B.36

223 19 26
                                    

Güldü. Hayır kahkaha attı. Kaşlarımı çattım. Ben ondan beni sevmesini istiyordum ve o gülüyor muydu ?

-Bu neydi şimdi ? aşağılık kompleksi mi ? Jiyong seni sevmediğimi söylediğim için mi bunlar ? Sırf sevmem için mi yapıyorsun bunları ? Sen kafayı mı yedin ? Sevmediğin birinin neden seni sevmesi için bu kadar uğraşıyorsun ? dedi. Haklıydı. Onu sevmiyordum. Doğru sadece kalbim yanındayken hızlı atıyordu. Evet bu doğruydu ama sevmek ayrı bir şeydi. Onun için endişeleniyor olabilirdim ama sevmek farklı bir şeydi. Evet onun için korkuyor olabilirdim,onu merak ediyor olabilirdim, odadan çıktığı andan itibaren onu özlüyor olabilirdim ama sevmek bu değildi. Bu olmamalıydı. Değildi dimi ? Daha önce kimseyi sevmemiştim. Ben nereden bilebilirdim. Kendimi gülmeye zorladım

-Doğru. Sadece şaka yapıyordum zaten. Ama ciddiyim anlaşma iptal dedim kafasını şehre doğru çevirdi. Gülmüyordu. Düşünüyordu. Çok duru bir güzelliği vardı. Küçüktü, kısaydı ama uzun saçları yüzünü kapattığı için sinir olsam da çok yakışıyordu ona.

-Ailem yok.

-Onu fark ettim dedim sessizce. Ailesinden hiç konuşmamıştık. Sadece bir süre önce onları bulmak istediği için bizi aradığını söylemişti. Ölmüşlerdir diye düşündüm. Omzunu omzuma yasladığında ona baktım. Gözleri doluydu. Göz yaşları akmasın diye kendini zorladığını biliyordum. Başkalarının içinde ağlamayı sevmediğini biliyordum.

-Bizi bırakıp gittiler. Terk ettiler. Annem babamı bırakıp kaçtığında bizi düşünmedi. Neden babamı bıraktığını söylemedi, neden bizi bıraktığını da. Sadece gitti. Sonra bir gün uyandığımda başka bir yerdeydim. Evimde uyumuştum ama uyandığımda nerede olduğumu bile bilmiyordum. Sadece parkı hatırlıyordum. Kucağımda Ji Hyuk vardı. O zaman ben 11 yaşındaydım. Ji Hyuk sadece 3 yaşında. Babam birileriyle bizi yollamış. Evimizi çok aradım ama bulamadım. Zaten küçükken evden pek çıkmamız yasaktı. Sadece okula giderdim. Daha küçük bir çocuktum. Bir günde büyümek zorunda kaldım. Ji Hyuk ile kaçtık. Bu şehre geldik. Yoksa onu alıp yetimhaneye vereceklerdi dediğinde derin bir nefes aldım.

-Neden ? O kadar küçükken neden sizi bıraktılar ?

-Şöyle bir söz var. Her çocuk anne babasını hak eder ama her anne baba çocuğunu hak etmez. Bence çok doğru bir söz

-Haklısın. Ben bunlar için üzgünüm

-Üzülme. Ben zaten yeterince üzgünü-

-Senin yeterince üzgün olman benim olmayacağım anlamına gelmiyor dedim. Çünkü üzgündüm. Onunla çok daha farklı yerlerde tanışmak isterdim. Keşke hayatlarımız farklı şekilde karşılaşsaydı. Belki hastaneye grip olarak gelseydi. Onu orada görüp kahve içmek isteseydim. Onu evinden alsaydım yada evine bıraksaydım. Belki de o pazarda karşılaşırdık tekrardan ama bu sefer bir şeyler alırken o beni görürdü. Birbirimizi görürdük. Bir şeyler yemeğe çıkardık. Ji Hyuk'la parka gider, beraber oynardık. Şuan bu şekilde değil başka şartlarda karşılaşmak için her şeyi verirdim.

-Kendi dertlerimle başkalarını üzmek istemiyorum.

-İçeride onlar için üzüldüğüm 16 kişi var ve asla başkası olarak değil. Ailesi olarak üzülüyorum dedim. Doğruydu.

-Sende onlardan birisin artık.

-Bunu neden yapıyorsun? Bir aileden değil diyorsun sonra ailedensin diyorsun. Beni koruyorsun. Evet sırf ben iğrenç gülüyor diye bir adamın ağzını dikiyorsun

-Aslında onu yapsam da o herife asıl sinirli olmam seni istemesiydi dedim. O günü hatırladıkça daha da sinirleniyordum.

-Bu kısmı çıkaramadım

-Zaten o gün olan neyi hatırlıyorsun ki ?

-O gün olmasa da hatırladığım bir kaç şeyi söylüyorum sana. Beni öptün, sonra gittin, sonra karşıma çıktın beni korudun, sonra geldin beni zorla arabana bindirdin, seni sevip sevmediğimi sordun, sonra yine basıp gittin, bir kızla geldin,evleneceğim dedin, beni kovdun,boğazımı sıktın ve kaşar demenden bahsetmek istemiyorum. Sonra yine geldin, beni aldın,geri getirdin sonra yanımda kal dedin. Sana her şeyi alırım dedin sonra şaka dedin güldün dedi ve derin bir nefes aldı. Vay be gerçekten serefsiz gibi davranmışım. Ona göre...

-Sen bunları yaparken.. yani ne bekliyorsun Jiyong. Sevmediğin biri seni sevdiğinde ne olacak ? Kafamı karıştırıyorsun. Seni anlamıyorum. Neden biraz dürüst olmuyorsun ? Seni sevsem.. sevsem ne olacak . Sevdiğimi bilsen ne olacak ? Lütfen dürüst ol ve kafamı karıştırma diye bağırdı.

-Çünkü bilmiyorum. Anladın mı? Öğrenmeye çalışıyorum. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. Çözemiyorum dedim ayağa kalkarken. Buradan gitmeliydim. Gitmeliydim.

-Neyi anlamıyorsun? Neden hala seni sevip sevmediğimi öğrenmeye çalışıyorsun dediğinde içeri girmek üzereydim. Ona döndüm. Beni sevmiyordu. Gerçekten sevmiyordu.

-Senin değil benim. Benim seni sevip sevmediğimi. Anlamıyorum çünkü kimseyi sevmedim. İçimde olan bu hissi çözmeye çalışıyorum. Anlamadığım saçma sapan duyguları hissediyorum ilk defa ama ne bilmiyorum. Anladın mı ? Sevgi bu mu bilmiyorum Diye bağırdım

ÇETEWhere stories live. Discover now