B.69

166 15 14
                                    

Odama gizlice girdiğimde kapının kilidini açtım ve silahları yatağımın altına saklayıp yattım. Çok yorulmuştum ama uyuyamıyordum. Tamam bir plan yapmalıydım. Yarın akşam Suga ve Kook gelecekti aynı zamanda yarın akşam Jiyonglarda gelecekti. Sadece onları beklerdim. Jiyong'a bugün Haru'dan bahsetmediğim için biraz pişmandım ama sorun yoktu. Zaten Haru bir tehdit değildi. Onlar geldiğinde abimden kolyesini almalıydım. Alıp Haru'yu o lanet yerden çıkarırdım. Çok sıcak olduğu için yataktan kalktım ve siyah saten geceliği üzerime geçirip tekrar yattım. Yarın o kızları kurtaracaktım. Yemin ederim elimden geleni yapacaktım. 

Kapı gürültüyle çaldığında yataktan fırladım. Saat 12 olmuştu. Korkarak içeri giren Jae Wook'a baktım. Üzerimi süzdüğünde yorganı üzerime çektim. 

-Sorun ne ? Odama bu şekilde dalamazsın

-Kusura bakma Ji Eun ama maalesef kötü bir haber vermek için buradayım dediğinde kaşlarım çatıldı. 

-Nasıl ? 

-Babanız. Vefat etti. Sabah bir kriz geçirmiş efendim

-Ne ? dedim yataktan kalkarken. 

-Üzgünüm dediğinde kenara tutunarak odadan çıktım. Babamın odasına doğru ilerliyordum ama başım dönüyordu. İçeri girdiğimde Hyo Rin dolu gözlerle bana bakıyordu. 

-Ö-öldü mü ? dediğimde kafa salladı ve kafasını yere eğdi. Hala orada yatan babamın yanına gittim. 

-Ölemezsin. Baba. Hayır. Ölemezdin. Lütfen. Lütfen baba. Lütfen. dedim göz yaşlarım yanaklarımdan battaniyeye düşüyordu. 

-Üzgünüm Ji Eun dedi Woo Tak ve gelip bana sarıldığında babama bakıyordum. Gözleri kapalı bir halde yatan babama. Son aile üyeme. Tek aileme. 

-Baba diye çığlık attım. Lütfen geri gel. Lütfen. Ben burada çok korkuyorum. Bu dünyada tek başıma çok korkuyorum. Lütfen. Tanrım lütfen onu bana ver. Onu da alma. Yalvarırım alma. 

-Bayan Hyorin. Ji Eun'a bir sakinleştirici verin lütfen dedi Hyorin elinde bir iğne ile bana yaklaştı. Gözlerinde korku vardı. O Woo Tak'ın annesine bakıyordu. Annesini 3 ay önce öldüğünde onun bir işe yaramayacağını düşündüler. Öldürdüler. Hyorin'in kurduğu bu cümle aklıma gelmişti. Annesi öldüğünde Eun Ha'yı öldüren, babam öldüğü için Hyorin'i öldürdü. Uyuyamazdım.  Uyursam neler olacaktı bilmiyordum. Belki ben bile ölebilirdim çünkü beni buraya YG hakkında bir şeyler öğrenmek için çağırdı. Neden bilmiyordum ama YG Woo Tak'ın peşindeydi. Jiyong onun peşindeydi. Bu yüzden bilgi vermediğimde beni bile öldürebilirdi. 

-Lütfen dedim abime döndüm. Midem bulansa da ona sarıldım. Hyorin için yap Ji Eun. Kızlar için yap. Boynuna sıkıca sarıldım ve sarsılarak ağlamaya şiddetlendirdim. 

-Abi. Ölmemiş olmalı. Yalvarırım. Daha yeni kavuştuk

-Ji Eun. Canım çok üzgünüm. İstersen bir sakinleştirici vurul biraz dinlen

-İstemiyorum dedim kafamı kaldırıp ona baktım. Çünkü senin gibi bir şerefsizin ben uyurken ne yapacağını bilmiyordum. 

-Gerçekten istemiyorum. Lütfen bir süre babamla kalayım. Son kez veda edebilir miyim ? dediğime kafa salladı.

-Tamam ama işin bitince bana bir uğra dediğinde kafamı salladım. Herkes dışarı çıktığında hemen odadaki not kağıtlarından birini aldım. Bu gece buradan gidiyoruz. Yatağımın altında silah var. Birini al. Sakla. Dikkatli ol benden haber bekle yazdım ve hemen yastığın altına koydum. Babama baktım ve yanağına bir öpücük bıraktım. 

-Neler dönüyor gerçekten bilmiyorum ama özür dilerim. Ne kadar beni büyütmesen de bu hayatı gerçekten iyi yaşadığımı bil. Umarım orada Jo Hyuk'a sahip çıkarsın baban. Ona söyle beni beklesin. Geleceğim. Onu yalnız bırakmayacağım dedim ve odadan çıktım. HyoRin kapının girişindeydi. 

-Yastığın altında dedim sadece dudaklarımı oynatarak. bir kez göz kırptığında anladı. Yanından geçerken bileğimi yakaladı. Göz göze geldik. 

-O yaptı diye fısıldadı. Kaşlarım çatıldı.

-Neyi ? 

-Babanı. O öldürdü. 

ÇETEWhere stories live. Discover now