3. BÖLÜM ♣

271K 11.1K 2.9K
                                    

Bölümler düzenlenmiştir.

Oy ve yorumları unutmayın lütfen!

Sıra bir diğer baş karekterimizin hayatına değinmeye. İleride aşık olma ihtimalinizin çok yüksek olduğu Arslan ile tanışma vakti geldi çattı. O zaman sizleri daha çok tutmadan bölüm ile baş başa bırakıyorum.

Arslan Tunalı

"Günaydın Arslan Bey."

Kapının önünde bekleyen asistanıma selam verirken yorgun olmama rağmen güçlü çıkan sesimle yanıt verdim ve hızımı kesmeden odama girdim. "Günaydın. Bugün bir toplantı var mı?"

Soğuk konuşmama takılmadığını artık biliyordum, çünkü diğer herkes gibi o da alışmıştı. Masama ilerleyip sandalyeye oturduğumda arkamdan içeriye giren Sevgi elindeki deftere bakıp yanıt verdi. "Hayır, bugün yok. Sadece Selim Bey gelecek. Önemli bir konu hakkında görüşecekmiş."

Kaşlarım merakla çatılırken başımı salladım. Selim asistanıma bile önemli dediyse gerçekten önemli bir durum olmalıydı. Bilgisayarımı açarken Sevgi'ye bakmadan her zamanki alışılagelmiş tavrımla konuşmaya devam ettim. "Tamam Sevgi. Selim gelince doğruca içeriye al lütfen," diyerek çıkması gerektiğini belli ettim.

Sevgi mesajı anlayıp odadan çıkarken dirseklerimi masaya yaslarken başımı ellerimin arasına aldım. Tüm gece Uras'ın başında beklediğim için gram uyku uyumamış, oğlumun ateşini düşürmek için annemle birlikte büyük uğraş vermiştim. Küçük bedeninin ateşini sabaha karşı zorlukla düşürmüştük ve sonrasında da düşünmekten uyuyamamıştım. Yine aynı düşünme fiilini yaptığımı fark edince kafamı dağıtmak amacıyla dün yarım bıraktığım projeye devam ettim. Bir tek iş kafamı ondan uzaklaştırabiliyordu. Saatlerce dosyadaki projeden başka bir şey düşünemezken odanın kapısı tıklatıldı ve Selim içeriye girdi.

"Hoş geldin," derken başımla masanın önündeki koltuğu işaret ettim.

"Hoş bulduk," dedikten sonra koltuğa oturdu ve bakışlarını yüzümde gezdirdi. İfadesi kasvetli bir hale dönerken elini sarı saçlarının arasından geçirip "Uras nasıl? Hâlâ aynı mı?" diye sordu. Dün gece geç saatte bir şey sormak için beni aradığında Uras'ın hasta olduğunu söylemiştim.

Sıkıntılı bir nefes alıp geriye yaslandım ve gözlerimi tavana diktim. Selim lise yıllarından beri yakın dostumdu. Aynı zamanda Uras'ın durumunu bilen nadir kişilerden de birisiydi. Uras'ın durumu ise kanser olmasıydı. Beş buçuk yaşındaki oğlum ilik kanseriydi.

Elimle yüzümü sıvazlarken "Evet, aynı. Dün gece yine ateşi çıktı, zor düşürdük," dedim yenilmişlikle. Uras'ı o halde gördükçe benim canım acıyordu.

"Arslan, bu böyle devam edemez biliyorsun."

"Biliyorum Selim. Bilmediğim şey ne yapacağım, nereden başlayacağım. Oğlumu bu hastalıktan nasıl kurtarırım hiçbir fikrim yok. Sürekli onu düşünüyorum ve başka bir şey yapamıyorum. Düşünmemin de bir faydası olmuyor ne yazık ki. Sürekli bir çemberin etrafında dönüp duruyorum. O çizgilerden sapamıyorum. Bu çıkmaz beni deli ediyor, ona bir şey olma düşüncesi sinsice bitiriyor beni, nefes alamaz hale geliyorum. Oğlum her geçen gün gözlerimin önünde eriyor ve ben bir şey yapamıyorum," dedikten sonra öfkelenerek yerimden hırsla kalktım. Ellerimi ensemde birleştirirken gözlerimi cama diktim.

Kanser teşhisi Uras'a bundan bir buçuk yıl önce, o daha dört yaşındayken konmuştu. Başta ilaç tedavisiyle ilerlemiştik ama doktor bir hafta önce artık bunun yeterli gelmediğini söylemişti. İlik nakli için uygun donör de bulunamıyordu. İşte bu yüzden tek bir çözüm yolu vermişti doktor. O da kardeşti. Bir kardeşi olursa eğer onu kurtarabilirdi. Aynı anne ve baba olmasına gerek olmadığını söylemişti. Zaten aynı anneden olması imkansız bir durumdu. Sadece ben de yeterliydim ama bir kadından çocuk istemiyordum. Çünkü kadınlar güvenilmezdi, doğacak olan çocuğu para için bana karşı koz olarak kullanabilirdi. Fakat oğlumun kurtulması için de bundan başka bir yol yoktu. Sırf kendi düşüncelerim için onun bu hastalık yüzünden günden güne ölüme gitmesini göze alamazdım. Oğlum için bencillik yapamazdım. Hiç yapmamıştım, bundan sonra da yapmayacaktım. Bir kadına katlanmam gerekiyorsa sırf Uras için bunu yapabilirdim. Kafamda her zamanki gibi hızlıca bir plan kurarken derin bir nefes aldım ve başımı Selim'e çevirdim.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin