kendini aşağılanmış hissediyordu. 

-En iyi yer neresidir ? 

-Jiyong uykum var gerçekten dedim ama beni takmıyordu. Tabi takmazdı ben kimdim ? 

-Katlı otoparkı biliyor musun ? Şu zikzak olan dediğimde kafa salladı ve ben gözlerimi kapattım. Otoparka girdiğinde beni dürterek uyandırdı. Arabadan indik. 

-Evet karşıdan karşıya atlamayla başlayalım. Sonra çapraz yaparız. Ne kadar ilerlemene bağlı dediğimde kafa salladı ve ellerine eldivenlerini geçirdi. Lanet olası ayıcıklı pijamalarım da komik dursam da bir kaç adım geriye gittim ve otoparkın bir tarafından karşıdaki tarafına atladım. Tutunduğum duvardan kendimi yukarı çektim ve ona döndüm. 

-Evet bunun kolay yanı yok. Sadece at- cümlemi bitirmeden atladığında şok olmuş bir şekilde ona baktım. Tamam cesaret var. Yolun yarısını halletmiştik bile. 

Uzun süre çalıştıktan sonra kendimizi otoparkın en üst katına çıkardık. Kenara oturup ayağımı sarkıttığımda oda yanıma oturdu. Ellerime, duvarlara tırmanırken olan yara izlerine baktım. 

-En azından eldivenlerimi kabul etmeliydin. Ben sessizce çıkacağım diye sana almayı unuttum dedi. Evet eldivenlerini vermeyi teklif etse de kabul etmemiştim. Ben eldivensiz de rahat yapabilirdim. 

-Sorun yok dedim buraya güneşin doğuşunu izlemeye çıkmıştık. 

-Geçen gün.. konuştuklarınıza kulak misafiri oldum. Rose ile çatıda 

-İyi dedim sadece. Duyduysa geri alamazdım ya. 

-Kızmadın mı ? 

-Kızdım lakin koskoca GD'ye ne yapabilirim ? dediğimde suratıma bakıyordu. Gülümsediğimde oda gülümsedi. 

-Sadece şaka yapıyorum. Beni kızdırırsan boyuma bakmam yada senin hakkında duyduğum hikayelere dediğimde güldü ve doğmakta olan güneşe çevirdi başını. Gerçekten kızdığımda nevrim dönerdi ama ne kadar sinirli olursam olayım o beni tek hareketiyle gebertirdi. 

-İnsanlar sizi çok gaddar anlatıyor. Böyle cana yakın olmanızı beklemiyordum. Sizi hep soğuk, egoist kişiler olarak tahmin ettim

-Ona rağmen bizi aradın ama ? 

-Dedim ya aranıza katılmak istedim. Ailemi bulmak için 

-Ailen ? 

-Uzun hikaye. Boşver. Ji Hyuk ile ben kalmıştık sadece . Bizi ayırıp yetimhaneye vermemeleri için de kaçtık. Sürekli yer değiştirdik. Şimdi oda yok dediğimde kafa salladı. Uzun rahatsız bir sessizlik oldu. 

-O gaddar kısmı doğru. Bu bir koruma mekanizması. Takımı korumak adına. Ne kadar kötü düşünürlerse bizi o kadar az bulaşırlar. Bizi arıyorlar ama bulamazlar

-Çünkü YG seni isterse bulur dediğimde kafa salladı. 

-Ama sen buldun dediğinde bana döndü tekrardan. Gülümsedim. 

-Tamamen şans eseri. Kim bilirdi ki cüzdanını çaldığım kişinin GD çıkacağını ?

-Bir kere şunu söylemek istiyorum ki dikkatim tamamen başka bir şeyde olduğu için o cüzdanı çaldın. Yoksa asla çalamazdın dediğinde kahkaha attım. Ona doğru yaklaştığımda yüzlerimiz birbirine çok yakındı. Yakından bile bu kadar yakışıklı olması beni sarsmıştı. Tamam abi adam cidden yakışıklıydı ama kimse korkutucu bir yanının olduğunu inkar edemezdi. 

-Öyle mi beyfendi ? dediğimde bir an yüzüme bakakalsa da kafa salladı. Olduğum yerden kalktım. 

-Hadi gidelim artık. Hala uykum var dediğimde kalkıp peşime takıldı. Elimdeki saati kaldırıp gösterdiğimde homurdanarak saatini aldı. 

-Yine mi dikkatin dağınıktı ? dediğimde cevap vermedi. Koluna girdim. 

-Eğer birinden bir şey çalmak istiyorsan , onun dikkatini dağıtman lazım. Yoksa yakalanırsın dediğimde bana baktı. Göz kırptığımda sinirle güldü. 

ÇETEWhere stories live. Discover now