B.125

114 14 29
                                    

-Hoseok

-Bana Hoseok deme. Tanrım buradakiler polis olduğumu duysa ne olur biliyor musun ?

-Tamam tamam üzgünüm.

-Ji Eun. Tekila getirdim dediğinde ikimizde Jiyong'a dönmüştük.

-Aşkım az sonra geleceğim. J Hope ile bir şey konuşmak lazım

-Ne ?

-Önemli değil. Gelince anlatırım dediğimde kafa sallayıp masaya ilerledi. J Hope'a döndüm.

-Hemen yukarı çıkalım. Burada görünme dedim ve koluna yapıştığım gibi onu yukarı çekiştirdim. Lisa ile göz göze geldiğim de Jiyong'u oyalamasını işaret ettim ve Namjoon'un arkasından merdivenleri çıktık.

-Sorun ne ? Burada beni zaten polis olarak tanımazlar. Karakol çok uzakta

-Olabilir ama araştıran bulur

-Beni kim araştırsın ki ? Dedi şaşkınca. Odada kimse var mı diye kontrol edince ona döndüm.

-Na Na

-Şu yeni gelen kız mı ? İyi de neden beni araştırsın

-Çünkü bana yardım ettiğini görürse araştırırdı. Hoseok ona hiç güvenmiyorum bir şeyler çeviriyor. Bana doğudan geldiğini söyledi ama batıdan geldiğini düşünüyorum

-Bu imkansız. Kızın verdiği adrese Tae ve Kook gitti. Doğru

-Şu polis zımbırtısına girebilir misin ? En azında bir bakalım

-Genel ayrıntılı bir dosyayı burada göremem ama bir kaç bilgi bulabilirim dediğinde kafa salladım. Hoseok bilgisayarı açtı.

-Nuna bu bilgiler devlete ait. Kimseyle paylaşma

-Tamam hadi dedim Na Na'nın tam adını yazdı ve aynı isimde olan ve Seul'de bu bölgede yaşayanlar arasından eledi.

-Kim Na Na, yaş 18

-Lisa ile aynı dediğimde kafa salladı.

-2 hafta önce girmiş

-Bize gelmeden hemen önce yani

-Babası bir yıl önce ölmüş. Annesi de ondan 1 ay sonra. İkisi de kalp krizi. Otopsi yapılmamış.

-Annesinin de öldüğünü biliyordum ama kalp krizinden olduğunu bilmiyordum

-Ya unnie ? Kız aranıyor

-Ne ?

-Bildiğin aranıyor

-İyi de neyden ?

-Hırsızlıktan

---------
Tekilama bakarken gülümsedim. Hayır. İçemiyordum. Oysa ki içmem için getirmişti ama sonradan hala Eun Ji'yi emzirme dönemindeydim.

-Jiyong bir tane daha uzatsana dedi CL. Jiyong ona bana getirdiği bardağı verdiğinde göz devirdim.

-Ona bakım özlem gideriyordum ben dediğimde kıkırdadı ve kendi içkisini yudumladı.

-Çok mu özledin ?

-Çooook dedim ona yaslanırken ama moralimi bozmayacaktım. Lisa ile göz göze geldik. Barda şöyle bir göz gezdirdi. Kafa salladım. Herkes neredeyse gitmişti. Saat çok geçti. Bizimkiler ise hala pes etmemiş dans ediyordu. Ayağa kalkıp ufak sahneye çıktım ve müziği kestim. Herkes bana döndüğünde elimdeki kabloyu bıraktım.

-Nuna dedi Dae

-Hı ?

-Napıyorsun ?

-Dae hazır bir aradayken size öğrendiğim bir şeyi söyleyeceğim dedim Hoseok'da bana bakıyordu. Na Na'ya döndüm. Gülümsediğimde gerilmişti.

-Sana gözüm üzerinde demiştim

-Ne ?

-Yalan söyledin. Sen mi açıklarsın yoksa ben mi ? Dedim öğrendiğim andan beri bu anı bekliyordum. Sustu.

