B.83

174 16 19
                                    


Sıcaktan bunaldığım için ayağa kalktım ve odanın kapısını kilitledim. Üzerimdekiler çıkardım ve camımı hafif aralayıp yatağa girdim. Üzerime ince bir çarşaf aldım ve gözlerimi kapattım. Evdeki herkes gitmişti ama Jiyong hala aşağıdaydı. Bir anda duyduğum ses ile hareketsiz kaldım. Odamın camı açılmıştı. Elim yavaşça komidinin üzerindeki abajura uzandı. 

-Sakin ol benim dedi Jiyong. Derin bir nefes alıp abajuru bıraktım. Odaya girip camı indirdi ve  yatağın kenarına oturdu. Tanrım iyiki çarşafı üzerime almıştım yoksa cidden iç çamaşırlarımla öylece uzanıyor olacaktım. 

-Bir sorun mu var? dedim sessizce. Neden sessiz konuşuyorum ki ? 

-Hayır şey sorun yok. Ben sadece... o kadar zaman sonra en azından bir gün huzurla, kabus görmeden uyuyabilir miyim diye sormak istedim

-Uyursan uyu banane Jiyong.  

-Kabus görmeden 

-Kabuslar kontrol etsem önce kendime el atarım. Yani naparsan yap dediğimde çarşafı kaldırdı ve yatağa uzanıp üzerini örttü. 

-Napıyorsun ya sen ? dedim çemkirerek

-Napıyorsan yap dedin. Senle uyurken kabus görmüyorum

-Jiyong

-Sadece biraz uyumak istiyorum. Sadece uyumak. Zaten gideceksin. Bir daha ne zaman huzurlu uyurum kim bilir dediğinde ses etmedim. Belki bende biraz huzurlu bir uykuyu özlemiş olabilirim. Onun kokusunu koklayarak uyumayı ve sabah onun varlığıyla uyanmayı. 

-Herkes gitti. Hazırlanıyorlar. Seul'e döneceğimiz için biraz mutlu olsalar da hepsi bana sinirli. Sende öylesin zaten. Nerede hata yaptım ben ? dediğinde kaşlarım çatıldı. 

-Gerçekten bilmiyor musun ? dediğimde boş boş yüzüme baktı. 

-Başkalarını saymadın, fikirlerini önemsemedin, onları kandırdın, beni bıraktın, ne istediğimizi, ,ne düşündüğümüzü umursamadın

-Hepsi için açıklamam vardı ama

-Sana göre olan açıklamalar bunlar. Kendini ikna etmek için dediğin şeyler dediğimde bir sessizlik oldu. Sırtımı yatağa verip tavana baktım. 

-Peki gitmesen... benimle gelsen. Olmaz mı ? Seul'e. Her şeyi baştan yaparız. Bizi, evimizi dediğinde cevap vermedim. Bunu isterdim. Çok isterdim. 

-Yapamam. Ben şu 6 ayda çok şey yaşadım. Sanırım gerçekten biraz uzaklaşmam lazım. Ben.. kendimi toparlamalıyım. Son durak Seul olacak. Onu biliyorum çünkü...ekibi gerçekten özlerim. Ama ne zaman son durağa geçerim bilmiyorum.

-Haru'nun seninle gelmesini çok isterim. Ona destek olacağını biliyorum. Zaten böyle bir geziyi çocukken de isterdi dediğinde gülümsedim. 

-Kang'ı bulacağım Ji Eun. Sen son durağa gelene kadar dediğinde ona döndüm. 

-Anlaşma iptal demiştin dedim alayla. Gülümsemeye çalıştı. 

-O anlaşma hep burada dedi ve elini kalbime koydu. Koyar koymaz bakışları değiştiğinde kaşlarımı çattım. 

 -Sen... şey sen... yani üzerin 

-Hey bir kekeleme dediğimde gözlerini kapattı. 

-Ben bilmiyordum yani senin böyle olduğunu böyle ya-yarı çıp

-Tanrım bak senin geleceğini bilmiyordum anladın mı ? Ben çok sı-sıcakladım o yüzden dedim çarşafı kendime çekerek. Gözlerini açtı

-Bir dakika ya. Sanki görmediğin bir şey var ? Ne bu utangaçlık ? Kendimi rezil ediyorum sanki dedim sinirle ve sırtımı ona döndüm. 

-Daha önce görsem de bu etkilenmediğim anlamına gelmez dediğinde gözlerimi utançla kapattım. Bu sefer bana yaklaştı. Elini belime doladı ve kafasını sırtıma koydu. 

-Seni bekleyeceğim Ji Eun. Son durakta. Gerekirse yıllar sürsün. Eğer gerçekten bana dönmek istersen bana gel. Ben bekliyor olacağım dediğinde ona döndüm. 

-Bekleyecek misin ? dediğimde kafa salladı

-Beklemek öyle karılarla kızla oynaşmakla olmaz ama biliyor musun ? Dedim yüzlerimiz birbirine çok yakındı ve elleri hala belimdeydi. Bunlar dikkatimi dağıtıyordu. 

-Kimseyle beraber olmuyorum. En son senin olduktan sonra. Kimseye bakmadım bile

-Yalancı

-Tamam baktım ama kimseyle yatmadım

-Yalancı. 6 ay oldu bu senin için imkansı- aaa sen doğruyu söylüyorsun dediğimde kafa salladı. Beni kendine çekerken dudağını ısırmıştı. 

-Ama neden ? 

-Seni orada bıraksam da senden ayrılmadım. Ayrılamam. Ayrıca mükemmel biri olduğun için kimse aynı etkiyi bırakmaz yani...biraz gereksiz. Senden başka birine dokunmak istemiyorum dediğinde dudaklarımız konuşmadan dolayı birbirine çarpıyordu. Yutkundum. 

-Peki önümüzdeki zamanda ? Yani ben gelene kadar- 

-Olmayacak  dediğinde gülümsememi bastırdım. Kalbim yeniden hızlanmıştı. Tanrım bu adam işini biliyordu. Onu istiyordum. Yarın gidecek olsam da istiyordum. Bir kereden bir şey olmazdı. 

-O zaman gitmeden dedim sessizce 

-Hı ? 

-Gitmeden yani 

-Anlamadım gitmeden ne 

-Ya siktir işte dedim ve onun üzerini çıktığımda şaşkınlıkla bana baktı. 

-Nasıl ? dedi şaşkınlıkla gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştığımda oturur pozisyona geçti. Kucağında olduğum için düşecekken beni sırtımdan tuttu ve tek seferde gömleğini çıkardı. Bu kahkaha atmama sebep oldu.

-Gitmeyecek misin ? Dedi şaşkınlıkla

-Gideceğim ama bu seni istememe engel değil dedim kendimi ona bastırdığımla gözlerini sıkıca kapattı. 

-Beni isteklerin uğruna kullanıyor musun ? dediğinde fermuarını açtım ve ellerimi üzerinde gezdirdim.

-Evet 

-Ben bunu hak ettim dediğinde cümlenin sonunda inledi ve ellerini kalçama koyup beni kendine bastırdı. Bir kereden bir şey olmaz. Dimi ? 

ÇETEWhere stories live. Discover now