B.48

196 20 13
                                    


-Nasıl ? dedim sinirle Bom'a döndüğümde şaşırmıştı. 

-Ne nasıl ? Kızla buluşmaya gitti işte. Bir şeyler içeceklermiş 

-Benim haberim yok 

-Yani pek haber vermesine de gerek yok dedi CL. Ona göre öyleydi ama bana göre öyle değildi. Odadan çıktığımda Lisa peşimden koşmaya başladı. Kolumu tuttuğunda merdivenlerin başındaydım. 

-Unnie. Nereye ? Kafayı mı ye-

-Bu kız olayı harbiden sıkmaya başladı. Geçen gün de gitti. Bu üçüncü olacak Lisa. dediğimde şaşkınlıkla gözleri açıldı. 

-Ne yapacaksın ? 

-Neredeler biliyor musun ? dediğimde kafasını iki yana salladı. Aşağı indim. 

-Oppa Jiyong nerede ? 

-Şu kızla buluşmaya gitti. Umarım artık ol-

-Oppa nereye gitti ? 

-Ne böğürüüyon be Jiyong gibi diye böğürdü. Kollarımı birleştirdim. 

-Jin Woo neredeler ? dediğimde omuz silkti. Kahretsin.  

-Ne oldu yine seni sinir mi etti Ji Eun ? dedi Daesung

-Ettiyse bile gelmesini bekle. Randevularını bölme. Sana dedim mi So Ra'ya bir kaç taktik verdim. Onu içirecek dedi Seunghyun ona döndüğümde bana göz kırptı. 

-Oppa Jiyong oppam nerede ? dedi Lisa. Durumun ciddiyetini anlamış olmalıydı. Kızların hepsi peşimden iniyordu. Ji Soo arabanın anahtarını gösterdi. 

-Nevrodalar yine dedi Seunghyun pes ederek. Kapıya koştuğumda Ji Soo peşimdeydi. Jiyong nasıl bana söylemeden giderdi ? En son buluştuklarında bu durumdan artık hoşlanmadığımı söylememe rağmen birde. Beni aramıştı tamam ama sadece bir kere çalmıştı. Bende zaten aşağıda diye hemen inmemiştim. Arabaya ön koltuğa bindiğimde Ji Soo arabayı çalıştırdı. 

-Unnie merak etme. Oppa sarhoş olmadan oradayız

-Siz... Lisa onlara söyledin mi ? diye çemkirip arkama döndüğümde Lisa cam kenarına yanaştı. Kafasını aşağı yukarı salladı. 

-Hadi ama LaLisa. Bu sırdı

-Unnie onlardan bir şey saklayamazdım. Öğrenince beni öldürürlerdi

-Ever öldürürdük dedi Jennie. Sinirle bu sefer ona döndüm. Ji Eun sakin ol. Sakin ol çünkü sen kızlara değil. Sen Jiyong'a sinirlisin. Çok sinirlisin

-Ji Soo şu gaza basar mısın ? dedim sinirle ve kapıya tutunup JiSoo'nun hızlanmasını izledim. 

-Yani çıkıyorsanız niye Jiyong oppam başka bir kızla buluşuyor

-Normalde sadece bir kerelik bir buluşmaydı Rose. Sadece arkadaş arkadaş oturup bir şey içecekler sandım. 

-Ama bugün üçünc-

-Biliyorum diye bağırdım. Biliyordum ve Seunghyun resmen Jiyong'un pezevenkl-- yapıyordu işte. 

-Hayır hata Seunghyun'da. Neden içtiriyorsun ? Bir de demez mi taktik verdim diye. Şimdi kızla evlenir gelirse

-O kadar aşacağını sanmıyorum tabi yatabilirler. Bir-

-Jennie. Tanrı aşkına Rose'u susturur musun ? Gerçekten kendimi kontrol edemeyip saldıracağım şimdi dedim sinirle. Jennie elini Rose'un ağzına kapattı. Nevro'nun önünde durduğumuzda anında arabadan indim

-Unnie arabadayım. Çekmesinler diye dedi bağırarak Ji Sso. Kafa sallayıp içeri girdiğimle Lisa arkamdaydı. Bana yolu gösterdi. En üst kata çıktık. Benimle dalga mı geçiyordu. Bu mumlar da neydi daha merdivende başlıyordu. En üst merdivende iki adam vardı. 

-Burası VIP bölge. Giremezsiniz

-Ben vıpyım. Çekil şuradan dedim sinirle. Arkadan romantik bir müzik geliyordu. Siki----

-Hanı-

-Ya o kapıyı açarsın. Yada boğazını keserim senin dedi Lisa bıçağını adamın boğazına dayamıştı bile. Öteki adam elini tuttuğunda eline tekme attım. 

-Unnie eğil dedi Jennie. Ne oldu bilmiyorum ama onu dinleyip eğildim. Bir ateş sesi geldiğinde kafamı kaldırdım. 

-Bir dahaki kurşun beynine gelir. Aç kapıyı dedi Jennie. Ona döndüğümde beş altı basamak aşağımızda silahını adama tutmuştu. Adam çekildiğinde içeri girdim. Yerlerde güller vardı, kırmızı loş ışıklar vardı. 

-Yine mi siz ? dedi kız sinirle . Jiyong bu kızla beni karşılaştırıp bana daha güzel dediyse kesinlikle yalancıydı. 

-Ne ? Dedi Jiyong bize döndüğünde. Gözlerimi Jiyong'a dikmiştim. Şarap içiyordu. Ağlayıp ortalığı dağıtmamak için dudağımı ısırdım. 

-Jiyong dedim ayağa kalkmıştı bile. Bana yaklaştı

-Burada ne işin var ? 

-Ne işim mi var ? Bana haber vermiyorsun ve kafana göre gidiyorsun. Ben gelince mi burada ne işin var ? 

-Sen kimsin ki sana haber versin  ? dedi arkadaki kız. Bir saniye ona baksam da Jiyong'a geri döndüm çünkü kızın güzelliği beni daha da sinir ediyordu. 

-Asıl o kim ki şuan bana bunu diyor 

-Ne ? Oppa gerçekten o kim ? dedi kız ayağa kalkmıştı ve Jiyong'a yaklaştı. 

-O benim...dedi ve sustu.. Gözlerimin içine  baktı ve sustu. Sustu. Tanrım. Çok mu zordu kız arkadaşım demek ? 

-Biz evleneceğiz ama o sana bu şekilde konuşabiliyor mu ? dedi kız. 

-Evlenecek misiniz ? Jiyong ne di-

-Evet. Bugün bir evlilik teklifi için buradayız. Ne sandın ? Kırmızı güller içinde kendimizi daha elit falan mı hissediyoruz sence ? Bunların hepsi teklif için dedi kız. Gözlerimi yere indirdim. 

-Üzgünüm dedim ve arkamı döndüm. Kızlar hala kapıdaki iki adamı tutuyordu.  

-Kızlar boş verin gidelim. Oppanız evlilik teklifi için buradaymış 

-NE ? 




ÇETEWhere stories live. Discover now