65. BÖLÜM

115K 5.7K 1.5K
                                    

Gözlerimi kırpıştırıp dediklerini sindirmeye çabaladım. Benden bir çocuk istiyordu. Bir çocuğu taşımak isteyip istemediğimi soruyordu.

Zihin perdelerim açıldı ve gözlerimin önüne çok güzel bir kesit sundu. Karnım şişti ve orada çok güzel bir bebek vardı. Benim bebeğim. Elimi karnımda gezdiriyor, onu hissediyordum. Heyecanla kucağıma alacağım günü bekliyor, doyasıya neşeleniyordum.

Dudaklarıma gördüklerimden memnun kalan bir gülümseme yerleşti. Çok güzeldi. Bunun hayali bile muhteşemdi ama... erkendi.

"Sence de erken değil mi? Şimdi insanlar sorgulayacak neden bu kadar çabuk olduğunu..." derken Arslan sözümü kesti.

"İnsanları niye umursuyoruz ki? Boşver onları. Saçma düşüncelerini kendi üstlerinde kullansınlar."

"Yine de erken," dedim onun bu istekli hali karşısında şaşkına dönerken. Gerçekten çok istiyor gibiydi.

"Sen niye bu kadar çok istiyorsun?"

Gözlerini devirip ciddi misin sen der gibi baktı. "Sana aşık olduğum için olabilir mi?"

"Olabilir ama Arya çok küçük sevgilim." Düşünceliydim.

"E yani? İkiz gibi takılırlar işte." Dudakları alnıma küçük bir buse bıraktı. "Sen bunu düşün. Zorlamıyorum, zorlayamam. Ama çok istediğimi bil. Tamam mı?"

"Tamam. Bugün ne yapacağız?" dedim gülerek.

"Yataktan çıkmayalım diyeceğim ama anında cırlayıp Arslan saçmalama diyeceğini bildiğimden gezeceğiz cevabını veriyorum. Ama tabii ki akşam."

Üzerimden kayan çarşafı Arslan'a çaktırmamaya çalışarak düzelttim. Fakat tabii ki fark etmişti. Her zamanki gibi yine gözlerinden bir şey kaçmıyordu. "Neden?"

Yüzümdeki saçı kulağımın arkasına nazikçe itti. Uyandığımızdan beri gözleri daha önce hiç görmediğim bir ışıltıyla süslenmişti. "Gezerek seni yormak istemiyorum. Bana fark ettirmesen de sancın olduğunu biliyorum. Akşama doğru kendini iyi hissedersen gezeriz."

Ah, bu adamın böyle dikkatli olması bazen hiç hoş olmuyordu. Evet ufak bir ağrım vardı ama bunun normal olduğunu bildiğimden umursamamıştım.

"Ve sen güzelim tüm gün bu yataktan çıkmayacak, dinleneceksin. Anlaşıldı mı?"

Şımarıkça kıkırdadım. "Hı hı. Ama sen de yanımda olacaksın, değil mi?"

"Bundan şüphen mi var?"

Göğsüne sokulurken hâlâ gülmeye devam ediyordum. Güven veren kolları anında beni sardı.

"Asla. Beni bırakmayacağını çok iyi biliyorum."

"Ne kadar da zeki bir Rüya Tunalı."

"Ah, her zamanki halim hayatım."

---

İstanbul'a dönüşümüzün üzerinden daha birkaç gün geçmemişti. Dubai'de çocukları özlediğimiz için sadece üç gün kalmış, daha sonra tekrar dönmüştük. O üç gün boyunca ise bol bol gezmiş, birlikte keşfetmiştik şehri. Fazlasıyla eğlenmiştim ve Arslan ile normal bir çift olmanın tadına sonuna kadar varmıştım. Öyle ki o anların birinde bile yüzümden gülüş eksik olmamıştı.

Şimdi ise şirkete gidiyordum. Sevgili babam beni bir an boş bırakmıyor, sürekli yeni bir proje getirtiyordu. Bugün ise bir inşaat şirketiyle toplantımız vardı. Yapılacak dev bir sitenin mimarisi için bizimle çalışmak istemişlerdi. Saatin geldiğini görünce ayağa kalktım ve raporlarımı da elime alarak toplantı odasına ilerledim. Birkaç gündür Uras ile çok vakit geçiremediğim için toplantı bitiminde derhal eve gitmeyi düşünüyordum.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin