B.61

161 15 23
                                    


Bugün ki depoya saldırdığımızda Seungri vurulmuştu. Onun karnındaki kurşunu çıkarıp sarmıştım. Çok hazırlıksız gitmiştik. Bu yüzden bu kadar yara almıştık. 

-Jiyong neden böyle bir şey istedi ? diye bağırdı Bom. Hepimiz salondaydık. Bende bilmiyordum. Bu yüzden  omuz silktim. Jiyong normalde eve gidecekti. Bir anda beni aramıştı ve Wo Tak'ın depolarından birine saldırmamızı. Hep beraber saldırmamızı istemişti. 

-Dikkat dağıtmak için ?  dedi CL. Seungri mırıldandı. Jiyong bir anda önce gelip onunla ilgilense iyi olacaktı. 

-Belki de eve girebilmek için demiştir

-Jiyong zaten o eve girebilir dedi Dara. Kafa salladım. Fark ettirmeden eve girebilirdi. Bu onun için zor değildi. Başta Jin Wo'yu yollayacaktı ama son anda karar değiştirip eve kendi gitmişti. 

-Şöyle bir durum var. Jiyong orada ne gördüyse daha da çok orada kalmak istedi. Bu yüzden Woo Tak'ın oradan çıkması lazımdı. Çıkması için ne gerekti ? Bir olay. Bu yüzden hep birlikte oradaydık dedim hepsi bana dönüp kafa salladı.  

-Peki Seunghyun ne görmüş olabilir ? dediğinde omuz silktim. 

-Bilmiyorum. Onu bende bilmiyorum ama önemli bir şey olmalı. Jiyong önemsiz bir şey için kimseyi tehlikeye atmaz dedim. Onu en iyi ben tanıyordum. Atmazdı. Özellikle bizi tehlikeye atmazdı ama neden  ? Bugün sadece bir kontrol etmek için girmişti. 

-Ji Eun'dan haber yok mu hala ? dedim Lisa'ya dönüp. Suratı asılırken kafasını iki yana salladı. Dördü de gelip bana olayı anlatmalarının üzerinden aylar geçmişti. Ji Eun'u arıyorduk ama bulamıyorduk. Tabi bu aramalardan Jiyong'un haberi yoktu. Ji Eun hakkında en ufak bir şey bile duymak istemiyordu. Ne zaman konusu açılsa ya kapatıyor ya da hem konuyu kapatıp hemde çıkıp gidiyordu. 

-Jungkook arıyor. Hatta Suga oppa da artık bir şeylerden şüpheleniyor. O bile arıyor ama yok. Hiç bir yerde dedi Jennie. Kafamı geriye attım. Neredesin sen kızım. Neredesin ? 


-Asıl senin burada ne işin var dedim sessizce. Güçlü olamıyordum. Olmak da istemiyordum artık. Yorgundum. 

-Ji Eun bu çocuk oyuncağı değil. Anladın mı ?

-Vay be o kadar zaman sonra adımı hatırlıyorsun 

-Şaka gibi mi geliyor sana bunlar ? Ne işin var burada ? 

-Seni ilgilendirmez. Hem de hiç ilgilendirmez. Sen ne yapıyorsun asıl burada ? yine mi para karşılığında birilerini öldüreceksin ? 

-Bu seni ilgilendirmez. Bir kere uyarırım. Bu evden uzaklaş yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. Sana bir hafta süre.

-Gitmiyorum

-Ji Eun diye sesini yükseltti. Konuşurken aynı zamanda etrafına bakıyordu. 

-Ne ? Ji Eun ne ? Bir evden daha çıkmamı istiyorsun ? Böyle mi gidecek bu ? Nerede yaşasam gelip beni uzaklaştıracak mısın ? Kovacak mısın ? 

-Ji Eun bu tehlikeli. Burası tehlikeli. Anladın mı ? dediğinde alayla bir kahkaha çıktı ağzımdan. 

-Öyle mi ? Peki bundan sanane ? Benden sana ne ? 

-Bak anlamıyorsun dimi ? Beynin işlemiyor dimi ? Bir hafta Ji Eun. Bir hafta içinde çık.  Anladın mı ? Bu kadar  basit

-Gidemem dediğimde kafasını sağa sola bakmaktan çekti ve gözlerime baktı. Kaşları çatıldı. Onu özledin diye bağıran kalbimi susturdum. 

-Neden ? Wo Tak'la mı berabersin ? Çıkıyor musunuz ? Evlendiniz mi ? NE ? Neden gidemezsin ? dediğinde sinirle suratına baktım. Bu kadar mıydı yani ? Ben bu kadar mıydım ? 

-Hayır Jiyong. Burası benim evim ve bu evi başıma bile yıksan ben bu evden gitmiyorum. Anladın mı ? 

-Nasıl senin evin ? 

-Benim evim. Doğduğum ev dedim kollarımı birleştirirken. 

-Woo Tak

-Lee Woo Tak. Abim dediğimde benden bir adım uzaklaştı. 

-Yalan söylüyorsun 

-Yalan değil 

-Yalan dedi o sırada Hanbin kapıdan girdi. Jiyong arkasına döndü ve ona doğu gelen Hanbin'i itti ve kapıdan çıktı. 

-Yalan değil diye bağırdım. 

-Bu sefer yapamayacaksın. Bu sefer beni tek bırakamayacaksın diye bağırdım peşinden. Sonunda bacaklarım daha fazla dayanamadı ve kendimi yere bıraktım. Sinirle elimi yere vurmaya başladım. 

-Bu sefer izin vermeyeceğim diye bağırdım. 

-Artık bir ailem var. Gerçek bir ailem var. Onu almana izin vermeyeceğim dediğimde Hanbin yanıma geldi. Kollarını bana doladı. 

-Bu sefer tek kalmayacağım


ÇETEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt