45. BÖLÜM

150K 7K 1.8K
                                    

Bölümün ithafı tüm Whatsapp grubuna.(Tabii bir kişi hariç, o da kendini biliyor.) 😈

Keyifli okumalar!

Oy ve yorumları unutmayın lütfen.

Gördüğüm kişinin doğruluğundan emin olmak istercesine gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım. Yok, gerçekti.

"Arslan?" diye şaşkınlıkla soluyup etrafıma bakındım. Nasıl gelmişti buraya?

Arslan aniden bana yaklaşıp elini ağzıma koydu. İşaret parmağını dudağına götürürken kulağıma eğildi ve hızlıca fısıldadı.

"İçeriye geç, Arya'yı alıp geleceğim ben."

Aynı onun gibi fısıldayarak "Ne içerisi?" dedim. Karakoldan çıkmış olmasından ziyade eve nasıl geldiği kurcalıyordu zihnimi.

"Bir kerede uysal olup dediğimi yap Rüya be," dedi bıkkınca.

Gözlerimi devirip ona uydum ve Arslan'ın açtığı kapıya bir adım attım. Arslan çoktan salona girmişti. Kapıyı aralayıp içeriye başımı uzattım. Beton düz duvarın olduğu bir koridor bulunuyordu ve ışıklar oldukça parlaktı. Sol taraftaki karaltıdan orada bir merdiven olduğunu anlarken bundan ürkmüştüm, çok korkutucu duruyordu ama Arslan beni buraya yolladıysa bir bildiği de vardı. Ona güvenip merdivenlere ilerledim ve basamakları teker teker indim. En sonunda bulunan hafif aralık kapıyı iterek içeriye girdim. Bedenime bir sıcaklık dalgası çarparken ağzımın şokla aralandığını tahmin edebiliyordum.

Bu da neydi böyle?

Biraz önceki düz ve özensiz koridorun aksin burası o kadar şatafatlıydı ki bir an için kendimi garip hissettim. Geniş bir alan vardı. Üst taraftaki kadar genişti. Sol tarafta dar bir koridorun birkaç kapıya ayrıldığını burada durduğumda seçebiliyordum. Oraya gitme zahmetinde bulunmadan yeniden gözlerimi etrafta gezindirdim. Oda oldukları besbelliydi. O koridorun diğer tarafında açık olan kapıdan mutfak olduğunu görüyordum. Yukarının aksine burası daha karanlık tonlarla döşenmişti. Füme rengi duvarlarda birkaç dekoratif tablo vardı. Köşeli bir koltuk takımı birkaç berjer ile pekiştirilmişti. Televizyon, sehpalar... Tek bir eksiğiyle normal bir evdi. O eksik ise pencereydi. Bir tane bile yoktu ama bunu kamufle etmek istercesine ev cok ferah duruyordu. Az eşya ve iyi bir aydınlatma ile bu sağlanmıştı. Arka tarafında, yani tam yanımda ise yemek masası vardı.

Arkamdan gelen adım seslerini duyduğum an oraya dönerken evi incelemem yarıda kesilmişti. Arslan kucağındaki Arya ile yanıma geldi ve ilerideki koltuğu işaret etti.

"Geç otur, Arya'yı beşiğine koyup geleceğim," dedi ve koridordaki kapılardan birine girdi. Ben de sözünü dinlemeye karar verip koltuğa oturdum ve hâlâ etrafı izleyen bakışlarımla onu bekledim.

Kısa süre sonra yanıma gelince ceketini bir kenara bıraktı ve karşıma oturdu.

"Öncelikle buradan kimsenin haberi yok. Sadece bize özel olması için gizli bir yer yaptırdım ve duvarlarda ses yalıtımı var. Odada hiçbir dinleme cihazı yok, tamamen temiz çünkü burayı kimse bilmiyor. Fark etmesi de imkansız. Sen bile kapıyı kapatıp kutuları oraya koyarken fark etmedin bir kapı olduğunu çünkü duvarla bütünleşmiş bir halde. Burada tamamen yalnızız. Hiç kimse bizi göremez, duyamaz."

Gözlerindeki kendinden emin ifade rahatlamamı sağlarken geriye yaslandım. Çekinecek bir şey yoktu, dediği gibi burada yalnızdık ve kimse bizden haberdar değildi. Yinede buranın amacını merak ediyordum.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin