21. BÖLÜM ♣

200K 9.2K 1K
                                    

Arkamı dönüp arabaya ilerlerken Arslan'ın da peşimden geldiğini biliyordum. Kapıyı açmasıyla sessizce arabaya bindim ve onu bekledim.

"Beni şirkete bırakır mısın? Çalışmam gereken projeler var."

Başını sallayıp onayladı ve "Bugün çok durgunsun. Nedeni ne?" diye sordu. Bir yandan da arabayı çalıştırmıştı.

"Farkında değilim," diyerek kaçamak bir cevap vermek istediğimde kanmadığını belli eden bir bakış attı.

Üstelememesini istemediğimden konuyu değiştirmek için aklıma ilk gelen şeyi sormaya karar verdim. "Evde bir sinema salonu sence de fazla lüks değil mi? Güzel bir şey olduğunu inkar edemem ama dışarı çıkıp insanların içine karışarak izlemek daha hoş olurdu."

"Uras'ı maskesi ve bonesiyle bir sinemada hayal eder misin? Bir sürü neyin ne olduğunu bilmeyen çocuğun içine karıştığını ve onların meraklı, hatta korkulu bakışlarla ona baktığını hayal et."

Bahsettiği sahne gözümde bir an için canlanırken kaşlarımı çattım ve mahcup olarak yüzümü buruşturdum. "Özür dilerim. Nedenin bu olduğunu düşünmemiştim."

Gözlerini yoldan ayırmadan başını iki yana salladı. Yüzünden yalnızca derin ve soğuk bir ifadesizlik okunuyordu. Onun bu hallerini yadırgamıyordum çünkü çoğunlukla ben de bunu yapıyordum.

"Onunla bir kez sinemaya gittik. O tecrübe ikimize de yetti ve daha sonra bu evi alıp onun tüm eksiklerini gidermeye çalıştım."

"Ne oldu?" diye sordum merakla.

"Uras'ı gören birkaç aile çocuklarını alıp çıktı ve giderken de bana laf attılar. Hasta olan çocuğun sinemada ne işi varmış? Adı üzerinde çocuk!" Yüzü her ne kadar ifadesiz olursa olsun sesinde büyük bir öfke vardı ve ben de aynı haldeydim. Ne büyük sığlıktı bu?

Sinirimi gizleyemeyerek "Salaklar," diye tısladım. "Uras ne yaptı peki?" Kim bilir nasıl üzülmüştü, nasıl kırılmıştı. Uras insanların gaddarlığıyla çok erken tanışarak bu kötü tecrübeyi yaşamıştı.

"O zamanlar daha küçüktü ancak istenmediğini sezmişti. Ben de onu daha fazla o ortamda tutmadım."

"Uras mükemmel bir çocuk. Her zaman sahip olmak isteyeceğim türden bir evlat."

Arslan başını çevirip bana baktı. "Zaten sahipsin."

Bu sözler üzerine sessiz kaldım ve bakışlarımı kaçırdım. Cevap vermek istemiyordum. Birkaç dakikanın ardından Arslan yavaşça konuştu. "Hamileliği söylemeni beklemiyordum."

Ben de beklemiyordum ki bunu. O an durumu kurtarmak adına yaptığım bir şeydi ve üzerinde durmak gereksizdi. "Adamın işkillenmemesi gerekiyordu. Benim anlamadığım Akif'in bu durumu nereden bildiği. Öylesine, boş yere edilen sözler gibi değildi sanki. Gerçekten biliyor gibiydi. Bu mümkün mü sence?" diyerek içimdeki kuşkuyu dile getirdim.

"Hayır, değil. Bizden başka bilen yok. Kimseye bir açık verdiğimizi de sanmıyorum. Evdeki yardımcılar bile şüphelenmesin diye sen uyumak için odana gittikten bir süre sonra yanına geliyorum. Akif'in evlilikle ilgili gerçekleri öğrenmesi imkansıza yakın."

"Ama imkansız değil."

Omuz silkti ve umursamadığını belli eder gibi kaşlarını kaldırdı. "Bunu söylese bile kim inanır ki? Öncelikle hamile olduğunu söyleriz. Hiç olmadı sen aşk evliliği ya da ben kocamı çok seviyorum diyerek bunu yalanlarsın. Akif de saçmaladığıyla kalır, kimseyi inandıramaz buna."

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin