B.75

171 14 24
                                    

Tetiğe basmamla gözlerimi sıkıca kapattım ama herhangi bir acı hissetmediğimde gözlerimi açtım. Herkes şok olmuştu. Tetiği bir kez daha bastığımda merminin bittiğini gördüm. Lanet olası silahı attım ve bir kaç adım ötemdeki pembe silahı aldım elime ve o sırada biri elimden silahı alıp bana sıkıca sarıldı. Seunghyun. Yanında otururken burnuma vuran kokusunu tanıyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda eli saçlarıma geldi ve okşamaya başladı. Göğsünü yumrukladığımda beni kendine daha da çok çekti. Ağlamam sanki mümkünmüş gibi daha da çok şiddetlendi. Kollarını sıkıca tuttup gömleğini sıktım. 

-Lütfen. Öldür beni dedim yalvarırcasına. Öldür beni çünkü ben dayanamıyordum artık. 

-Ji Eun

-Oppa lütfen. Yalvarırım öldür beni. Al bu evi. Bu lanet soyadının sahip olduğu tüm evleri, şirketleri hepsini al. İstediğini al. Yeter ki öldür beni. Ben.. ben bunu yapamayacak kadar korkağım dediğimde beni kucağına aldı. Eve doğru döndü. 

-Sen çok cesursun

-Değilim. Beceriksizim. Ölmek istiyorum oppa. Canım yanıyor

-Sorun yok ufaklık. Geçecek diye fısıldadı. Kafamı iki yana salladım. 

-Geçmeyecek dedim göğsüne kafamı koyarken. 

-Geçecek çünkü bu sefer ben yanında olacağım. Seni koruyacağım dediğinde gülümsedim. 

-Yalan söylüyorsun

-Ben yalan söylemem ufaklık dedi ve beni koltuğa bıraktı. Yanıma oturdu. 

-Biraz uyu. Kalktığında her şey daha iyi olacak. Söz veriyorum dediğinde kafa salladım ve gözlerimi kapattım. 

--------

Seunghyun onu tuttuğunda bayılmak üzereydim. Yüreğim ağzımda atıyordu. Pembe silahı ondan uzağa atınca olduğum yerde çöktüm. Tanrım. Kendine bir bok yapacak sandım. Eğer mermi bitmemiş olsaydı yapacaktı da. Seunghyun'a onu öldürmesi için yalvarırken elimle yüzümü kapattım. Bunlar gerçekten benim suçumdu. O bunları yaşarken yanında değildim. Onu korumak için ondan uzaklaşmam bir boka yaramamıştı. Daha fazla ölmek istemesini, o acılı sesini duymak istemediğim için ellerimi kulaklarıma bastırdım. Yanına gitmek, ona sarılmak istiyordum ama o beni istemiyordu. Doğal olarak istemiyordu. Kendimden nefret ediyordum. Artık ona destek olmak istiyordum. Bu kadar acı çekmesin istiyordum.  

-Jiyong dedi CL. Kafamı kaldırdım. 

-Jiyong eve girdiler dedi ve beni yerden kaldırdı. Boş gözlerle büyük eve baktım. Onun doğduğu eve, hayatının elinden alındığı ele, benim hayatımın elimden alındığı eve. 

-Hadi geçelim dediğinde Youngbae beni eve doğru çekti. Gitmek istemediğim için durdum. Diğerleri çoktan eve giriyordu. Haru'ya baktım. Seungri onu bir koltuğa bırakıyordu. Haru. Güzelim benim. Üzerindeki elbise ile melek gibiydi. Gözlerimi sildim. 

-Jiyong. Ev değil. Evin suçu değil. Bu olanlar evin suçu değildi. Woo Tak'ın suçuydu. Yani gir şu eve. Ji Eun'u bıraktığımız için pişmanım. Yine artık bırakmıyoruz. Ailede olan, ailede kalır dediğinde haklı olduğunu biliyordum. 

-Sen geç. Peşindeyim dediğimde bir saniye yüzüme baksa da kafa salladı. Bir sigara yaktım ve eve doğru yürüdüm. Bundan sonra Ji Eun'u yanımdan ayıramazdım. Ben geç geldiğim için birini öldürmüştü. Seunghyun Ji Eun uyuduğu için onu boş odalardan birine götürdü. Ben Haru'ya baktım. 

-Sende biraz dinlenmek ister misin ? dedim aramızda bir sessizlik vardı. 9 yılın getirdiği bir sessizlik. Gülümseyip kafa salladı. Ayağa kalktım. Mahcubiyetin getirdiği bir sessizlik. Benim ona karşı olan mahcubiyetimin. 

-Tek giderim. Bu evi biliyorum. Sorun yok dedi ama ben bu salonda durmak istemiyordum. Kızların ağlamasını duymak istemiyordum, herkesin yorgun yüzünü görmek istemiyordum, korkulu yüzünü. 

-Yardım ederim dedim ve koluna girdim. Onun yönlendirmesiyle bir odaya götürdüm onu ve yatağa yatırdım. 

-Haru dediğimde bana baktı. Ellerini tuttum.Güçsüz olan ellerini. 

-Ne kadar zayıflamışsın. Eskisinden bile çok dediğinde gülümsedi. Elimi yanağına götürdüğümde kafasını elime yaslamadan önce avuç içimi öptü. 

-Üzgünüm bebeğim. Çok üzgünüm. Yemin ederim seni aradım. O kadar yıl boyunca seni aradım ama Woo Tak hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Çeteyi toplamam uzun zaman aldı. Her şey uzun zaman aldı ama sana geldim. Çok özür dilerim

-Sorun yok. Artık beraberiz. Sorun yok. Her şey güzel olsun artık ne olur ? Yalvarırım her şey güzel olsun

-Olacak. Her şeyi güzel yapacağım. Yemin ederim dedim boşta kalan elini tutarak. 

-Seni seviyorum

-Bende seni bebeğim. Bende seni seviyorum

ÇETETempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang