B.63

156 13 39
                                    


-Geç şu sandığa girebilecek misin ? Çabuk dediğimde HyoRin sandığa gitti. Kapağını kaldırdığında kapağı bırakmadan kapağı tuttum. 

-Dışarıda korktuğun kimse o mu yoksa bir kaç zararsız örümcek mi ? dediğimde ayağını korkuyla sandığa geçirdi. İçine yattığında ona baktım. 

-Kimse halledeceğim. 10 dakikaya çık. Eğer o kişiyle beni tanıştırırsan sana yardım ederim ama eğer tanıştıramazsan abime söylerim bu yaptığını dediğimde yutkundu ve kafa salladı. Kapıyı kapattım ve ağaç evden çıktım. 

-Kim var orada ? dedim merdivenden inerken. Ağaçların arasından biri çıktı. Jae  Wook. 

-Bayan Lee dedi bu adam her zaman takım mı giyiyordu ? 

-Bir sorun mu var ? dedi evet vardı. Baya büyük bir sorun vardı. Sonunda ayaklarımı toprak zemine bastım. 

-Hayır ne gibi bir sorun olabilir Jae Wook ? dedim ve koluna girip onu eve doğru çekiştirdim. 

-Uykum kaçtığı için çocukken olduğu gibi ağaç eve geldim ama burası da soğukmuş dediğimde kafa salladı. Adamda mimin namına bir şey yoktu. 

-Peki sen ? 

-Arada kontrole çıkarım.

-Gece bile

-En önemlisi gece dediğinde gülümsemeye çalıştım. Jae Wook. Bu evde bir şeyler dönüyorsa Jae Wook kesinlikle biliyordu. 

-Güzel gülüyorsun dediğinde ayaklarım yere çakıldı. Ona baktım. Nasıl ? Beni çekiştirdi ve yürümemi sağladı.

-Zorla bile olsa gülüşün güzel dediğinde kendimi yine gülmeye zorladım. 

-Teşekkür ederim. Çok naziksin dediğimde elini ensesine götürdü. 

-Ji Eun.. Şey sana Ji Eun diyebilirim dimi ? dediğinde kafa salladım. 

-Tabi ki de

-Evet şey. Ji Eun şey ben düşündüm ki aslında senden saklayacaktık ama dediğinde ona baktım. 

-Neyi ? dedim anlamayarak. Konuşurken kekeliyordu. Anlamıyordum. Neler oluyordu be ?  Gerçekten ne saklayacaklardı. 

-Sen ve benim için dediğinde tekrardan durdum. 

-Nasıl ? 

-Abinle konuştuk. Seni de burada görmüşken  haber vermek istedim. Bilirsin abin beni sever. Bende onun yakın arkadaşıyım aynı zamanda sağ kolu. Biz seninle benim evlenmemizi düşüntük. Abin yarın seninle konuşacaktı. 

-Ben ne diyeceğim bilmiyorum

-Böylelikle evlenebiliriz. Ben bunun iyi bir düşünce olduğu yönündeyim. Etraf senin için fazla kötü adamla dolu dediğinde ayaklarımı yürümeye zorladım. Bir adım atmak bile ölüm gibi geliyordu. Evin girişine geldik. 

-Bunlar bu saatte konuşulacak şeyler değil. İyi geceler dedim ve odama ilerledim hızla. Herif bana göz koymuştu ama gerçekten Jae Wook abimin sol koluydu ama benden büyüktü bir kere. En az 30 yaşındaydı adam. Odama girer girmez kapıyı kilitledim. Burada kalamazdım. Babamı dinlemeliydim. Kaçmam gerekirdi. Buradan toz olmalıydım yoksa evlenecektim. Evlendireceklerdi beni . Boş bahçeye baktım. 


Sabaha kadar bir gram uyku girmemişti gözüme. Sabah telefonumu ve bütün paramı çantama attım ve abime alışverişe gideceğimi söyleyip evden çıktım. Hanbin bana kapıyı açtığında hızla arabaya bindim. Şoför koltuğuna oturdu. 

-Nereye ? 

-Sadece bas gaza. Hadi dediğimde beni dinledi. Gözlerimi kapattım. Kimseyi umursamam lazımdı. YG'den en iyi öğrendiğim şey buydu. Kimseyi umursama. Eğer çıkarların doğrultusunda ise kaçıp gidebilecektin. Gitmeliydim. Hyorin umurumda değildi yada o evdeki kimseyi umursayamazdım. 

- Nereye gideceğiz ? Sadece böyle düz mü ? dedi Hanbin. Dikiz aynasından göz göze geldik. Kapının kolunu sıkıca kavradım. 

-Daha hızlı git. Havaalanına dediğimde şaşırmıştı. 

-Bunu yapamayız . Bak Wo Tak dedi yanından geçtiğimiz deniz baktım. 

-Dur dedim sözünü keserek. Frene hızla bastığında direk tuttuğum kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Hava aşırı rüzgarlıydı. Üzerine geçirdiğim elbise uçuşuyordu. Umurumda değildi. Başımı ellerim arasına aldım ve bağırdım. Kimsenin olmaması işime gelmişti. Ne yapacaktım ? Ne yapmalıydım ? Benim önüme geçti ve çıkardığı ceketi belime bağladı. Hanbin'e baktım. Yavaşça doğruldu ve göz yaşlarımı sildiğinde kollarını tuttum. 

-Kaçmalıyım Hanbin dediğimde kafasını iki yana salladı. Kaçmalıydım. Beni iyice kendine çekti. 

-Sakin ol

-Olamam. Beni evlendirecekler. Kimseyi düşünemem. Anladın mı ? Düşünemem. Benim gitmem lazım. 

-Ji Eun dedi adımı sessiz söylemesine rağmen çok net duyuyordum. Ona baktım. Gidemeyecektim bunu oda biliyordu. Gidecek olan insan o arabayı durdurmazdı. Aklıma HyoRin geliyordu. Sırtı, gözlerindeki korkusu. Görüntüler gitmeme engel oluyordu. 

-Bana gitmemi söylemelisin. Git de. Düşünme kaç de. Hanbin lütfen. Yapamam. Burada duramam. Bana gitmemi- kelimelerimi susturan onun dudakları oldu.  Dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Karşılık vermediğimde ayrıldı. 

-Gitme. 







ÇETEWhere stories live. Discover now