-Ji Eun ne oluyor ? Dedi Jiyong

-Tamam ben anlatırım. Na Na yalan söyledi. Bize Doğu yakasından geldim demişti ama kendi batı yakasından

-Nasıl ?

-Konuşma tarzından anladım. Batı yakasında yakışıklı erkek görünce öf ne parça falan derler. Bugün ise bu tarz konuştu

-Evet ben de duydum dedi Lisa

-Unnie dedi Na Na elimi havaya kaldırıp susmasını sağladım.

-Ayrıca o parayı bulma yöntemimle dalga geçmiştim. Kusura bakma benim babam silah satmıyordu. Beni bırakmıştı. Küçük hasta kardeşime bakıyordum ve sürekli onu kontrol etmek zorunda olduğum için ve ameliyatına para yetiştirmek için çaldım dedim sahneden indim ve yanına gittim. Arkasından dolaşırken önüne bakıyordu.

-İnkar etmiyorum. Utanmıyorum da. Yapmak zorundaydım ve yaptım dedim tam önünde durdum.

-Peki bakalım sende ne var ? Dedim arka cebinden aldığım cüzdanını gösterdiğimde bana doğru bir hamle yaptı. Elimi düz tutup boğazına vurduğumda öldürürken boğazını tuttu. Cüzdanı açtım.

-Evet Na Na hanım. Bu senin kimliğin dedim kimliği yere atarken.

-Unnie dediğinde bir kimlik daha buldum.

-Song Ha. İsim farklı, resim aynı dedim kimliği yere atarken başka bir kimlik daha buldum.

-Ah bak burada bir tane daha Cha Yo- susmamım sebebi benim üzerime doğru atlamasıydı. Lisa onu saçından kavrayıp üzerimden aldı.

-Ne ? Diye bağırdım. Sinirlenmiştim.

-Bu kadar kimliğin mi var ? Ha ? Hangisi sensin ? Na Na yoksa Song Ha ? Ne diyelim sana ?

-Ji Eun dedi Jiyong. Ona bakmadım bile. Çok sinirliydim. Gözlerimi sinirle onun üzerinde tuttum.

-Na Na hırsızlıktan aranıyor. Üstelik batı yakasında. Hadi söyle onlara dedim yüksek sesle.

-Ne oluyor? Ji Eun abisini bulduk Na Na'nın Dedi Seunghyun

-İşte oppa. Ben de onu çözemedim. Doğu'dayken neden Batı'ya geçtin yada neden yalan söyledin ?

-Unnie bu kadar ileri gitmek zorunda mıydın?

-Ne ? Yalan atıp bizi kandıran sensin ama ileri giden ben miyim? Dediğimde gözlerini sildi. Şaşkınlık içine ona baktığımda Lisa'da onu bıraktı. Ağlıyordu.

-Evet doğru. Batıdan geliyorum ama evim doğudaydı. Hala öyle. Size gelmeden önce evden kaçtım dedim ama ben..ben evden kaçtığım 5 ay oluyor. Sizi hemen bulamadım. Batı yakasına geçtim ama orada.. orada kötü şeyler yaşadım dedi o kadar çok ağlıyordu ki içim cız etti.

-Ne ? Dedi konuşan Jennie'ydi.

-Bir kaç yanlış adama bulaştım. Onları tanımıyordum. Sokaklardan aldılar beni ama... ama daha kötü yerlere götürdüler. Üzerimdeb para kazandılar dedi. Haru o kadar kötü olmuştu ki Ri'ye tutundu.

-O zaman bize bunu neden söylemedin ? Dedim zorla. Aklım inanma dese de kalbim sızlıyordu.

-Söyleyemedim. Kendimi çok kötü hissediyordum. Size yalan atmadım. Sadece söyleyemedim. Be-ben özür dilerim. Beni istemezsiniz diye..kabul etmezsiniz diye

ÇETEUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum