39. BÖLÜM

159K 8.2K 2K
                                    

15 tatilin son bölümü demiştim değil mi? Unutun onu :))

Oy ve yorumları unutmayın lütfen. Tüm olaylar ortaya çıktı gibi bu bölüm.

Çaresizliğin rengi siyah, duygusu karamsarlık olurdu. Mutluluğun rengi pastel, duygusu neşe olurdu. Bu iki uç duygunun rengi de duygusu da tetkti. Ama umudun? Umudun rengi hem siyah hem beyaz, duygusu hem karamsarlık hem de iyimserlikti. En kötü olduğunuz anda bile umutlar sayesinde iyilerin varlığını düşünebilirdik.

Umutlarımız gerçekleştiğinde ise karamsarlık ve siyah yerini terk ederdi. Taht, iyi ve güzel şeylere kalırdı. Evimizin şu an olan durumu da aynı bunun gibiydi. Herkesin yüzünde güller açıyor, dudaklarında bir kez olsun gülüş eksik olmuyordu. Uras eve çıktığından beri herkes etrafında pervane olmuştu. Annem ve babam, Filiz anne ve Arslan'ın babası bizim evde kalırken Asya ve Elif dün gece İzmir'e gitmişti.

Arslan birkaç gündür yeni yeni işe gitmeye başlarken yine akşam olmadan eve adım atıyordu ve soluğu doğruca çocuklarının yanında alıyordu. Evet, Arslanda benim yaptığım gibi Arya'nın biyolojik babası olmamasını umusamıyor gibiydi, en başta nasılsa yine öyle davranıyordu. Bu durumun oldukça hoşuma gittiğini inkar edemezdim. Çünkü Arya herkes tarafından sevilen bir çocuk olmuştu şimdiden. Anneler ve babalar arasında Arya için ufak atışmalar çıkarken genelde kızım acıkıp ağladığında buna ara veriyorlar ve onu hemen Ezgi'ye götürüyorlardı.

Bu süre zarfında, yani Arya'nın anne sütüne olan ihtiyacını en aza indirgeyene kadar Ezgi de bizimle birlikte kalıyordu.

Uras'ın uyuduğundan emin olunca odasından çıkarak Arya'nın odasına ilerledim. Eğer annemler kızımı aşağıya indirmedilerse onu biraz sevmek için fırsatım olabilecekti. Ciddi anlamda 2 haftadır Arya ile bizden çok vakit geçiriyorlardı. Arslan ve ben sadece geceleri onu odamıza kaçırarak sevebiliyorduk.

Gözlerim duvardaki saati bulunca beşe geldiğini görerek beşiğe ilerledim. İşte bu! Şanslı günümdeydim, kızım bana kalmıştı.

"Aşkım seni bana bırakmıyorlar bir türlü. Biraz zaman geçirelim mi seninle? Olur mu? Hem şimdi babanda gelecek, özledin mi onu?"

"Arya hanımı bilemem ama ben onu çok özledim," diyen sesi duymamla hafifçe sıçrayarak arkama döndüm. Takım elbisesiz haliyle kapı pervazına yaslanan Arslan kollarını birbirine dolamıştı. Yüzünde alışık olduğum o sıcak gülümsemesi varlığını belli ederken ben de gülümsedim.

"Hoş geldin," dememle doğrularak yanımıza geldi. Arya'yı hafifçe ona doğru uzatmamla hızla kollarının arasına alması bir olurken gülümseyerek onu izledi.

"Hoş buldum. Nasıl yalnız yakaladın bu cadıyı?"

"Valla ne yalan söyleyeyim ben de oldukça şaşırdım. Bu anlar kolay bulunmuyor, susup keyfini çıkaralım bence."

Arslan kaşlarını kaldırıp beni onaylarken "Güzel fikir," dedi.

Bir süre sessizce Arya'yı izledikten sonra Arslan ciddileşmiş bir halde bana döndü.

"Kıbrıs'a gitmek için bilet aldım yarın sabaha."

Yüzümdeki gülümseme aniden solarken hafifçe yutkunup kaçamak bir nefes aldım.

"Bu kadar çabuk mu?"

"Daha fazla dayanamayacağım Rüya. Bir an önce olsun. Hem Arya'nın kırkı var yakında, annemler hazırlık yapıyorlar. Onlar meşgulken gideyim, bir gün kalacağım zaten en fazla."

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin