B.91

180 18 41
                                    

-Ne ? Dedi Jiyong ve bütün salon. Anlamadığım salondakiler niye şaşırdı ? Lisa'ya baktığımda yüzünde artık o neşeli ifade yoktu.

-Ji Eun Lisa ne diyor?

-Ben dedim Jiyong'a dönüp ama ağzımı bile açamadım. Kaşlarımı çatmış yüzüme bakıyordu. Dilim damağım kurumuştu.

-Ji Eun iyi misin ? Dedi Joon Gi. Onun kolunu sıkıca tuttuğumu bile fark etmemiştim.

-Ben

-Ben diyip durma bana şu lanet şeyi açıkla diye bağırdığında korkuyla bir iki adım geriye gittim ve Joon Gi'ye çarptım.

-Tamam bu kadar yeter seni buradan götürüyorum ve siz beyfendi ses tonunuza dikkat edin dedi Joon Gi ve beni tuttu. Tabi Jiyong'ta onun kolunu tuttu. Bunlar olurken Lisa'ya bakıyordum. Ağlamasını beklemiyordum ama dokunsan ağlayacak gibiydi. Lalisa böyleyse her şeyi mahvettiğini düşünüyordu.

-Sen gidebilirsin ama o burada kalıyor

-Buna sen karar veremezsin

-Lisa... ben iyi değilim dedim sessizce.

-İkizinde onu bırakıyorsunuz

-Lalisa buna karışma dedi. Lisa göğsünden çıkardığı bıçağı Jiyong'un boynuna getirdiğinde ben de dahil herkes nefesini tuttu

-Bunu yapamazsın dedi Jiyong alayla

-Oppa onu bırak

-O bıçağı kime doğrultuğuna dikkat et ve ölmek istemiyorsan indir

-Üzgünüm yemin ederim ama şuan ona çok zarar veriyorsunuz. İkinizde

-Lalisa Manoban. Kendine gel diye bağırdı Jiyong ve ben bilmem kaçıncı kez zıpladım yerimden. Belinden çıkardığı silahı Lisa'nın kalbine doğrulturken boynu hafif çizildi.

-Jiyong sakın diye fısıldadım. Jennie, Jisoo, Rose aynı anda Jiyong'un kafasına silahı dayadı.  Gözlerimi kapattım.

-Üzgünüp oppa. Bize birbirimizi korunmamızı sen öğrettin dedi Jennie

-Sizce sizden korkar mıyım? Dedi Jiyong. Korkmazdı. Bunu kızlarda biliyordu.

-Şunu kesin dedim ama sesim çıkmıyordu. Midem açlıktan gurulduyordu, ilacımı içmem lazımdı ama şuan yaşadığım şeyle bu imkansızdı.

-Abi lütfen. Lütfen indir elini. Ji Eun'un rengi gitti. Lütfen

-Hiç biriniz buna karışmasın diye bağırdığında benim için çok geçti. Gözlerimi kapattım ama düşmeden beni birinin yakaladığını biliyordum ve maalesef adımı bağırmasından  bunun Joon Gi olduğunu da.

-------------

Hastanenin bahçesinde oturuyordum. Yukarı çıkıp çıkmak istemediğim konusunda emin değildim. Hyorin'i bana doğru gelirken gördüm. Yine korkak gibi bir laf ederse onu bu sefer boğazlardım.

-Selam dedi sessizce ve yanıma oturdu. Diğerlerinin aksine o 3 gündür Ji Eun'un başından ayrılmamıştı ve sürekli hastanedeydi. Diğerleri e zaten bir tek yatmak için eve gidiyordu çünkü hastanede bu kadar boş yatak yoktu olsa bile onlara vermezdi. Ben mi ? Bense 3 gündür burada oturmuş girip girmemeyi düşünüyordum.

-Selam

-Nasılsın?

-Berbat.

-Ben iyiyim sorduğun için sağol ve Ji Eun'da iyi. Tabi bebekte. Normal bir hamileliğe göre çok daha fazla riski var ama iyiler. Ji Eun sürekli kapıya bakıyor. Bebeğin iyi olmasına sevinsede seni bekliyor olmalı. Düğün günü aç kaldığı için bayılmış. Üstüne stres tabi. Benim hat-

-Bunları bana neden anlatıyorsun?

-Merak etmiyor musun ?

-Hayır dedim. Tamam yalandı. Merak ediyordum. Ediyordum ama bunu bilmesine gerek yoktu.

-Berbat bir yalancısın

-Bir kere çok iyi yalan söylerim. Mesela Bae seni seviyor

-Öyle mi ?

-Hayır bu doğruydu aklıma yalan gelmedi. Yine de bunu Bae'ye söyleme beni öldürür dediğimde güldü

-Aslında siz o gay çocuk ve Ji Eun ile kavga ederken ve tam olarak Lisa ona hamile olduğunu sorarken benden hoşlandığını söyledi. Maalesef kötü zamanlama

-Aslında o kadar çekilmez biri değilmişsin

-Emin ol çekilmez biriyimdir

-Eh bende dedim. Gülümsedi ve önüne döndü.

-Merak etmeseydin 3 gün boyunca burada oturmazdın. Özellikle dünkü yağmur altında

-Sadece biraz ediyorum dediğimde kafa salladı

-3 gün önce öğrendik. Onu zorla hastaneye götürdüm. Orada ve sevinemedi bile biliyor musun ? Çünkü dedi ki Jiyong bebeği istemez. Aldırmak isterse ben mahvolurum dedi. Buraya gelmeyecektim. Direk bırakıp gidecekti. Ben.. ben onu zor ikna ettim çünkü bilmeye hakkın vardı dedi. Bebeği istemiyor değildim. Ben sadece bu dünyaya bebek getirmeyi saçma buluyordum. Çok saçma.

-Bae bana bir kaç bir şey anlattı

-Ne gibi ?

-Ailen ve senin ile ilgili dediğinde kaşlarımı çattım.

-Yukarıda senin bencil bir piç olduğuna dair küfürler savururken onun bu kadar sakin kalması biraz sinirimi bozmuştu yani ona söyleme yoksa beni öldürür dediğinde ben güldüm.

-Bunlar sana zor gelebilir ama Ji Eun iyi bir anne olurdu.  Sen olsan da olmasan da ve istemezsen eğer... tek başına devam edecek

-Bu o kadar kolay değil Hyorin. Sen ve Bae olsa daha kolay olurdu. Bae.. istediği zaman çıkar giderdi. Anladın mı? Ben ise liderim. Orada kalmam gerekiyor çünkü sorumlu olduğum insanlar var

-Devam et o zaman. Ji Eun zaten seni böyle sevdi

-Düşmanlarım var. Ji Eun bir şekilde kendini korur ama bebek

-Jiyong işi çıkmaza sürülüyorsun

-Lisa'nın babası öldürülene kadar mafyaydı. Öldürülünce Ji Eun gibi intikam için bana geldi. Harika  hayatlar yaşamıyoruz Hyorin. Bu yol engebeli

-Emin ol babası olmayanlar için daha çok engebeli. Kendimden biliyorum dedi ve durup dururken ağlamaya başladı

-Bebek hasta Jiyong. Kalp ritmi çok yavaş. Eğer iyi bakılmaz ise hasta doğabilir dediğinde ona bakıyordum

-Yada daha kötüsü doğmaya bilir. Aynısı Ji Eun için de geçerli ölebilir. Bu ihtimal çok yüksek ve ben...ben bunu ona söyleyemiyorum


ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin