B.102

156 18 15
                                    

-Çok mu kötü?

-Baya hırpalamışsın. Bayaaa dedim yanına oturup. Kaşlarını çattı ve dirseklerini dizlerine dayayıp öne doğru eğildi.

-Ben.. Haru'nun onu sevmediğini duyunca.. yani sevmiyorsa neden onu konuşmaya zorluyor anlamıyorum ?

-Jiyong sadece Ri sevmediğini düşünüyor.

-Seviyor mu ? Dedi bana bakıp. Omuz silktim.

-Seviyor ama Haru'da farkında değil dedim koluna yaslanıp kafamı omzuna koydum. Gözlerimi kapattım. Uzun süre karpuz aramıştık. Bu yüzden yorgundum.

-Yani senin gibi. Sevdiğini görmüyor. Sevmeyi bilmiyor

-Sen benim seni sevdiğimi nasıl anladın ?

-Bakmandan, paniklemenden, ilgilenmenden dediğimde gülümsedi ve kolunu omzuma attı. Kendini geriye atınca ikimizde yatağa uzandık.

-Ne yapmalıyım ?

-20 kişilik çeten var ama bana mı soruyorsun ?

-Hepsi deli

-Yani ?

-Bende en delilerinden akıl alıyorum dediğinde omzuna vurdum. Eli karnıma geldi,yan döndü ve gözlerini kapattı.

-Bence o ikisini rahat bırak. Kendileri çözsünler

-İkisinin de kırılmasını istemiyorum diye fısıldadı. Gülümsedim.

-Kırılmadan aşk olmuyor. Ayrıca Ri ile de küsme

-Ona küsmem. Sadece bir an kızdım

-O öyle düşünmüyor ama bahçeye hava almaya çıktı. Arka bahçeye.. Uyumayacak büyük ihtimalle dedim ve cevap vermeyeceğini anladığımda gözlerimi kapattım.

----

Ji Eun uyuduğunda ayağa kalktım. Şaraplardan birini alıp arka bahçeye ilerledim. Salıncağa oturmuştu. Bana sırtı dönüktü. Geçip yanına oturduğumda korktu ve iyice dibe kaydı. Şişeyi ona uzattığımda cebinden bıçak çıkarıp açtı ve şişeyi bana uzattı. Bir kaç yudum alıp ona verdiğimde oda bir kaç yudum aldı.

-Hyung üzgünüm

-Neden şarapların kapağını açamam biliyor musun ? Çünkü şarap içeceksem yanında biri olmalı. Kapağını benim için açacak biri. Sizden biri, bigbangden biri. Yoksa tadı çıkmıyor dedim. İlk şarabımı onlarla içmiştim.

-Eğer.. Haru ile yapamazsanız birinizi seçmek zorunda kalmaktan korktum.

-Hyung seni zor duruma sokuyorum. Biliyorum ama asla senden bunu istemem. Haru'yu yalnız bırakmayacağını biliyorum

-Seni de bırakamam Ri dedim bana döndüğünde şişeyi kafama diktim.

-Bu yüzden daha akıllı olmalısın. Seviyorsan benim gibi onu almalısın ve asla üzmemelisin dedim göz kırptığımda gülümsedi.

-Sen beni almadın. Ben seni aldım bayım dediğinde ikimizde kapıya döndük. Bize doğru gelip üzerimize poları omuzlarımıza bıraktı.

-Siz iki delinin bu soğukta böyle oturacağını biliyordum dedi gülümseyerek. Gerçekten melek gibiydi. Onu seviyordum.

-Hayır ben seni aldım

-Bende seni seviyorum Jiyong ah dedi ve yanağımı öptü. Seungri'ye döndü.

-Seni de seviyorum oğluşum dedi gülerek. Kaşlarımı çatsam da Ri de gülmüştü. Ri'yi de öptü.

-Ben kaçar. Çok durmayın. Hasta olacaksın dediğinde elinden tuttum.

-Sen de gel otur dediğimde gülümsedi ve yanıma oturdu.

-Peki ama oturursam şarap içerim

-Unut bunu dediğimde kafasını Ri'nin omzuna koyup bana baktı.

-Peki ne olacak ? Karpuz içeri de kaldı dediğinde hepimiz güldük.

-Hala aklın karpuzda mı ?

-O karpuz için ne badireler atlattım. Tabi ki aklım onda dediğinde yerimden kalkıp karpuzu alıp geldim. Büyük tabağı kucağına aldı ve bir dilim bana uzattı. Diğer dilimi de Ri'ye

-En iyisi yemek yemek. Sonuçta her sorunu hallediyor dedi ve bacaklarını kucağıma uzattığında düşmemesi için bacaklarını tuttum.

-Senin her sorununu hallediyor nuna dediğinde sırıttım.

-Jiyong Ri bana şişko diyor

-Pek de haksız sayılmaz diye fısıldadığımda surat asıp Ri'ye döndü.

-O senin abin olabilir ama ben annenim

-Ben bir şey demedim ki diye sızlandı Ri. Ji Eun bana döndü.

-O senin kardeşin olabilir ama ben seni çocuğunun annesiyim

-Bu durum garipleşmeye başlıyor dediğimde yavaşça gözlerini kapatırken güldü.

-Ri'nin bana anne demesini sevdim. Sanki ev gibi hissetiriyor. Sen, Ri, çocuklar. Herkes diye geveledi. Artık uyuyacağını biliyordum. Bugün yorulmuştu.

-Senin de burada olman. Ev gibi hissetiriyor anne diye fısıldadı Ri. Poları onun üzerine örterken. Gülümsedim. Haklıydı.


ÇETEWhere stories live. Discover now